menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kurulmuş meclis anayasa yapabilir mi?

10 0
15.10.2025

Ben bir anayasa hukukçusu değilim. Fakat İktisat Fakültesinde anayasa dersimizde Prof. Dr. Hüseyin Nail Kubalı Hoca bize aynen Hukuk Fakültesinde uyguladığı programı uyguladı, bundan dolayı bu konuda derinliğine olmasa bile, bir vatandaş olarak az çok bilgi sahibi bulunaktayım. Bize okutulana göre, mevcut anayasaya uyarak yemim edip göreve başlamış olan “kurulumuş meclis” statüsündeki bir meclis tümüyle yeni bir anayas yapamaz, ancak mevcut anayasada değiştirilmesi gereklen bazı maddeleri, mevut anayasanın genel ilkelerine uygun olarak değiştirebilir ya da yeni hükümler koyabilir. Durum bu iken, anayasaya göre kurulmuş meclis statüsünde olan mevcut parlamento, yani kurulmuş meclis hiçbir şekilde yepyeni bir anaya yapamaz. Ancak, vahim olan görüntü şudur ki, yeni bir anaya yapılabilme yolunun açılabilmesi için, maalesef ülke bütünlüğünün dahi tehlikeye atılmasında bir beis görülmemektedir.

Bir anayasanın kimliği, aynı zamanda devletin kimliği niteliğindedir. Anayasanın kimliği üretim araçları üzerindeki mülkiyet ilişkisi bağlamında belirlenir. Anayasada tanımlanan mülkiyet ilişkisi ve tanımı anayasanın halk tarafından mı, yoksa sermaye tarafından mı yapılmış olduğunun göstergesidir. Sermaye araçları üzerinde özel mülkiyeti belirleyen bir anayasa taslağının halkoyuna sunulması ve halkın büyük ekseriyeti tarafından kabul görmesi, tam bir cehalet ve yanlış bilinçlenme olarak kapitalist sistemin toplum üzerinde oluşturduğu örtülü baskı sonucudur. Yanlış bilinçle davranan halk özel mülkiyete yer veren anayasa taslağını kabul ederken toplumsal körlükle kendini mahkûm ettiğinin farkına varamaz. Bu durum salt anayasaya özgü olmayıp, tüm hukuk sitemi için de geçerlidir. Dolayısıyla devlet yapılanması aslında sermaye çıkarını perdelerken genel halka özgürlük ya da demokrasi görüntüsü verebilir ya da böylesi parlak ifadeler altında sahte görüntü sergileyebilir.

Anayasa-devlet ilişkisine baktığımızda benzer perdeleme devlet yapısı ve politikalarında da görülür. Gerek Thomas Hobbes’in Leviathan devlet kuramında, gerek özünde burjuva olmayan Hegelci devlet yapılanmasında kısmi özgürlük ve huzurlu bir ekonomik yaşam taahhüdü görürüz. Fakat İkinci Paylaşım Savaşı ertesinde Avrupa ve hemen hemen tüm kapitalist ekonomilerde uygulanan sosyal devlet olgusunun çökmesi sonucunda Marksist düşünürler devleti gerçekçi analiz ve yorumlama ile farklı şekilde ortaya koymuşlardır. Çoğu Marksist olmamakla beraber, ABD’de James O’Connor,........

© 12punto