Türkiye’nin tapu senedi: Lozan

Atatürk’ün cephedeki başarılarını, diplomasi masasında taçlandırdığı anlaşmalardan en önemlisi Lozan’dır (24 Temmuz 1923). Cumhuriyet’in ilanından birkaç ay önce imzalanmıştır. Türkiye’nin tapu senedidir; bağımsız, egemen, eşit bir devlet olarak tescilidir. Sekiz ay süren çetin müzakereler sonrası hayata geçmiştir. Müzakereler, bir kez kopmuş, sık sık kopma noktasına gelmiştir. Kasım 1922’de başlayan birinci tur müzakereler; Batı Trakya, Boğazlar, Musul, Osmanlı Borçları ve kapitülasyonlar konusunda İngiltere ve Fransa’nın tutumu nedeniyle kesilmiş, Türk Heyeti yurda dönmüştür. En zorlu pazarlıklar kapitülasyonlar, Boğazlar ve Musul – Kerkük konularında yaşanmıştır. Azınlıklar konusunda da Türkiye’ye çok baskı yapılmış, uzun tartışmalardan sonra Türk tezi kabul edilmiştir. Lozan’a giderken önümüze konan 140 milyon altın tutarındaki Osmanlı borcunu da unutmamak gerekir.

Günümüzde kimileri “Lozan hezimettir” dese de, Türkiye’ye kendi topraklarında arkeolojik kazı yapma hakkı bile tanımayan Sevr’i yüceltse de, o dönemde imzalanan hiçbir anlaşma, Lozan hariç, yürürlükte değildir. Çünkü Lozan gerçekçidir. İngiliz Başbakanı Lloyd George, Lozan’dan 3 yıl önce, “Türkler bir insanlık kanseridir ve onları Anadolu’dan atmak gerekir” dediği halde, İngiltere Lozan’ı imzalamıştır. Sözde soykırım iddialarına temel oluşturan propaganda kitabı olarak bilinen Mavi Kitap’ın yazarı, İngiliz tarihçi Arnold Toynbee, “Hemen her konudaki Türk milliyetçi istekleri Lozan’da müttefikler tarafından kabul edildi. Bunun dünya tarihinde örneği yoktur” demiştir. Konferansa gözlemci olarak katılan ABD’nin ilk Türkiye Büyükelçisi ve Lozan’daki temsilcisi Joseph Grew de, “İsmet Paşa, Lozan’da büyük zafer kazandı” diye not düşer ve İnönü’yü şöyle niteler: “İnönü tam bir savaşçı. Napolyon gibi mücadele veren, zamanının en iyi diplomatı. İngiliz heyetinin başkanı Lord Curzon, onun eğilmeyen tutumu ve bağımsızlık ısrarından bıktı. Türk heyeti ise hep dürüst ve profesyonelce hareket etti”.

Lozan müzakerelerini takip eden ABD’li gazeteci Clarence Kirchman Streit, İnönü için şunları yazar: “Misakı Milli içine işlemiş. Ne diplomasi ne de siyaset eğitimi aldı. Tüm hayatını orduda geçirmesine rağmen militarist değil. Sonuca barışçıl yollardan ulaşmayı tercih ediyor. Ancak muhatapları blöf de yapsa, tatlı dil de........

© 12punto