Parlamentonun gündeminde iki konu bulunduğuna göre, bugünkü yazımızda da bu konulara değinmek gerekmektedir. Bütçe ve asgari ücret konuları teknik olmakla beraber, halkımızı, özellikle de emekçileri ve emeklileri yakından ilgilendiren konulardır. İki konuyu bir arada ele almamın bir sebebi de, hükümetin toplumun hangi kesiminin yanında olduğunu sergilemektir. Zira bir sistem olarak kapitalizmin gerçek yüzü en net olarak kriz dönemlerinde ortaya çıkar. Türkiye krizin de ötesinde giderek derinleşen ekonomik ve sosyal çöküş yaşıyor. Enflasyon paranın değerini eritmekte ve IMF destekli ithal elemanlarla alınan tüm önlemlere rağmen ekonomik kriz durdurulamıyor, tam tersi derinleşiyor. Maalesef bu gidişatın bilincine varamayan parlamenterlerimiz parlamentoda kebap ziyafetleri yaparak bütçe görüşmeleri ve asgari ücret konularını ilgili komisyonlarda görüşmekteler.
Asgari ücret konusuna baktığımızda, yükselen fiyatlar karşısında doğal olarak ücret de, asgari ücret de hızla erirken bir miktar zam gibi bazı çereler düşünülmektedir. Ücretin yükseliş hızı enflasyon hızının altında kaldığından yapılan zamlara rağmen ücret ve asgari ücret satın alma gücü olarak yükselmiyor, eriyor. Bu durum kapitalizmin sömürücü yüzünün göstergesidir. Ne var ki, emekçiler asgari ücret yükselirken bir süre mutlu olur, fakat zamanla enflasyon yükselerek ücret yükselişlerini eritirken mutluluk kâbusa dönüşür. Zira, ücret yükselişlerinde yaşanabilecek mutluluğun gerçek olabilmesi enflasyonun durdurulmasına bağlıdır. Asgari ücretin arttığı ilk dönemde yaşanan mutluluğun sebebine iktisat yazımında “para yanılsaması” adı verilir. Yani, emekçiler yükselen asgari ücretin ilk dönemlerinde satın alma gücünde de aynı derecede yükselme sağlanacağı aldatmacası yaşar, fakat bu durum asla gerçekleşmez. Ücretlerin enflasyon karşısındaki macerası böyle hüzünlüdür.
Parlamentoda bu arada sermaye için de bir tasarı görüşülüyor. Sermaye için enflasyon muhasebesi konusu görüşülüyor, muhtemelen de bu tasarı yasalaşacaktır. Nedir bu enflasyon muhasebesi diye konuya eğilirsek, yanıtımız şu olur: Sermaye gelirleri, yani işletmelerin ve şirketlerin kârları vergilendirilirken, matrah olarak yıllık kazancın enflasyondan arındırıldıktan sonra ele........