Esrarengiz uçaktaki pasaportları damgasız 153 yolcu
13 Kasım Perşembe günü, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Johannesburg kentine esrarengiz bir uçak indi. Uçağın nereden geldiği belliydi ama tuhaf bir biçimde, 153 yolcusunun hiçbirinin bileti yoktu, pasaportlarında çıktıkları ülkenin damgası yer almıyordu. Yolcular, uçak kalktığında nereye ineceklerini bilmiyorlardı. Güney Afrikalı yetkililer, bu garip uçağı ve yolcularını 12 saat pistte beklettiler. Sonunda Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa’nın müdahalesi üzerine yolcuların uçaktan inmesine izin verildi.
Hassas bir uluslararası konuyla karşı karşıya olduklarını düşünen Güney Afrikalı yetkililer, uçağın inişini birkaç gün gizli tuttular. Sonrasında uçakla ilgili haberler birer ikişer dünya basınında yer almaya başladı. Uçak İsrail’den geliyordu. İçinde Gazze Şeridi’nde hayatta kalmayı başarmış Filistinli aileler vardı.
Asıl garip olan, Johannesburg’a buna benzer bir uçağın 28 Ekim’de de inmiş olması ve içinde 176 Gazzeli’nin olduğu o uçağın inişinin tümüyle gizli tutulabilmiş olmasıydı. Her iki uçak da aynı rotayı izlemişti: Güney İsrail’deki Eilat kentinde bulunan Ramon Uluslararası Havalimanı’ndan kalkmışlar, Kenya’nın Nairobi kentinde mola verdikten sonra Johannesburg’a uçmuşlardı. Konuyu haberleştiren Fransız haftalık Le Monde gazetesine göre Mayıs sonunda, Eilat’tan kalkan bir başka uçuş, Romanya’da mola verdikten sonra yaklaşık 50 Gazze sakinini Endonezya ve Malezya’ya taşımıştı.
Haber ortaya çıkınca (ya da sızdırılınca), Le Monde, El Cezire (Katar), BBC, The New York Times, Haaretz (İsrail), Deutsche Welle (Almanya) gibi dünya basınının önde gelen isimleri, konuyu çok yönlü olarak soruşturarak dünyaya duyurdular. Ancak meselenin gizemini tam anlamıyla çözmekte başarılı olamadılar. Çünkü hiçbir kaynak gerçeğin tamamını bilmiyordu veya söylemiyordu. İki uçuşta (Ekim ve Kasım) yer almış Filistinlilerden gazetecilerin ulaşabildiklerinin ifadeleri ise kısmen birbirini tutuyordu.
Bu haberlerden hareketle, Gazze’den otobüslerle çıkarılarak, uçaklarla başka ülkelere nakledilen Filistinlilerin yaşadıkları şöyle özetlenebilir:
Bu yılın Şubat ayı ortalarından itibaren, Gazzeliler’in cep telefonlarına bir ilân düşmeye başladı. Al-Majd Europe adlı bir “insani yardım kuruluşu” Tik-Tok ve Facebook üzerinden gönderdiği mesajlarla, Gazze sakinlerine, kişi başı 1.400-2.000 dolar arası bir ödeme karşılığında Gazze’den “çıkarılmayı” öneriyordu. Ödeme peşin yapılacaktı.
İlk zamanlar şüpheyle karşılanan bu teklif, birilerinin bu yolu kullanarak Gazze’den çıkabildiği kulaktan kulağa dolaşmaya başlayınca, imkânı olanlar için “o çaresizlik içinde denemeye değer” bulundu.
Al-Majd, savaş ortamından kaçmak isteyenlerin kimlik bilgilerini ve paralarını on-line olarak topladıktan sonra (kurumsal hesap kullanılmamış, kripto para veya kişisel hesaplara banka havalesi istenmiş) onları WhatsApp gruplarına ekleyerek, başvurularının incelenmekte olduğunu bildiriyordu. Bu aşamada Malezya, Endonezya ve Güney Afrika, üç muhtemel varış noktası, (sığınma değil de) “geçiş ülkesi” olarak sunuluyordu.
El Cezire’nin konuştuğu ve adının açıklanmasını istemeyen bir tanığa göre, başvuru sahibinin genç bir aileye sahip olması gerekiyordu. İsimler güvenlik kontrolüne gönderiliyor, bu işlem tamamlandıktan ve aile onaylandıktan sonra, ödeme yapmaları isteniyordu. Kontrol ve seçim mercii hakkında bir bilgi verilmemişti.
Başvuru sahipleri, ancak bir gün önce gideceklerinden haberdar oluyor, nereye gidecekleri ise söylenmiyordu. 4 saat önce buluşma noktası bildiriliyordu. Yanlarına bir küçük çanta, cep telefonu, seyahat evrakı ve para almalarına izin veriliyordu. Gazze’deki buluşma noktasından camları perdeyle örtülmüş otobüslerle alınıyor, bir kontrol noktasında İsrail askerlerinin kontrolünden geçtikten sonra, pasaportları damgalanmadan, uçağa binecekleri alana getiriliyorlardı.
Söz konusu kuruluş, web sitesinde (https://www.almajdeurope.org/about) kendini şöyle tanıtıyor: “Al-Majd Europe, 2010 yılında Almanya’da kurulmuş bir insani yardım kuruluşudur. Çatışma ve savaş bölgelerindeki Müslüman topluluklara yardım ve kurtarma çalışmaları sunmak konusunda uzmanız. …Geçtiğimiz yıl boyunca çabalarımızı Gazze halkını desteklemeye odakladık. …”
Sitede çalışmalardan örnekler ve rakamlar da var. Buna göre El-Majd çatışma bölgelerinden bugüne kadar 1500 kişiyi “çıkarmış”. Çatışma bölgelerinden kurtarılanların arasında bulunan ‘Mona’, iddiaya göre, 2023’de Lübnan Tripoli’den kurtarılmış. Oysa kullandıkları fotoğraf Abeer Khayat’a ait ve Middle East Eye adlı web sitesi için 2024 yılında Tripoli’de çekilmiş. Sitenin giriş sayfasında, kuruluşun Kahramanmaraş depreminde de yardım için çalıştığı belirtiliyor. İçeride de, Hatay’da hamile karısı ve çocuğuyla enkaz altında kalan Halepli Ahmad’ın teşekkürü var. Al-Majd aileyi “mutlak ölümden kurtarmış.”
İsrailli Haaretz gazetesine göre El-Majd Europe paravan bir yapı. Aslında 2025 yılında kurulmuş ve arkasında İsrail-Estonya vatandaşı Tomer Janar Lind var. Gazete, Lind’in Filistinlileri Gazze’den zorla nakletmekle görevli İsrail ordusu birimiyle çalışarak bu tür birkaç uçuşu organize ettiğini belirtiyor. Haaretz, Lindt ile bağlantı kurabilen tek basın kuruluşu ve bu uçuşları organize ettiklerini teyit de ettirmiş ama organizasyonun geri planı hakkında herhangi bir bilgi alamamış. Haaretz ayrıca, halen merkezinin Kudüs’te olduğunu ileri süren bu kuruluşun İsrail’de herhangi bir kaydını bulamamış. Deutsche Welle de, Almanya’da kurulduğunu iddia eden El-Majd’in ne yardım kuruluşları ne de şirket kayıtları arasında yer almadığını belirlemiş.
Bugünlerde Al-Majd Europe web sitesini açtığınızda bir açıklamayla karşılaşıyorsunuz. Açıklamanın ana metni şöyle: “Uluslararası medyada 96 saat boyunca iftiraya maruz kaldıktan sonra, kamuoyu nezdinde faaliyetlerimizi açıklığa kavuşturmaya ve siyasi çıkarları olan taraflarca yayılan yanlış suçlamalara ve dezenformasyona doğrudan yanıt vermeye karar verdik. Bu aktörlerin amacı basit: Gazze halkının seçim özgürlüğünü elinden almak, onların yerine nerede yaşayacaklarına karar vermek........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein