Haşim Paşa’dan Hulusi Paşa'ya eğitim
Zaman geriye akmaz diye bilinse de siyasetin bu konudaki zorlamalarına tanık olup duruyoruz.
Yapılan açıklamalara hala şaşırmak, umudun korunmakta olduğunun da göstergesi.
Son günlerde Hulusi Akar’ın yaptığı açıklama ile toplumun aydınları hop oturdu, hop kalktı. İnsana “artık bu kadar da olmaz” dedirten cinstendi çünkü…
Ne demişti Hulusi Paşa;
“Eğitimin amacı ne? Eğitim bilgi değil arkadaşlar. Bilgi üniversitede oluyor, meslekte oluyor.
Eğitimin amacı bilgi edinmek değildir. Eğitimin amacı, bir Allah korkusu, iki kuldan utanmak.”
Eğitimi “din”e, dini de “korkuya” indirgeyen, baştan sona yanlışlarla dolu bu açıklama karşısında tüm duygu ve düşüncelerimi sansürleyip, sadece “Pes !!!” demekle yetinmek zorundayım.
Pes diyorum demesine de, yine de aklıma takılan soruyu sormadan edemiyorum.
Sayın Hulusi Akar, acaba Türk Silahlı Kuvvetlerini ve kapattığınız askeri okulları tepeden tırnağa kuşatanlar, nitelikli askeri kadroları ve öğrencileri ihraç edenler bu “Allah Korkusu”nu kalkan yapan terörist FETÖ’cüler değil miydi?
Askerlik kariyerinizde önemli görevlerde bulundunuz. İstihbarat subaylığı yaptınız. Kara Harp Akademisinde öğretim üyeliği, Kara Harp Okulu Komutanlığı ve Kara Harp Akademisi Komutanlığı görevlerini yürüttünüz. Yani subaylık eğitiminde FETÖ’cü yapılanmayı gözlemleme fırsatına sahiptiniz. Ardından 2013’de Kara Kuvvetleri Komutanı oldunuz.
TSK içindeki yapılanmayı fark mı etmediniz, yoksa onları da “Allah Korkusu” olan genç subay adayları olarak mı gördünüz? Eğer öyle ise, salt Allah korkusu ile bir yerlere varılamayacağını hatta Allah ile aldatmaya programlanmış yapıların bulunduğunu anlamış olmanız gerekmez mi?
FETÖ’nün CIA ile olan bağlantısı artık ortaya çıkmışken, Türk askerinin başına çuval geçirilmesi emrini veren ABD Kara Kuvvetleri Komutanı Raymond Odierno tarafından şahsınıza takdim edilen Liyakat Lejyonu madalyasını iade etmeyi neden düşünmediniz?
Kuşkusuz bu sorular yanıtsız kalacak. Ancak, “Tek yol göstericinin bilim ve fen” olduğunu açıklayarak, Türk Milletinin rotasını çizen Mustafa Kemal Atatürk’ü yalanlayanın eski bir Genelkurmay Başkanı ve Milli Savunma Bakanı olması bu ülkenin geldiği durumun ne denli vahim olduğunu göstermiyor mu?
Hulusi Paşa’nın yaptığı son açıklama ile insan ister istemez II. Abdülhamit döneminin son Maarif Nazırı Haşim Paşa’nın sözlerini anımsıyor;
“Şu okullar olmasaydı Maarifi ne kadar güzel idare ederdik” diyen Haşim Paşa’yı.
Bu sözleri, sosyal medyada sıkça yer aldığı gibi Emrullah Efendi değil, Haşim Paşa söylemiştir.
II. Abdülhamit döneminin son Maarif Nazırı Haşim Paşa (1903-1908) ardında bu sözler dışında hiçbir olumlu iz bırakmamış, Türk Milli Eğitim Tarihinden adı silinip, gitmiştir. Ancak bu kişi, adeta bugünkü açıklamayı yapanın iz düşümüdür.
Ele geçen belgeler ( Maarif adlı kitapçık; Namık Ekrem) Haşim Paşa döneminin özelliklerini şu satırlarla........
© 12punto
visit website