“Bundan sonra Türk ve İslam dünyasının kalkınması için daha çok koşturan, mazlum ve mağdurlara daha fazla sahip çıkan bir Türkiye göreceğiz.”

2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında mazbatasını alan Cumhurbaşkanı’nın, Beştepe’nin 4 bin kişilik salonunda, ulusumuza ve tüm dünyaya seslendiği konuşmasında dile getirdiği bu sözler, beni birden 16 yıl öncesine götürdü…

“Bu seçimlerde aynı zamanda dünyanın dört bir yanında umutlarını ülkemize bağlamış yüz milyonlarca mazlum ve mahzun gönlün de duasını aldık” dedi Sayın Cumhurbaşkanı… Refiğ’in dünyaya gösterdiği kurtuluş yolunun ilk adımları atılmış, Beştepe’deki resepsiyon, bu umuda gönül vermiş ülkelerin temsilcilerinin katılımıyla bir tür işaret fişeğine dönüşmüştü.

Halit Bey’le tanıştığım 1980’li yılların başında pek çok konuda arayış içindeydim… Dünya görüşümde oluşan boşlukları doldurmak için çaba harcadığım günlerdi… Aslında buradan baktığımda açık yüreklilikle itiraf etmeliyim ki; benim şahsen henüz fikrî belkemiğim de yerine oturmamıştı. Savrulup durmuştum 68 kuşağının sol dehlizlerinde.

İş alanında da arayışlarım sürüyordu… Genel yayın yönetmenliği yaptığım dergilerden birinde sinema yazıları yazacak fikriyatı, belkemiği olan bir yazar arıyordum.

Benimse işin peşine bırakmaya hiç niyetim yoktu. Kalktım evine gittim… Sonra bir daha gittim… Üçüncüsünde pes etti… Hayatıma ustam, hocam ve fikrî üretim yol arkadaşım olarak girmesi o günlere rastlar.

Refiğ, her ne kadar konu, onun toplumsal konumlanmasına geldiğinde “Ben sinemacıyım Aliciğim” diye beni düzeltse de o, bana göre kesinlikle sadece bir sinemacı değildi. Bir düşünür, filozof, sosyolog, siyaset bilimci, özetle tanıdığım üst düzey münevverlerden biriydi…

Bu ve benzeri tahliller; Doğu kültür ve medeniyetini ve elbette ki değerlerini okumak konusunda Batı’nın şablonunu bir kenara itmeyi başarabilmiş, dünyaya en insani, en hakkaniyetli, en saygın önermeyi sunmak için çabalayan münevverlerin armağanıydı. Refiğ’in tabiriyle; “Öldüren Batı ile yaşatan Doğu arasındaki tezat ve çatışmanın kaynağını tarihte görebilirdik”. O nedenle Batı’nın merkezinden çıkmak, hayatın, aşkın, şefkatin kaynağına yönelmek anlamına geliyordu.

“Aydınların aydınlatmadığı halkı, soytarılar aldatır.”

Cemil Meriç

QOSHE - Ölüm mü; aşk mı?.. - Ali Saydam
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ölüm mü; aşk mı?..

24 1
05.03.2024

“Bundan sonra Türk ve İslam dünyasının kalkınması için daha çok koşturan, mazlum ve mağdurlara daha fazla sahip çıkan bir Türkiye göreceğiz.”

2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında mazbatasını alan Cumhurbaşkanı’nın, Beştepe’nin 4 bin kişilik salonunda, ulusumuza ve tüm dünyaya seslendiği konuşmasında dile getirdiği bu sözler, beni birden 16 yıl öncesine götürdü…

“Bu seçimlerde aynı zamanda dünyanın dört bir yanında umutlarını ülkemize bağlamış yüz milyonlarca mazlum ve mahzun gönlün de duasını aldık” dedi Sayın Cumhurbaşkanı… Refiğ’in dünyaya gösterdiği kurtuluş yolunun ilk adımları atılmış, Beştepe’deki resepsiyon, bu umuda gönül vermiş ülkelerin temsilcilerinin katılımıyla bir tür işaret fişeğine dönüşmüştü.

Halit........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play