Generale 'Cumhurbaşkanına hakaret' soruşturması!..

Büyük illerimizin birisinde Garnizon Komutanlığının yanı sıra önemli bir eğitim merkezinin komutanlığını yapan ve astlarıyla sıkça mahkemelik olan general hakkında “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla soruşturma başlatıldı.

Yazılarımıza sıkça konu olan o general kim, neler yaşandı ve hakkındaki iddialar ne; önce kısaca bunu hatırlatıp sonra da işin “Cumhurbaşkanına hakaret” soruşturması boyutuna nasıl vardığını anlatalım.

Oldukça ünlü ve önemli birisi olan General D.A., emrinde çalışan Binbaşı E.Ş.’nin TSK’nın iç yazışma sistemi Chat-In üzerinden yaptığı bazı paylaşımlarda kendisini kastettiğini öne sürerek, E.Ş. hakkında hem disiplin soruşturması açtırdı hem “amir ve üstü tehdit ve hakaret” suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu.

Beraberinde de “Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Hakkındaki Kanun”a dayanarak Aile Mahkemesi’ne başvurup Binbaşı E.Ş.’nin 2 ay süreyle “konutuna, iş yerine, yakınlarına ve çocuklarına yaklaşmaması, iletişim araçları veya başka şekilde rahatsız etmemesi” yönünde karar aldırdı.

D.A.’nın “amir ve üstü tehdit ve hakaret” suçlaması üzerine hazırlanan iddianame, E.Ş. hakkında yürütülen disiplin soruşturmasında temel alındı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu geçtiğimiz Mayıs ayında E.Ş.’nin TSK’dan ihraç edilmesine karar verdi.

E.Ş. başka bir ilde görev yaptığı halde General D.A.’nın Garnizon Komutanı olduğu ilde açılan ceza davasının ilk celsesi 26 Haziran’daydı. General D.A. “yoğun mesaisi” nedeniyle duruşmaya katılamayacağını ve özel celsede ifade vermek istediğini bildirdi. E.Ş.’nin avukatları Serdar Öztürk ve İbrahim Yılmaz bu talebe itiraz ederken, General D.A. ile E.Ş. arasında yaşananların tanığı olan Yarbay S.T.’nin mahkeme salonu dışında hazır edildiğini belirterek, kendisinin dinlenmesini istedi. Ancak mahkeme, S.T.’yi dinlemeyi reddetti. Bu ilk celsenin sonunda Mahkeme, “davaya katılma talebinin General D.A. dinlendikten sonra karara bağlanmasını” ve “yeni duruşma günü/saatinin kendisine bildirilmesini” kararlaştırıp duruşmayı 11 Kasım’a erteledi.

Sonrasında E.Ş.’nin avukatları, o duruşmanın olduğu gün General D.A.’nın emrinde çalışan Albay S.M.’nin, Yarbay S.T.’yi telefonla arayarak, “S... Yarbayım, sen bugün mahkemeye mi gittin? Hayırdır bir şey mi diyecektin?” diye sorduğunu öne sürüp hem Albay S.M.’nin mahkemede tanık olarak dinlenmesini talep etti hem de General D.A. ve Albay S.M. hakkında “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüsten” suç duyurusunda bulundu.

General D.A. 11 Kasım’daki ikinci celseye de katılmadı. Hakim, “Bir önceki ara karar gereğince müşteki D.A.’ya duruşma gün ve saatinin tebliği için Kara Kuvvetleri Komutanlığı ..... ...... .... ve ..... ..... Komutanlığı’na yazılan müzekkereye cevap verildiği, tebliğ-tebellüğ belgesinin gönderildiği anlaşıldı” şeklinde bilgi vermekle yetindi. Duruşma sonunda ise D.A.’nın davaya katılma talebinin, kendisi dinlenmeden kabul edilmesine karar verilirken tarafların tanık dinlenmesi talepleri reddedildi. Savcı da esas hakkında mütalaayı hazırlamak üzere dosyanın Savcılığa tevdi edilmesini istedi.

Geçtiğimiz 11 Aralık’taki üçüncü celsede yaşananları paylaşmadan önce ihraç Binbaşı E.Ş.’nin avukatlarının, tanık olarak dinletmek istedikleri Yarbay S.T.’ye gelen telefonla ilgili olarak General D.A. ve Albay S.M. hakkında yaptığı suç duyurusunun akıbetini aktaralım.

Cumhuriyet Başsavcılığı, Yarbay S.T.’nin ifadesini alma gereği duymadan doğrudan General D.A. ve Albay S.M.’nin ifadesini aldı.

General D.A. avukatı aracılığıyla gönderdiği dilekçede, hakkındaki bu iddianın “itibar suikastı yapmaya yönelik hayal ürünü ve akıl dışı bir kurgu” olduğunu savunup “kovuşturmaya yer yok kararı” verilmesini istedi.

Doğrudan ifadesi alınan diğer........

© 12punto