Büyük Jeopolitik Fay Hatları Hareketlenirken Türkiye’nin Gündemi Neden Bulanıklaşıyor?

Türkiye, son dönemde alışılmadık derecede yoğun ve bir o kadar da parçalı bir gündemin içinde yaşıyor. Kamuoyunun dikkati, skandal merkezli haberlerin kesintisiz akışıyla adeta kuşatılmış durumda: magazinel tartışmalardan uyuşturucu ve seks iddialarına, yolsuzluk dosyalarından mahkeme salonları önünde canlı yayınlanan mülakatlara, sürekli akan “son dakika” bantlarından bitmek bilmeyen yorum programlarına uzanan bir tablo söz konusu.

Büyük iş insanları, bürokratlar, spor yöneticileri ve medya figürlerini kapsayan suçlamalar, ekranları ve sosyal medyayı neredeyse bütünüyle kaplıyor.

Bu tür haberlerin ilgi çekmesi şaşırtıcı değil. Skandal her zaman dikkat çeker. Ancak asıl dikkat çekici olan, bu dosyaların önemli bir bölümünün yeni olmaması. Eylül–Ekim aylarından bu yana bilinen, ancak soruşturmaları henüz tamamlanmamış konuların, bugün olağanüstü bir yoğunlukla ve seçilmiş zamanlamayla yeniden gündeme taşındığı görülüyor.

Daha da çarpıcı olan, bu ifşaatların kayda değer bir kısmının hükümete yakın medya organlarında yer almasına rağmen, yürütme cephesinden belirgin bir açıklama ya da yönlendirme gelmemesi. Tek başına bakıldığında bu durum, haber döngüsünün doğal bir sonucu olarak görülebilir. Ancak tam da bu noktada asıl soru ortaya çıkıyor: zamanlama.

Bu yüksek sesli iç gündemin arka planında, açıkça dile getirilmese de siyaset kulislerinde giderek daha fazla hissedilen bir başka başlık bulunuyor: halefiyet.
Bazı isimler telaffuz ediliyor. Ancak örtük mesajlar, kontrollü sızıntılar ve sessiz pozisyon alma çabaları, iktidar çevrelerinde geleceğe dair senaryoların konuşulmaya başlandığını düşündürüyor.

Böyle dönemler genellikle netlikten çok belirsizlik üretir. Karar alma süreçleri daha temkinli, söylemler daha parçalı hâle gelir. İç gündemin daha da gürültülü olması da çoğu zaman bu tür belirsizliklerin doğal bir yan ürünüdür.

Buradaki mesele kişiler değil; kurumsal odaklanmadır. Halefiyet hissedildiği ama açıkça konuşulmadığı anlar, stratejik dikkatin dağıldığı anlar olmaya meyillidir.

Tam da bu sırada Türkiye’nin dış çevresi belirgin biçimde daha zorlu bir hâl alıyor. İsrail–Gazze çatışması yeni bir evreye girerken, Türkiye’nin savaş........

© 10 Haber