Ortak akıl ve kriz yönetimi: Türkiye’nin çıkmazı

Türkiye, son yıllarda derinleşen ekonomik kriz ve diğer alanlardaki sorunlarla mücadele ederken, kriz yönetimindeki temel eksiklikler, demokrasinin ve hukuk devleti normlarının işletilememesiyle daha da belirgin hale gelmiştir. İktidarın ve muhalefetin krizlere karşı ortak bir akıl geliştirememesi, toplumsal huzursuzluğu artırmakta ve sorunların çözümsüz bir döngüye hapsolmasına yol açmaktadır.

Hukukun üstünlüğü ve demokrasi, bir ülkenin krizlere karşı en güçlü kalkanıdır. Ancak Türkiye’de bu kalkanın uzun süredir erozyona uğradığı aşikardır. Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde şeffaflık ve hesap verebilirlik daha da önem kazanırken, iktidarın bu süreçleri yönetme biçimi, halkın güvenini zedelemiştir. Kamu kaynaklarının verimsiz kullanımı, liyakatsizlik ve siyasi çıkarların önceliklendirilmesi, krizlerin çözümü yerine daha da derinleşmesine neden olmaktadır.

Muhalefet cephesinde ise ortak akıl üretme ve etkili politikalar geliştirme konusunda önemli eksiklikler göze çarpmaktadır. İktidarı eleştirmek yerine somut çözüm önerileri sunamayan bir muhalefet, toplumun güvenini kazanmakta zorlanmaktadır. Bu eksiklik, krizlerin çözümünde kilit rol oynayabilecek bir diyalog ortamının oluşmasını engellemektedir.

Son yıllarda muhalif belediyelere yönelik karalama kampanyaları, Türkiye’nin kriz yönetimindeki en büyük zaaflarından biri olarak öne çıkmaktadır. Yerel yönetimlerin, halkın günlük yaşamına dokunan hizmetleri etkin bir şekilde sunması beklenirken, siyasi........

© 12punto