Veri bedeni ve dijital çıplaklık

Bir zamanlar beden mahremiyeti, kişinin yalnızca kendisiyle ve en yakın çevresiyle kurduğu bir sınırdı. Bugün ise beden, dijital platformlarda dolaşıma sokulan, kaydedilen, kopyalanan ve yeniden üretilen bir veri nesnesine dönüşmüş durumda. Fotoğraf, video ve hikâye paylaşımları artık yalnızca anı değil, aynı zamanda işlenebilir bir malzeme, dönüştürülebilir bir içerik ve manipüle edilebilir bir beden temsili haline geliyor.

Bu dönüşüm, özellikle kadınlar ve çocuklar söz konusu olduğunda daha da kırılgan bir noktaya ulaşıyor. Masum bir tatil videosu, doğum günü fotoğrafı ya da aile içinden paylaşılan sıradan bir kare, yapay zekâ uygulamaları aracılığıyla uygunsuz içeriklere dönüştürülebiliyor. Yüzler başka bedenlere yerleştirilebiliyor, bağlamından koparılan görüntülerle ahlaki saldırılar üretilebiliyor ve böylece bireylerin itibarı sistematik biçimde zedelenebiliyor.

Burada artık yalnızca dijital saldırılardan değil, bir tür dijital beden ihlalinden söz etmek gerekir. Çünkü yapay zekâ destekli manipülasyon, yalnızca görüntüyü değil, o görüntünün temsil ettiği kişiyi de hedef alır. Bu süreçte birey, kendi bedeni üzerindeki kontrolünü kaybederken, görüntüsü başkalarının tahakküm alanına girer.

Sosyolojik açıdan bu durum, mahremiyetin........

© 12punto