Dışişleri Bakanı Hakan Fidan

’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalar Ankara’nın kritik diplomatik konularda yeni bazı hamleler yapmaya hazırlandığını gösteriyor. Diğer bir deyişle

mutfakta

bir

şeyler

pişiyor

. Özellikle üç konuya dikkat çekeceğim ancak önce bazı hususların altını çizmem gerekiyor.

CIA Başkanı W. Burns

’ün Foreing Affairs’te yayımlanan, “Ortadoğu’yu bu kadar karmaşık görmedim” mesajı içeren analizi bir hayli tartışıldı ama orada atlanan önemli bir detay daha vardı. Alıntılayalım: “

Soğuk Savaş sonrası dönem Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgaliyle kesin olarak sona erdi.

Yani, CIA Başkanı tek kutuplu düzenin çöktüğünü resmen ilan ediyor. Bir dönemin kapandığını vurguluyor ancak nasıl bir dönemin başladığını söylemiyor.

Adı konmamış yeni bir dönem bu.

Çok kutuplu, parçalı, geçişken, çıkar temelli ittifaklara kapı aralayan özellikleri öne çıkıyor. Kurumları, kuralları ve çerçevesi henüz net değil. Bu yüzden bu kaotik bir yapı, çatışma ve gerilim üretme potansiyeli taşıyor.

GAZZE REÇETESİ ANKARA’DAN

Yeni sürecin ilk iki büyük sınavı Ukrayna savaşı ve İsrail kaynaklı bölgesel krizdi.

Türk devlet aklının

bu iki krize yaklaşımı bundan sonra izleyeceği stratejiyle ilgili önemli ipuçları içeriyor. Ukrayna savaşı başladığında Ankara, “

Batı kampında yer al

” baskısına direndi, kendi oyun planını kurdu. Ukrayna ve Rusya ile diyaloğunu korudu ve bu serinkanlı-uzun vadeli yaklaşımın meyvelerini topladı. Bu, aynı zamanda “

Ben hiçbir kampa körü körüne bağlı kalmam

” mesajıydı.

Türk diplomasisinin Gazze’de yaşanan krizi ele alışı ise paradigma belirleyici özelliktedir.

Ankara ilk günden sorunu analiz etmiş ve çıkış yoluyla ilgili reçeteyi ortaya koymuştur.

İlk gün dile getirilen ateşkes, insani yardım talepleri, barış için iki devletli çözüm şartı, garantörlük sistemi ve Temas Grubu girişimleri sürece neredeyse yön vermiştir.

Yazmıştım: Mevcut durumda Arap dünyasının -ve hatta ABD’nin- bölgesel barış için iki devletli çözüm noktasına gelmesi, bunun bir şart olarak ortaya konması göstergedir (

Blinken Ziyaretinden Notlar, Ocak 2024

). Hamas’ın barış için

aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bazı

ülkelerin

garantör olmasını

istemesi keza öyle. Amerikalılar, Türkiye’nin girişimleriyle kurulan Temas Grubu’nun Gazze ile ilgili “üstlenici

rol

” oynamasını istiyor. Bu da bir başka göstergedir. O halde

gelişmeler -Netanyahu’nun vahşi saldırılarına rağmen- Ankara’nın ilk başta işaret ettiği rotaya oturuyor.

Türk devlet aklı yaşananları analiz etme ve politika üretmedeki kapasitesini ortaya koyuyor.

ÜÇ ÖNEMLİ HAZIRLIK

Şimdi gelelim o üç önemli konuya.

Birincisi tahıl koridoru ile ilgili yapılan yeni

çalışma. Bakan Fidan Ahaber’den

Murat Akgün’e

verdiği röportajda detay vermedi ama farklı bir mekanizmadan bahsetti. Yeni mekanizmayı kaynaklarıma sordum. Özetle aktarayım:

Ukrayna tahıl sorununu çözmek için yeni bir rota açtı. Tahılı Romanya, Bulgaristan kıyıları üzerinden Türk boğazlarına getiriyor. Ancak bu, sorunu çözmüyor (Bu yolla taşınan miktar tahıl koridoru ile taşınan miktarın üçte biri). Üstelik bu gemilere sigorta yapılamıyor ve maliyetler çok artıyor.

Yeni mekanizma BM’nin ve sigorta

şirketlerinin

kaygılarını giderecek bir adım olacak.

Teknik düzeyde çalışmalar devam ediyor.

TÜRK DEVLETLERİNE AB MODELİ

İkinci

konu Türkiye’nin AB

üyeliğiyle

ilgili

. Fidan’ın “AB üyeliğe aldı almadı’ diye bekleyecek durumda değiliz.

Başka alternatifleri, başka tarihi yolculukları aramak zorundayız”

sözleri bir hayli dikkat çekici. Buradan tam olarak ne kastedildiğini anlamıyoruz ancak bazı çıkarımlarda bulunabiliriz.

Yukarıda da belirtmiştim. Türkiye adı konmamış yeni küresel düzene uygun olarak ittifak seçeneklerini çeşitlendiriyor.

Türk dünyasıyla geliştirilen ilişki model

i bu anlamda bir hayli önemlidir. Gelecekte daha fazla önem kazanacaktır.

Yakın zamanda bir kaynağımdan duymuştum. 2021 yılında kurulan Türk Devletleri Teşkilatı ile ilgili çok da dillendirilmeyen hedef

Türk Devletler Birliği’ne erişmektir. Bu, Türk devletleri için bir nevi AB modelidir.

AB ortak güvenlik, dış politika ve ekonomi temelli bir birlik hedefiyle yola çıkmıştı. Ancak dış politika ve güvenlikte ortak vizyon oluşturamayan ekonomi temelli bir refah projesine dönüştü. T

ürk Devletleri Teşkilatı’nın ise mevcut kültürel mekanizmalardan siyasi, ekonomik ve güvenlikle ilgili başlıkları da kapsayan daha güçlü bir birliğe evrilmesi hedefleniyor.

Türk fonu bu kapsamda kuruldu. Vize serbestisi ve gümrük birliği hedefler arasında. Alfabe birliği güçlü bir şekilde konuşuluyor. Daha yürüyecek çok yol var ancak sürecin Karabağ zaferi ve Ukrayna savaşıyla hızlandığı görülüyor.

BRICS’IN TÜRKİYE GÜNDEMİ

Fidan’ın açıklamasıyla gündeme gelebilecek diğer konu BRICS meselesidir. 2022 yılında BRICS yetkililerinin Türkiye’nin üyeliğiyle ilgili beklentilerini dile getirdiklerini yazmıştım

(Türkiye’nin BRICS yolculuğu, Eylül 2023)

. Ancak bu konuda Ankara’dan henüz bir ses çıkmadı. BRICS dönem başkanlığı 1 Ocak itibarıyla Rusya’ya geçti. Rus lider Vladimir Putin’in Türkiye ziyareti gerçekleşirse Rus tarafının bu konuyu gündeme getirebileceğini düşünüyorum.

Elbette şunu vurgulamamız gerekiyor:

Türkiye’nin ittifak seçeneklerini

çeşitlendirmesi

kendisini bir kampa bağlama, bir kutuptan diğerine savrulma ya da stratejik

önceliklerini d

eğiştirme anlamı taşımıyor.

En başta söylediğim gibi, adı konmamış yeni nizamda ittifaklar geçişken ve çok yönlü. Misal; ABD, BRICS üyesi Hindistan’ın S-400 hava savunma sistemi almasına onay veriyor. Diğer BRICS üyesi Suudi Arabistan’la da -uranyum zenginleştirme dahil- nükleer anlaşma yapmaya hazırlanıyor.

Fidan’ın üçüncü vurgusu Yunanistan’la ilişkiler üzerineydi. Dışişleri Bakanı, “Başta Ege adalarının statüsü olmak üzere silahlandırma ile ilgili konular, hava sahası tanımlamaları

yeni bir bakış açısı ile tartışılabilir. Ona yönelik bir arayışımız var”

dedi. Bu dikkat çekici bir çıkıştır. Kaynaklarımı yokladım. Henüz bir detay elde edemedim. Ancak araştırmaya devam edeceğim.

#Politika

#Türk Devletler Birliği

#Rusya

#ABD

#Yahya Bostan

QOSHE - Türk devlet aklı ve Ankara’da yeni arayışlar - Yahya Bostan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Türk devlet aklı ve Ankara’da yeni arayışlar

14 1
09.02.2024
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan

’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalar Ankara’nın kritik diplomatik konularda yeni bazı hamleler yapmaya hazırlandığını gösteriyor. Diğer bir deyişle

mutfakta

bir

şeyler

pişiyor

. Özellikle üç konuya dikkat çekeceğim ancak önce bazı hususların altını çizmem gerekiyor.

CIA Başkanı W. Burns

’ün Foreing Affairs’te yayımlanan, “Ortadoğu’yu bu kadar karmaşık görmedim” mesajı içeren analizi bir hayli tartışıldı ama orada atlanan önemli bir detay daha vardı. Alıntılayalım: “

Soğuk Savaş sonrası dönem Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgaliyle kesin olarak sona erdi.

Yani, CIA Başkanı tek kutuplu düzenin çöktüğünü resmen ilan ediyor. Bir dönemin kapandığını vurguluyor ancak nasıl bir dönemin başladığını söylemiyor.

Adı konmamış yeni bir dönem bu.

Çok kutuplu, parçalı, geçişken, çıkar temelli ittifaklara kapı aralayan özellikleri öne çıkıyor. Kurumları, kuralları ve çerçevesi henüz net değil. Bu yüzden bu kaotik bir yapı, çatışma ve gerilim üretme potansiyeli taşıyor.

GAZZE REÇETESİ ANKARA’DAN

Yeni sürecin ilk iki büyük sınavı Ukrayna savaşı ve İsrail kaynaklı bölgesel krizdi.

Türk devlet aklının

bu iki krize yaklaşımı bundan sonra izleyeceği stratejiyle ilgili önemli ipuçları içeriyor. Ukrayna savaşı başladığında Ankara, “

Batı kampında yer al

” baskısına direndi, kendi oyun planını kurdu. Ukrayna ve Rusya ile diyaloğunu korudu ve bu serinkanlı-uzun vadeli yaklaşımın meyvelerini topladı. Bu, aynı zamanda “

Ben hiçbir kampa körü körüne bağlı kalmam

” mesajıydı.

Türk diplomasisinin Gazze’de yaşanan krizi ele alışı ise paradigma belirleyici özelliktedir.

Ankara ilk günden sorunu analiz etmiş ve çıkış yoluyla ilgili reçeteyi ortaya koymuştur.

İlk gün dile getirilen ateşkes, insani yardım talepleri, barış için iki devletli çözüm şartı, garantörlük sistemi ve Temas Grubu girişimleri sürece neredeyse yön vermiştir.

Yazmıştım: Mevcut durumda Arap dünyasının -ve hatta ABD’nin- bölgesel barış için iki devletli çözüm noktasına........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play