Tomris Uyar, Ajda Pekkan ve Komet Mudo reklamında nasıl buluştu ? |
Geçen gün Galatasaray–Liverpool maçının ardından bir yazı yazdım.
Öğle saatlerinde telefonum çaldı.
Ekranda tanıdık bir isim vardı, Mustafa Taviloğlu.
Bilirsiniz, kendisi sıkı bir Fenerbahçelidir.
“Elifcim, bir Fenerbahçeli olarak seni tebrik ediyorum. Galatasaraylı bir kadın yazar olarak duygularını çok güzel yazmışsın,” dedi.
Uzun zamandır futbol camiasında görmeyi unuttuğumuz bu güzel dostluğa bayıldım. Umarım bu yakın gelecekte sahalardan tribünlere ve taraftarlara da yayılır.
Ne kadar centilmen ne kadar zarif bir jest!
Ama hikâye burada bitmedi…
Geçen gece öyle bir şey öğrendim ki, hâlâ aklımdan çıkmıyor,
Meğer Galatasaray’ın UEFA şampiyonluğu, herkesten önce bir Mudo reklamında ilan edilmiş!
Yıl 2000.
Mayıs ayında yayımlanan bir Mudo Akademi reklamında, Galatasaraylı futbolcuların UEFA Kupası’nı kaldırdığı bir fotoğraf yer almış.
Ve tarih 17 Mayıs geldiğinde, o öngörü birebir gerçeğe dönüşmüş!
Bu, Taviloğlu’nun doğuştan gelen “doğru zamanı koklama” yeteneği mi, yoksa markanın reklamcısı Atilla Aksoy’un öngörüsü mü bilmiyorum ama tam bir nokta atışı olmuş.
Çünkü “marka” dediğimiz şey sadece ürün satmaz zamanın nabzını tutar, ruhunu yakalar.
Ve Mudo, tam 61 yıldır bunu yapıyor.
Tüm bunları nereden mi öğrendim?..
Türkiye’de markalar doğar, büyür, kaybolur…
Ama bazıları, sadece bir marka değil, bir dönemin ruhudur.
Mudo işte onlardan biri.
Ve Mudo bugün tam 61 yaşında.
Geçen gece İstanbul’un kalbinde, Minoa Pera’da, Mustafa Taviloğlu ve oğlu Ömer Taviloğlu, markanın altmış yıllık serüvenini anlatan müthiş bir kitabı tanıttı:
“Dünyalı Olmak: Mudo’nun Reklam Tarihinde Bir Yolculuk.”
Gökhan Akçura’nın yayın yönetmenliğinde hazırlanan bu kitap, sadece bir marka hikayesi değil; Türkiye’nin reklam, hatta sosyoloji tarihine ayna tutan özel bir derleme.
Yıl 1964.
Beyoğlu Fitaş Pasajı’nda 12 metrekarelik küçük bir dükkân…
Mustafa Taviloğlu ile Türkiye’nin perakende kültürü de değişmeye başlıyor.
Sadece tişört ya da gömlek değil, bir yaşam biçimi satılmaya başlanıyor.
O yıllar… 60’lar, 70’ler, 80’ler.
Şimdinin gençleri için uzak bir evren.
Ama Taviloğlu, o evrende sadece modayı değil, reklamı da........