Tom Barrack ve ABD’nin bölgesel hesapları

ABD, dünyayı özellikle de Ortadoğu’yu kendi değerleri ve çıkarları doğrultusunda şekillendirilmesi gereken bir bölge olarak değerlendirilmektedir. Bu yaklaşım, ABD’nin bölge politikalarının genel çerçevesini yansıtmaktadır.

Bu bağlamda, Donald Trump’a yakınlığı ve iş dünyasındaki etkin konumu nedeniyle ABD dış politikasında etkin rol oynayan Lübnan asıllı Tom Barrack, Ortadoğu’ya özel bir ilgi göstermektedir. Barrack’ın önce Türkiye’ye büyükelçi, ardından Suriye ve Lübnan Özel Temsilcisi olarak atanması bu ilginin bir parçası olarak görülebilir.

Barrack’ın Suriye Özel Temsilcisi sıfatıyla yaptığı açıklamalar, çoğu zaman kişisel görüşlerinin ötesine geçerek ABD’nin bölgeye ilişkin genel anlayışını yansıtmaktadır. Konuşmalarındaki özgüven ise büyük ölçüde Donald Trump’la kurduğu yakın ilişki ve ona duyduğu bağlılık ile ilişkilendirilmektedir.

ABD’nin Doğu’ya bakışı genellikle, bölgenin rehbere ve istikrara ihtiyaç duyduğu, içinde bulunduğu krizi tek başına aşmakta zorlandığı algısına dayanmaktadır. Bu çerçevede ABD kendisini rehber ve kriz çözücü olarak görmektedir.

Bu anlayış doğrultusunda Tom Barrack’ın görevi, Donald Trump’ın yaklaşımıyla uyumlu biçimde Ortadoğu’daki ittifak ilişkilerini yeniden şekillendirmek olmuştur. Bu süreçte ABD açısından en önemli ortaklar, İran ve siyasi İslam kaynaklı tehditlere karşı benzer kaygıları taşıyan ülkeler olarak görülmektedir. ABD ile aynı çizgide yer almayan aktörlerin daha kırılgan bir konuma sürüklenebileceğine yönelik örtük mesajlar Barrack’ın açıklamalarında dikkat çekmektedir.

İbrahim Anlaşmalarıyla başlayan normalleşme süreci bu yaklaşımın somut bir örneği niteliğindedir. ABD bu süreçte, askeri güç kullanımından ziyade çıkarlarının ABD ile işbirliği yapmaktan geçtiğine ikna edilen devletlerle diplomatik ve ekonomik temelli anlaşmalar yapılmasına öncelik vermiştir.

ABD, Suriye’deki gelişmelere bağlı olarak zaman zaman mevcut yönetime destek olmuş, zaman zaman da sahadaki aktörleri dengelemeyi tercih etmiştir. Bu çerçevede Esad sonrası Ahmed el-Şara’ya destek verirken diğer taraftan da Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile temas........

© 12punto