Devlet kendisini cinayet işleyerek savunamaz!

Vijad Prashad Hintli Marksist entelektüel, tarihçi ve yazardır. Prashad’ın Yordam Kitap’tan yayınlanan Üçüncü Dünya Üzerinde Kızıl Yıldız başlıklı harika kitabında şöyle bir pasaja yer alır:

“Almanlara göre, Lenin, 1918-19 Alman ayaklanmasının sosyal bir devrim yaratamamasına üzülüyordu. Ekim’de, bir milyon Alman işçisi greve gitti ve Sovyetlerin Alma eşdeğeri Rate ’yi (şûraları) kurdu. Wilhelmshaven’deki ana Alman filosunun denizcileri demir almayı reddetti. Denizcilerin bu isyanı emperyalist Alman monarşisini iliklerine kadar ürpertti. Sloganları, yine Sovyetler’den ilhamla, Frieden und Brot (Barış/Özgürlük ve Ekmek) idi. Bu devrimin yayılması küçük Alman monarklarının ve en sonunda da imparatorun tahttan çekilmesine yol açtı. Sosyal demokratlar, cumhuriyet ilan etti ama devrimin ilerleyişini hile ve şiddet kullanarak engellediler. 1918’in sonlarında Almanya Komünist Partisi’nin kuruluşu, bu devrimci hamlenin ve sosyal demokratların ihanetinin sonucuydu. 5 Ocak 1919’da düzenlenen bir kitle gösterisi yüzbinlerce insanı Berlin’de, devrimci hükmet ilan etmek üzere bir araya getirdi. Almanya’daki askerler, Rusya’dakinin aksine, kitlelerin üstüne yürümedi, Friedrich Ebert’in sosyal demokrat hükümetine bağlı kaldılar. Komünist Partisi’nin iki önderi, Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht on gün sonra öldürüldü. Devrim başarısızlığa uğradı.” (s. 16-17)

Almanya’da sosyal demokratlarla Marksistler arasındaki amansız çekişme ve çatışmanın birinciler lehine kanlı sonuçlanması halkın zaferi olarak tarihe geçmemiştir. Tarihsel hikâyeden aldığımız birinci ders, sosyal demokrasinin sosyalizme ve halk iktidarına karşı kalkan olarak kullanıldığıdır. Halk iktidarı kavramı ve olgusu soyut olarak devletsel bir nitelik içermez. Zira devletin niteliği bizatihi kendi özünden değil, korumakla sorumlu olduğu ekonomik sistemin sınıfsal karakterinden........

© 12punto