Devleti anlamak

Bu sütunlar fakültelerde doktora tartışmalarında gündeme gelen konuların yazıldığı ve tartışıldığı yerler olmadığına göre bu başlığın anlamı nedir, diye merak edilebilir. Diğer bir deyişle, durup dururken neden devlet olgusunu gündeme taşıdığım merak konusu olabilir. Bugün değerli okurlarla tartışmak istediğim konu, toplumu iyileştirmek amacıyla ileri sürülen bazı önerilerin içinde bulunduğumuz devlet yapılanmasındaki geçerlilik derecesidir. Meselenin özü, enflasyonla boğuşurken, halkımızın önemli bir bölümü yoksulluğa sürüklenirken ileri sürülen bazı önerilerin bir yönüyle anlamsızlığını, bir yönüyle de kasıtlı olarak ya da olmayarak siyasi işlevini tartışmaktır.

Hemen halk önünde yapılan tartışmalar ve yapılan önerilerden başlayarak konuya en pratik veçhesiyle dalalım. Halkımız adeta bölünmüş vaziyettedir, halkın giderek büyüyen bölümü yoksulluğa sürüklenirken, buna karşın küçük bir azınlık ise varsıllığına varsıllık katıyor. Bu duruma üzülen ve çare aramaya koyulan bazı öneri sahibi insanlar da asgari ücretin yükseltilmesini, vergi sisteminin adaletli forma kavuşturulmasını ileri sürmekte, hatta servet vergisi salmak gibi oldukça uç önerilerde bulunmaktadır. İşte sizlerle tartışacağım konu, söz konusu önerilerin bu devlet yapılanmasında geçerlilik derecesidir. Ancak, tartışmaya geçmeden bu önerilere karşı olduğumu lütfen sanmayınız. Gerçekten de, asgari ücret yükseltilebilse, hatta asgari olmaktan çıkartılıp, insan onuruna yaraşır ücret düzeyine kavuşturulabilse, aynı şekilde vergi sistemimiz de Anayasamızda da belirtildiği üzere, az kazanandan az, çok kazanandan çok alınacak şekilde adil olsa, haksız ve aşırı servet biriktirenler üzerine makul düzeyde bir tür servet vergisi salınsa fena mı olur? Hayır, tam tersi, çok da iyi olur! Benim kanaatim ve gönlümde yatan da budur. O zaman burada tartışacağımız konu nedir sorgulaması ile ana meseleye girip, tartışmamızı sürdürelim.

Değerli okurlarım her devlet aygıtının, aynen şahıs gibi, tüm işlemlerinde uyması gereken bir hüviyeti vardır. Devlet aygıtının hüviyetini belirleyen devlete başat ekonomik sistemdir. Türkiye’miz, her ne kadar anayasada sosyal devlet ya da laik devlet nitelemesi yapılmış olsa da, uygulamada gördüğümüz üzere, laik olamaması da, gereği biçimde sosyal devlet olamaması da salt yöneticilerin basiretsizliği ya da gerici zihniyeti ile açıklanabilir değildir. Sosyal devlet gibi........

© 12punto