Aşk mı bu, dopamin mi? Yoksa ben ‘seks arkadaşı’ mıyım? |
İrem Hanım merhaba,
34 yaşında ve bekar bir kadınım. 2 yıldır “adı konmamış” bir ilişkim var. Bir süredir içimde kemiren bir soru var. Bu kişi ile birlikteyim ama sanki beni insan olarak değil de daha çok bir “seks arkadaşı” olarak görüyor gibi hissediyorum. Canı sıkılınca arıyor, kaç hafta ortadan yok oluyor sonra bir gece mesaj atıyor. Duygularım, günüm, hayatımla hiç ilgisi yok. Ama işin kötüsü şu: Vazgeçemiyorum. Bitti diyorum, iki gün sonra yine aynı yerdeyim. Bu aşk mı? Dopamin mi? Neden bu kadar bağımlı hissediyorum?
Değerli okurum
“Seks arkadaşı olarak kullanılıyorum” hissi, genelde sezgisel bir abartı değil; çoğu zaman gayet iyi bir tespittir. Eğer biri seni yalnızca erişilebilirlik, beden ve anlık yakınlık üzerinden hatırlıyor; ama duygusal emek, merak ve sorumluluk kısmında ortadan yok oluyorsa, evet, ortada bir dengesizlik vardır.
Peki neden vazgeçemiyorsun? Burada sahneye alkışlarla dopamin çıkıyor. Dopamin aşk değildir; beklenti hormonudur. Yani “Acaba yazacak mı?”, “Bu sefer farklı olur mu?”, “Belki bu kez beni gerçekten seçer…” Beyin bu belirsizliği kumarhanede kol çekme makinesi gibi sever. Arada bir kazanınca (bir güzel gece, bir iltifat, bir yakınlık) beynin “tamam devam et, bir daha çek kolu” der. Bu aşkın şiirsel hali değil, biyokimya. Dopamin ilişkisi o yokken kafayı yemek, varken de tatminsiz ve mutsuz olmaktır.
Sen bağ kurmak isteyen birisin, o ise temas kurup kaçanlardan. Bu ikili, evrende en çok birbirini bulan ama en az mutlu olan eşleşme. Hayır, “kendini geri çek, gizemli ol” demeyeceğim. Kendine şu soruyu sor: “Bu ilişkide ben seçilmiş miyim, yoksa kullanışlı mı?” Cevap canını yakıyorsa, doğru cevaptır. Aşk dopaminle başlar ama oksitosinle kalır. Sende sürekli adrenalin varsa, bu romantizm değil;........