menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir uyarı: Altın rantının sonu mu?

12 1
21.11.2025

Geçmiş 250 yıllık piyasa ekonomisine dayalı kapitalist uygulama, kâr oranları düşmeye başladığında, mevcut artık değer birikimi üzerinden emtia spekülasyonu evresine geçer. Altın üzerinden kârlılık arayışından çok, değer koruma öne geçmektedir. Tarihte önce gümüş ve sonra altın üzerinden mübadele değerini artırmak, bu arada spekülasyona yol açmak genel geçer bir yol olmuştur. Hane halklarının kültürel ve geleneksel alışkanlıkları bu spekülasyona yardımcı olur.

Çin, Hindistan ve Türkiye’deki hanehalkı altın alımlarını hem kültürel, hem de “yatırım” niyetiyle görebiliriz.

Ya merkez bankaları?

Onların derdi rezerv erimesinin önüne geçerek, yedek parasal dayanak sağlamak.

Altına yeniden ilginin arttığı bu dönem, Altın Para Sistemi (APS) (1870-1914), Bretton Woods’da oluşturulan Altın Kambiyo Sistemi (1944-1971) dönemlerine göre altın mikyasında ne derece etkili olabilir? APS’den hemen sonra Birinci Savaşı yaşayan dünya, BW Sistemi sonrasında petrol şokuyla şiddetlenen stagflasyonist bir sürece girmişti.

Sermaye akımlarındaki devasa artışa bağlı olarak, doların altın karşısında çok büyük değer kaybına tanık olduk. Örneğin 1920’lerde 1 ons altın 20 dolar civarındaydı, günümüzde 4000 doları aştı. Peki bu 200 katlık artışın ekonomide karşılığı var mı ve sürdürülebilir bir düzey midir? Hayır, çünkü büyük artık değerin kaynağı olan ABD ulusal geliri 100 yılda sadece 35 kat artmış. Anılan dönemde nüfus 250 milyon artarak 360 milyona gelmiş ve kişi başı gelir yaklaşık 10 kat artmış. Gelir dağılımı bozuk olduğundan, bu 10........

© 12punto