Hırsızlık Yeni Normal mi Oluyor?

Dünyada dikkat çekici, hatta biraz da ürkütücü bir dönüşüm yaşanıyor:

Hırsızlık artık sadece bir evin kapısını zorlamak, bir cüzdanı çalmak ya da bir mağazayı soymak anlamına gelmiyor.

Daha sessiz, daha sofistike ve çoğu zaman daha görünmez biçimlerde hayatımıza sızıyor.

Bazen bir ailenin birikimleri çalınıyor, bazen bir şirketin içi boşaltılıyor.

Kimi zaman bir ülkenin yıllarca emek vererek oluşturduğu kaynaklar, servet transferleriyle eriyip gidiyor.

Daha da kötüsü: Bu süreç çoğu zaman gün ışığında yaşanıyor ama kimse “hırsızlık” kelimesini kullanmaya cesaret edemiyor.

Peki ne oldu bize?

Hırsızlık nasıl oldu da dünyanın her yerinde bu kadar sıradan, bu kadar normal bir davranış gibi algılanmaya başladı?

Klasik hırsızlık hâlâ var.

İnsanların evlerine giriliyor, arabaları çalınıyor, elektronik cihazlar hedef alınıyor.

Bunlar eskisi kadar infial yaratmıyor çünkü herkesin zihni artık daha büyük tehditlere odaklanmış durumda.

Gri bir noktaya geldik:

“Küçük hırsızlığı” adeta gündelik hayatın sıradan parçası gibi görmeye başladık.

Bugün pek çok şirkette yaşanan iflasların arka planına bakınca bambaşka bir tablo çıkıyor karşımıza.

Kasada para yok, stoklarda değer yok, bilanço delik deşik…

Sonra bir anda şirket batıyor, ancak asıl servet çoktan başka yerlere aktarılmış oluyor.

Kimse bunun adına açıkça “hırsızlık” demiyor.

“Finansal mühendislik”, “yönetim hatası”,........

© 10 Haber