Duyar kas/ma

Yazılarımı yazarken konu fikirleri genelde gecenin bir yarısı ya da sabahın karanlığında aklımda belirmeye başlıyor.

Bugün için de öyle oldu.

Karlı bir Bakü sabahındayız. Bizim için heyecan verici, çünkü, şanslıysak belki yılda bir bu manzarayı görüyoruz.

Geçen akşam Ricky Gervais’in son gösterisi Armageddon’u izledim.

Armageddon, Dünya'nın sonu geldiğinde, kehanet edilen büyük savaşın yapılacağı yer anlamına geliyor.

İnananlar için şu ahir zamanda kıyametin iyice yaklaştığı hatta belki de bu kıyametin içinde yaşadığını düşünenlerin sayısı hiç de az değil.

Ricky Gervais gösterisinde zamanımızda ‘duyarlı olmak’ üzerine hicivlerde bulunuyor. Bazı zihinler için izlemesinin çok kolay olmadığını söyleyebilirim. Ben iki kere izledim. Önyargımı ve nefsimi geride bırakmaya çalıştım.

Ve güldüm.

Ve çok düşündüm sonrasında..

Gervais'in duyarlılık konusundaki eleştirileri, günümüzdeki duyarlılık anlayışının bazen gerçeklerle yüzleşmeyi zorlaştırabileceğine dikkat çekiyor. Toplumsal hassasiyetin, ötekileştirmeye ve bağnazlığa neden olabileceği bir noktada olduğunu ifade etmesi önemli bir mesaj.

Çünkü dostlar ah o kadar duyarlıyız ki artık…

Buluttan nem kapar gibi kelimeler bizi hasta ediyor…

Ricky diyor ki; ‘Duyarlı insan olmanın anlamı eskiden, kendi ayrıcalıklarının farkında olup, başkaları için de eşitlikçi olmaya çalışıp, her kesimin hakkına, sözüne saygı duyup korumakken; şimdilerde duyarlı olmak ‘bazen’ gerçekleri dile getirdiği için, karşımızdakini ötekileştirmeye çalışmak ve toplumun dışına itmek!’

Kelimenin gücü büyük ve toplumsal hassasiyetlerin artmasıyla birlikte, ifade özgürlüğü ve duyarlılık arasındaki denge konusu daha da önem........

© 12punto