Ücret Ve Asgari Ücret Konuları
Ücret ve asgari ücret kavramları yanyana gelebilir mi? Olağan koşullarda gelmemesi gerekir, ne diyelim ki, sömürücü kapitalist sistemde gelmektedir. Önce kavramlara bir göz atalım. Ücret, bir işverenin yanında çalışan emekçinin, işverene sattığı emeği karşılığında aldığı bedel olarak tanımlanabilir. Asgari ücret ise, işçi ve işveren temsilcileri ve devlet temsilcisinin müştereken karar verdikleri, sistemin dayattığı en düşük ücret düzeyi olarak tanımlanabilir. Şimdi de, emekçinin emeği karşılığında aldığı bedel olan bu iki tanımın nasıl oluyor da bir arada bulunabildiğini tartışarak, konuya açıklık getirmeye çalışalım.
Emekçi emek gücünü belirli saatliğine işverene kiraladığında elde ettiği gelir üzerinde iki açıdan ciddi sorun ortaya çıkmaktadır. Birincisi, emekçi işverene sattığı emek gücünü besleyebilmek ve yeniden üretebilmek için bir bedel talep ederken, işveren de emekçinin ürettiğinin piyasa değerine göre değil de, üretimin satışı üzerinde kendisine kalacak kârı da hesaplayarak emekçiye vereceği bedeli dikkate alır. Kısacası tarafların ücret konusuna bakışı farklıdır. Bu farklılığın emek piyasası koşullarına göre bir uzlaşmaya meyledeceği genellikle geçerli kural olarak kabul edilmekle beraber, bir yandan işsizlik koşullarında oluşan yedek emekçi ordusu emeğin pazarlık gücünü zayıflatırken, diğer yandan da sermaye sahibi işverenin güçlü konumu da emeğin pazarlık gücünü baskılar.
Ücret düzeyi üzerinde aynı yönde etki oluşturan emekçi ve patron bileşkesi sonucunda emekçi ürettiğinin karşılığını alamadığı gibi, yaşam koşullarını dahi zorlayabilecek düşük gelir düzeylerine zorlanır. Buradan çıkarabileceğimiz sonuç şudur ki, kapitalist üretim ilişkileri........© 12punto
visit website