menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ahmet Doğu İpek’in Çekmecelerinde Ne Var?

8 7
23.11.2025

Bir çekmecede ne biriktirir insan?

Hayatının acemiliklerini, babasından kalan bir saati, kırık bir aşkın sızlayan bir kalbin fotoğrafını, başladığı ama bitiremediği bir mektubu, belki de kendisine yazıp da hiç okumadığı bir notu…

Bir çekmecenin içi kadar sessizdir bazı sanatçılar.

Açar açmaz sizi bağıran bir renge, bir iddiaya, bir gösterişe değil yıllarca unutulmuş bir kâğıt kokusuna, taş tozuna, bir dağın omzundan düşmüş solgun bir parçaya teslim ederler.

Ahmet Doğu İpek o sanatçılardan biri.

Geçen gece Galeri Nev’in Mısır Apartmanı’ndaki sıcak çatısı altında,

Sound of the Ground-Face of the Stone/Yerin Sesi-Taşın Yüzü adlı monografisinin lansmanı ve Çekmecedekiler başlıklı özel sunumu vardı.

Bu iki buluşma, sanatçının sessizliğini değil, o sessizliğin içindeki yankıyı yalnızca eserlerini değil, hayatta sakladıklarını da bize gösterdi.

İpek’in çekmecesinde, taş kırıntıları, pigment kalıntıları, eskizler, koyu bir geceden düşmüş gibi duran mürekkep örnekleri, “bir gün belki işe yarar” diye saklanan kâğıt parçaları var. Bir sanatçının değil, sanki bir jeoloğun çekmecesi. Zamanın stratigrafisini tutuyor.

İpek, geçtiğimiz yıl Tate St. Ives’in rezidansına kabul edildiğinde pek çok kişi bunun bir “yeni dönem” olduğunu söyledi. Oysa St. Ives, bir sanatçı için yalnızca yeni bir coğrafya değil, aynı zamanda bir sınavdır.

St. Ives, Avrupa kıtasının son nefesi gibidir.

Bir uçurum çizgisi, bir kıtanın bittiği yer.

Sonrasında yalnızca okyanus, sis, tuz ve rüzgâr vardır. Gün ışığı yirmi ayrı griyle açılır sabah denize bakan kayalıklar öğlen başka, akşam büsbütün başka renge bürünür.

İpek’in suluboyalarındaki solgun gece lekesi, o mürekkep pıhtısı, buharlaşmış gölgelik tam da bu ışığın çocuğudur. Kâğıda sinmiş granit tozu gibi duran karanlık katmanlar, sanki Anadolu’nun Adıyaman dağlarıyla Cornwall’ın taşları arasında bir sessiz anlaşma kurar.

Ahmet Doğu İpek sanatı St. Ives ile buluştuğunda ona coğrafyanın derin zamanını gösterdi, denizin aşındırdığı kaya yüzeyleri, mineralin içindeki ışık, taşın bin yıllık suskunluğu…

Bir sanatçı bir taşla konuşabilir mi?

Belki de onun yaptığı tam buydu. O, Nemrut’un dağlarında binlerce yıl önce kazınmış Komagene........

© 10 Haber