Cumhuriyetimizin 100. yaşını kutladık geride bıraktığımız yıl. Kutlarken, hayli üzüntülü, acılı, öfkeliydik çeşitli iç ve dış sebeplerden dolayı. Fakat yine de milletçe coşkuluyduk. Kuzeyi, güneyi, doğusu ateş çemberi olan Türkiye’nin, Cumhuriyet sayesinde aldığı yolu, başardıklarını konuştuğumuz gibi, neleri nasıl yaptığını, neleri neden yapamadığını, başaramadığını da tartıştık. Bir muhasebe de yaptık, bilanço da çıkardık, özeleştiri de verdik.
Peki nedir Cumhuriyet? Halkın egemenliği, halka ait, kamuya ait olanın önceliği, halkın kendi seçtikleri eliyle yönetimi, milli iradeyle doğrudan bağı, demokrasiyle ilişkisi yanında, bir rejim olarak, başka nitelikleri var mıdır Cumhuriyetin? Elbette vardır.
Cumhuriyet; yurttaşların eşitliğini öncelerken, yurttaşların eğitimli, bilinçli, örgütlü olmalarına da önem verir. Çünkü Cumhuriyet; milleti de bilinçli yurttaşlardan oluşan bir siyasal toplum olarak görür. Sıradan bir yığın, tesadüfen, öylesine, rastlantı sonucu bir araya gelmiş insan toplamı değildir millet.
Cumhuriyet; yurttaşların eşitliğini, sadece yasalar önünde sağlamakla yetinmez. Hayatın pratiğinde de eşitliği arzular. Başta, eğitimdeki fırsat eşitliği olmak üzere, sosyal devlet eliyle, ekonomide devleti etkin kılarak, gelir dağılımı adaletsizliğine, sınıflar ve bölgeler arasındaki uçuruma itiraz eder.
Cumhuriyet; tam bağımsızlıktan, milli egemenlikten yanadır. Antiemperyalisttir. Akıl ve bilimi rehber edindiği için, egemenliğin kaynağı olarak milleti, milli iradeyi gördüğü için, yurttaşları eşit, ayrımsız, imtiyazsız muhatap aldığı için, demokrasinin olmazsa olmazı olduğu için, laiktir. Yurttaşın ve milletin üzerinde, ortaçağ kalıntısı, feodalizm artığı hiçbir gücün, örgütün, oluşumun, bağın, kimliğin, aidiyet ve mensubiyetin, tarikat ve cemaatin gölgesine, vesayetine, etkisine tahammül etmez. O nedenle de yurttaşı mürit olmaya, müşteri olmaya mahkûm eden gerici ve piyasacı siyasetlere karşıdır.
Cumhuriyet; sosyal devleti, devletin ekonomideki ağırlığını, halkçı ve devletçi ekonomi politikalarını, planlı ekonomiyi, planlı sanayileşmeyi, planlı kalkınmayı planlı kentleşmeyi savunur. Bu, aynı zamanda yaşamın her........