25'imde falandım daha. Bi şiir gördüm, derginin birinde.
''temiz kalan tek yerdir devrim
bütün bir yıl
kirlenen duvarda.
ama görebilmek için
asıldığı çividen indirilmelidir
yaprakları biten takvim.''
Diye başlıyordu.
Nasıl böyle bi şiir yazılır yahu, dedim dedim, vuruldum.
***
Can dostum Nalan'la paylaştım sevincimi derhal.
-''Kız Nalan, hemen atla bi taksiye, olmadı koş, uç, Ortaköy'deyim, yanıma gel. Olağanüstü bi şiir var. Adı Devrim. Görmen lazım''!
-''Biliyorum ben onu. Daha dün okudum. Sunay Akın'ın yeni şiiri. Sana da haber verecektim, unutmuşum. Yaa hatırlasana, falanca edebiyat dergisinde görüp görüp, çok beğeniyordun sen de şiirlerini. O Sunay işte''!
-''Ne diyon gız? Tabii yaa, aynı Sunay yaa, nasıl atladım yaa''?
Dayanamadım. Fotokopisini çektirdim şiirin. Çerçevelettim.
İşyerimin duvarına astım.
***
Bizim Hakan Aygün çıkageldi yanıma bigaç gün sonra.
Çay-may içtik. Sohbet eyledik. Güldük-müldük bol bol, iki zırdeli.
Gördü duvardakini Hakan;
-''Aaa, bu bizim Sunay'ın şiiri diğil mi? Dur haber veriyim şuna, çok sevinir''.
Yakın akrabaymışlar meğer. Teyzeoğlu gibi bişi. Aklımda kalmamış tam.
Sunay Akın ise, o vakitler yeni yetme bi şair. Meşhur falan diğil. Yolda görsem tanımam türden, sizin anlayacaanız.
***
Bi zaman sonra.
Öyle çok da uzun zaman diğil ama.
İri yarı bi herif geldi işyerime. Duvara baktı. Gülümsedi.
-''Gürsel kim''??
-''Benim buyrun''??
-''Ben Sunay Akın''!
-''Nasıl yani yaa''?
Bi kucakladı beni sevgiyle o dev gibi herif, bi kucakladı sımsıkı. Soluğumu kesti..
Boğup öldürecekti az galsın.
***
Guvvetlice dost olduk o dönem.
Hep ''Sunay Abi'' dedim. Hep adımla hitap etti.
Arada bi telefonlaştık. Geçmiş zaman, arada bi Beşiktaş meyhanelerinde oturup "fışkı" da içtik galiba.
Övünmek gibi olmasın diyecem de ne halt olacak?
Övünmek gibi olsun la, kime ne!!!
***
Araya zaman girdi.
Araya benim Ülker ve Gima iş yaşamım girdi.
Araya O'nun şöhreti girdi.
Koptuk haliyle.
Bigün Ankara'da bi lokantada rastgeldik. Yıllar geçmişti, beni zor tanıdı. Kucaklaştık yine.
Bigün Giresun'da denk düştük, bu kez hiç tanımadı.
Sitem ettim;
-''Sunay Abi kimim ben''?
-''Eee, şeyy, kem küm''!
-''Yaa abi, Ortaköy'deki duvarı da mı unuttun''?
-''Lan Gürsel, saçı başı dökmüşün oolum, tanıyamadım''.
İyi kıvırdı, iyi kurtardı vaziyeti.
Sanki gendi sırma saçlıydı!!
***
Epey sonra. Ama epey epey sonra.
İşyerimde, Giresun'da, gençten bi çocuk.
Sunay Akın'ın ''Makiler'' adlı kitabını gördü raflarda. Adıma imzalamış, sağolsun abim.
1994'ten beri saklamışım arşivimde.
Rica etti çocuk;
-''Gürsel Abi, bu kitabı bana hediye eder misin''?
Nasıl kıriyim?
Gitti kitap.
***
50 küsur falandım artık.
Çocuk, sevinç içinde, sımsıkı kucakladı beni.
''kağıt bir gemidir devrim
bütün gemiler
hurdaya çıksa da sonunda
taşıdığı özgürlük şiiriiyle
batmadan yüzer nicedir
dünya sularında
kimbilir kaç yunus görmüş
kaç deniz gezmiş.''
Bi yerden anımsıyorum ben o sımsıkı kucaklamayı.
Kimbilir kaç ömür geçmiş.
Kaç sevda tükenmiş?
Aşk herşeydi...

QOSHE - “AŞKOLSUN SANA ÇOCUK, AŞKOLSUN" - Gürsel Ekmekçi
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“AŞKOLSUN SANA ÇOCUK, AŞKOLSUN"

50 18
08.05.2024

25'imde falandım daha. Bi şiir gördüm, derginin birinde.
''temiz kalan tek yerdir devrim
bütün bir yıl
kirlenen duvarda.
ama görebilmek için
asıldığı çividen indirilmelidir
yaprakları biten takvim.''
Diye başlıyordu.
Nasıl böyle bi şiir yazılır yahu, dedim dedim, vuruldum.
***
Can dostum Nalan'la paylaştım sevincimi derhal.
-''Kız Nalan, hemen atla bi taksiye, olmadı koş, uç, Ortaköy'deyim, yanıma gel. Olağanüstü bi şiir var. Adı Devrim. Görmen lazım''!
-''Biliyorum ben onu. Daha dün okudum. Sunay Akın'ın yeni şiiri. Sana da haber verecektim, unutmuşum. Yaa hatırlasana, falanca edebiyat dergisinde görüp görüp, çok beğeniyordun sen de şiirlerini. O Sunay işte''!
-''Ne diyon gız? Tabii yaa, aynı Sunay yaa, nasıl atladım yaa''?
Dayanamadım. Fotokopisini çektirdim şiirin. Çerçevelettim.
İşyerimin duvarına astım.
***
Bizim Hakan Aygün çıkageldi yanıma bigaç gün sonra.
Çay-may içtik. Sohbet eyledik. Güldük-müldük bol bol, iki zırdeli.
Gördü duvardakini Hakan;
-''Aaa, bu bizim Sunay'ın şiiri diğil........

© Yeşilgiresun


Get it on Google Play