Atatürk'ü anlamak
Sonsuzluğa Uğurladığımız bir 10 Kasım gününde Atatürk’e saygı,sevgi ve özlemle
Atatürk, tam bir anti-emperyalistti, toplumcuydu ve aydınlanmacıydı. İçinden çıktığı toplumu dönüştüren, dönüştürürken eşitlikçi bir toplum düzeni yaratmak için ilkeler koyan ve eylemler yapan, aynı zamanda emperyalizme karşı verdiği başarılı bir savaşla sömürge ve yarı sömürge ülkelere örnek olan tarihi bir kişilikti.
Dilerseniz, “Atatürk’ü Anlamak” konusuna önce UNESCO’nun 1981 yılını “Atatürk Yılı” ilan etmesiyle yayınladığı “Kemal Atatürk, sömürgecilik ve emperyalizme karşı girişilen ilk kurtuluş mücadelelerinden birinin lideridir... Kemal Atatürk, dünya ulusları arasında devamlı barış ülküsünün ve karşılıklı anlayış ruhunun olağanüstü bir öncüsüdür; bütün hayatı boyunca insanlar arasında hiçbir renk, din ve ırk ayrımı tanımayan bir uyum ve işbirliği çağının açılması uğrunda çalışmıştır." bildirgesiyle başlayalım.
İkincisi,Türkiye’de daha çok romancı kimliği ile tanınan,ancak entelektüel kimliği giderek öne çıkan Amin Malouf’a ilişkin. “Çivisi Çıkmış Dünya” kitabında Amin Malouf,Atatürk için “Birinci Dünya Savaşının ertesinde …..Sevr’de toplanan Batılı güçler duygusuz biçimde insanlara ve topraklara sahip olurken ….. Mustafa Kemal galiplere hayır deme cesaretini göstermiştir. Birçokları ….yakınırken, Mustafa Kemal Paşa silaha sarılmış, ülkesini işgal eden yabancı birliklere karşı koymuş ve diğer güçleri tasarılarını gözden geçirmek zorunda bırakmıştır. (sayfa 80-82)” diyordu.
Üçüncüsü ise Atatürk konusunda en yetkin biyografiyi yazmış olan Şevket Süreyya Aydemir’e ait.Aydemir, “Tek Adam” kitabında ''Çağımızın gelişmelerine olan müdahalesine gelince, Türkiye’de başardığı ve bütün sömürge, yarı sömürge ülkeleri milli kurtuluş hareketlerine önder olan, yön tayin eden milli istiklal, iktisaden ve siyaseten egemenlik savaşı dediğimiz hareket, O’nun çağdaş hüviyetinin orijinal cephesidir” tesbitini yapmıştı.
Atatürk,Türk Toplumu’na çağdaşlaşma hedefini göstermişti. Ancak batıcı değildi. İlkeleri, eskimemiş ve donmamıştır. Çünkü dünyada küresel kapitalizm varlığını acımasızca sürdürmektedir. Küresel kapitalizm, yapısında iki temel çelişkiyi barındırıyor.
Birincisi; emperyalist zalimlerle (Batılı: liberal/kapitalist) ile mazlumlar (Doğulu: sömürge, yarı ya da gizli sömürge) arasındaki çelişki. Bu noktada,Atatürk’ün Batı emperyalizmine karşı olduğu kadar,Sovyet Rusya’nın Anadolu’ya müdahale ve Kurtuluş Savaşı’nı kendi çıkarları doğrultusunda kullanma girişimlerine karşı duran millici ve bağımsızlıkçı bir yaklaşıma sahip olduğu da belirtilmeli.
İkincisi ise;........© 12punto
visit website