Çözüm süreci: Sıra geldi Türkiye’nin ortak siyasi projesini yapmaya |
Yaşarken çok hissetmiyoruz, ayrıca hissetmemiz için bir neden de yok ama Türkiye Büyük Millet Meclisi şu anda Cumhuriyet tarihinin en önemli demokratikleşme projelerinden birini, belki de en önemlisini yapmaya uğraşıyor.
Türkiye çelişkiler ülkesi. Söz söyledi diye hapse atılan, hukuk hiçe sayılarak mahkum edilen, sıradan yolsuzluk soruşturmalarının bir siyasi partiyi ve onun en güçlü adayını siyasi yarışın dışında bırakmayı hedefler biçimde ele alınan bir ülkede yaşadığımıza kuşku yok. Yargı organlarının hoşa gitmeyen kararları uygulanmıyor, Anayasa Mahkemesi’ni başka mahkemeler ciddiye bile almıyor. Hukuk devleti tatile çıkmış durumda… Bunlar ülkemizin güncel gerçekleri.
Üstelik bizi bu ülkede yaşatan, kendi başına buyruk hareket eden bir savcılar ve hakimler jüristokrasisi de değil. Bizi böyle bir ülkede yaşatan, konuşmaktan ve eleştirmekten korkar hale getiren bir siyasi iktidarımız ve Meclis çoğunluğumuz var. Yargıdaki insanlar yaptıkları işleri bu iktidara ve Meclis çoğunluğuna rağmen, kendi tuhaf ideolojileri yüzünden yapmıyor. Aksine iktidar öyle istediği için, Meclis çoğunluğu yapılanları engellemek için kılını bile kıpırdatmadığı için yapıyorlar.
Sırf bu sebeple normal şartlarda sıradan sayılması gereken bir uyuşturucu soruşturması bile siyasi bir niteliğe sahip olup olmadığı kuşkusu yaratıyor; çünkü inanç o ki ‘yukarıdan’ onay almayan hiçbir ses getirici adli operasyon bu ülkede yapılmaz.
Ama işte gelin görün ki, aynı ülkenin parlamentosu ve siyasi iktidarı, ‘Terörsüz Türkiye’ adı altında, Cumhuriyet tarihinin kritik bir demokratikleşme hamlesini yapabilmek için de harıl harıl çalışıyor.
Burada defalarca yazdım: ‘Terörsüz Türkiye’ veya ‘Çözüm süreci’ denen siyasi proje, nihayetinde ayrılıkçı terör örgütü PKK’yı savunduğu görüşleri silahla değil siyaset yoluyla savunmasına imkan tanımak için yapılıyor.
Böyle olduğu için de, Türkiye’nin Avrupa Birliği uyumu dahil bugüne kadar yürüttüğü........