Umutsuz gençler, kafası karışık ebeveynler ve yaşanamayan çocukluklar…

Üniversite tercihlerinin başladığı ve puanla öğrenci alan liselerin yerleştirme sonuçlarının açıklandığı şu günlerde, en çok duyduğunuz kelimelerden biri “tercih, puan, sıralama, kaydırma, yerleşme veya yerleşememe” olabilir.

Bu sınavlarla birincil dereceden ilginiz olmasa dahi mesleğiniz, aileniz, yakınlarınız ya da sosyal mecralar aracılığıyla onlardan bir şekilde haberdar oluyorsunuz. Ben de hem mesleğim hem de çevrem gereği tercih sürecine bizzat dâhil olan bir akademisyen olarak gençlerin ve ebeveynlerin yaşadığı kafa karışıklıkları hakkında biraz yazmak ve tüm bu kafa karışıklıklarının temelinin çocuklukla ilgili olduğuna dikkat çekmek istedim. Umarım sizlere bir faydam olur ve çocuk sahibi okurlarım geleceklerini her şeyden çok düşündükleri evlatlarının bugünlerini yani çocukluklarını doyasıya yaşamalarına izin vererek; geleceğe gerçek anlamda yatırım yaparlar!

Eminim pek çoğumuz kendi kişisel özelliklerimizi, ilgi ve yeteneklerimizi hatta neyi sevip neyi sevmediğimizi dahi net olarak bilmediğimiz zamanlarda lise ya da üniversite sınavına girdik ve bir şekilde okul veya meslek seçiminde bulunduk. Hayat yolculuğumuzu düşündüğümüzde ise okuduğumuz okullar ya da seçtiğimiz meslekler bizi ne kadar mutlu etti? Hayallerimizdeki okullara ya da mesleklere........

© 12punto