Her an kendini kanıtla |
Hayatımızı belirleyen şey, “Bugün performansımız nasıldı?” sorusu olmaya doğru evrildi. Önceleri makinelerin performansına bakılırdı; sonra işçilerin… Öyle ki, uyumasından boş zamanında ne yaptığına kadar her şey araştırıldı. İşveren için daha “verimli” nasıl hizmet edeceği bile performans çizelgesinin bir parçasına dönüştü. Performansı düşük olan ıskartaya çıkar; çıkarmasa bile ilaç sanayisi devreye girer. Çünkü performansı artırmak için artık her tür ilaç var: eczanelerde satılandan merdiven altı üretilene kadar, hepsi aynı “mavi” vaatle sunulur.
Dün sanat galerisinde “performans” kelimesini kullanırken bunu hissettim. Sergisiz galeri, yani boş alanın izleyicisi olmaz; geleni gideni yoktur. “Her boşluk değerlendirilmeli,” dedim. Sonra fark ettim: Bu düşünce bile performans mantığının ürünü. Çünkü çalışırken iş arayan daha çabuk iş bulur; çalışan insanın performansı gözle görülür, değeri ona göre biçilir. Sonuçta o çalışanın fiyatı da maaşıdır.
Eve geldim, televizyonu açtım. Aa! Neredeyse tüm programlar........