Sevgili günlük…
27 Ekim, İstanbul
İstanbul. 58 yaşımdan gün alıyorum. Öyle denir, değil mi?
21 Kasım, İstanbul
Bir süredir elim günceye gitmiyor. Nedenini hem biliyorum hem bilmiyorum. Arzu etmediğim şeyler oluyor hayatımda. Biraz fazla görünür olmaya başladım ve bu hiç de hoşuma gitmiyor. Ama Levent’e de hayır diyemiyorum, beni bir şekilde ikna ediyor. Görünür olmak, bir şekilde insanlara maruz kalmak anlamına da geliyor. Sanki bana ait sırların bir bir sır olmaktan çıktığı gibi saçma bir his var içimde. Hayatım bana ait olmaktan çıkıyormuş gibi. Belki zaten bana ait bir hayatım da yoktur, kim bilir?
Küçükbebek’te bir pastanenin kaldırıma atılmış masalarından birinde oturuyorum bu satırları yazarken. Çapraz masada genç bir kadın iştahla kahvaltı ediyor. Çok uzun süredir bu kadar istekle ve suçluluk hissetmeden karnını doyuran bir kadın görmemiştim. Bunu söyledim de ona. “Çok seviyorum yemek yemeği, üstelik daha bitmedi de,” dedi. Buna rağmen kilolu değil. Büyük ihtimalle sıkı spor yapıyor. Bir sürü dövmesi var. Sıra dışı olduğu kesin. Ben de su böreğimi yedim, ikinci çayımı yudumluyorum şimdi. Havalar böyle güzel gittikçe dışarıdaki bu masalarda oturmaya devam edeceğim........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein