Türkiye’nin dış politika öncelikleri nelerdir?
Dış politikaya, uluslararası ilişkilere, savunma ve güvenlik konularına meraklı olanlar bilirler, güvenliğin bölünmezliği ilkesi esastır. Eğer bir taraf kendi güvenliğini, diğer tarafın güvensizliği üzerine inşa ederse, kendisi de güvende sayılmaz. Bir bölgede bulunan devletin güvenliği, o bölgedeki diğer devletin veya devletlerin güvenliğiyle yakından, doğrudan ilişkilidir. Bunlar karşılıklı olarak birbirlerinden etkilenirler. Bir ülkede güvensizlik, istikrarsızlık, huzursuzluk varsa, tüm bölge bundan etkilenir. Çünkü devletler arasında karşılıklı etkileşim vardır. Güçler denk olmasa bile, bu durum değişmez.
Dış politikaya ilişkin bir kural da şudur: Yayılmacı söylem, mezhepçi söylem, etnikçi söylem, er ya da geç kaybetmeye mahkûmdur. O nedenle laiklik, sadece iç siyasette değil, aynı zamanda dış siyasette de çok önemli bir ilkedir. Bu sayede, komşu ülkelerin içişlerine, hem etnik düzlemde hem de mezhepsel düzlemde müdahale etmenin önüne geçilir. Türkiye’nin uzun yıllar Irak’ın kuzeyinde Barzani’yi desteklemesi, Bağdat’ın içişlerine karışması, Suriye’de ise mezhepçi temelde bir siyaset güdüp, Esad karşısında her kim var ise ona destek vermesi, sonuçta Türkiye’nin yararına olmamıştır. Irak’ın ve Suriye’nin etnik ve mezhepsel temelde bölünmesi yönünde hayli yol alınmıştır. Bundan da en kazançlı çıkan devlet İsrail olmuştur. Türkiye ise sığınmacı boyutuyla, ekonomik boyutuyla, güvenlik boyutuyla, diplomatik boyutuyla kaybedenler arasındadır. Dahası Suriye; Türkiye’nin Ortadoğu’ya açılan kapısıdır ve bu ülkedeki iç savaş, Türkiye’ye Suriye pazarını kaybettirmesi yanında, çok önemli bir ticaret yolundan da mahrum bırakmıştır.........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein