Geçtiğimiz hafta Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, çeşitli kanallarda Körfez-Irak-Türkiye çizgisinde inşa edilecek ‘Kalkınma Yolu’nu anlattı…
Kuzey Koridor ağır iklim şartları ama en çok Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle neredeyse oyundan düşmüş durumda. Çin’den Avrupa’ya giden Güney Koridor ise Gazze krizi üzerinden gelişen/‘geliştirilen’ Kızıldeniz sorunu nedeniyle yarı yarıya tıkanmış görünüyor. Ümit Burnu’ndan dolaşıyor gemiler. Süre ve maliyeti katlanmış durumda. Kızıldeniz’den 30-35 gün olan seyahat süresi 45 güne fırlamış halde…
Genel tablo bu. Şimdi bunun jeopolitiğine odaklanabiliriz ama önce stratejik toplama eklenmesi gereken, Türkiye’de zerre değer verilmeyen bir-iki haber daha gösterelim…
Yaklaşık bir ay önce paylaştığımız yazımızdan da parça koparalım…
“Jeopolitik cepheler biraz da enerji/tedarik/ulaşım hatları üzerinden çiziliyor artık…
Ukrayna savaşında bunun sembolü Kuzey Akım-2 hattıydı. Sabotajla imha edilince Rusya-Avrupa arasındaki hattın stratejik olarak da kesildiğini anladık…
Türkiye-Mısır normalleşme sürecinin ibra edilmesiyle ortaya çıkan, cılız duyulsa da hatırlatılan bir koridor daha var. Mısır doğalgazını Lübnan’a taşıyan hattın kısa sürede Türk şebekesine bağlanabileceği fikri!
Şimdi buna, ABD’nin Gazze’ye kuracağı limanla birlikte Güney Kıbrıs-İsrail (Akdeniz) hattını da-nereye ‘varacağını’ merakla izleyerek-ekleyebiliriz.
Tüm bunların içinde ‘Kalkınma Yolu’ ne ifade ediyor…
Galiba hepsi bir Türk Yolu’na doğru ilerliyor. Galiba…