İman Bilinci

Önce, taziye dilerim. Rabbim mağfiret buyursun. Âmin. Biz beşer olarak, Allah’a teslim olmuş kimseleriz. Kullanımı bize bağlı bir cüz’î irâdeye sahip olmamıza rağmen. Her ne kadar tercih gücü bulunan insanlar olsak da, biz bu sıfatımızla birlikte, eksiksiz Allah’ın takdîrine bire bir bağlı varlıklarız.

Ne ki, biz bu bağlılığımızı bilirsek ve bizim için yapılan İlâhî taksime râzı olursak, “îmân etmiş” oluyoruz ki, bu iman bağlılığımızı bilinçli hâle getiriyor. Bu bilinç ise beşer olarak bizi ebedî Cennet hayatına, ebedî saadete ve Allah’ın rızasına ulaştırıyor.

Allah’ın Affı Her Zaman Mümkündür

İntihar eden kişi bir tercihte bulunmuştur. Sorumluluk kendisine aittir. Fakat sorumluluk üstlenmek, Allah’ın merhametine ve rahmetine sığınamayacağımız manasına gelmez. Tüm sorumluluklarımız için bu böyledir.

Günah işleyen biziz, tamam. Cüz’î irademizin talebini biz fiiliyatımızla gerçekleştirmişiz. Günah bizimdir; günahkâr olan biziz. Fakat öte yandan Allah’ın merhamet kucağı açık durmaktadır. Allah’ın mağfireti, şefkati bizim kendisine sığınmamızı beklemektedir. Allah’ın rahmeti bizi bağışlamayı ve günahlarımızı yok etmeyi istemektedir.1 Biz günahımıza sahip çıkarsak, Allah’ın bağışlamasını hak ederiz. Sahip çıkmaz ve “kadere atarsak”, bizi bağışlayacak olanı suçlamış oluruz. Bu tutarsız davranışımız ise, bağışlanmamızı değil, günahımızı artırır.

Onlar İçin Tabii ki Af İsteyelim

İntihar ederek ölen insanlar için de bu böyledir. Madem ki hayatta değillerdir. Madem ki, günah bildiğimiz bir şekil içinde Allah’a teslim olmuşlardır. Her ne biçimde olursa olsun, madem ki artık af ve mağfiret talebinde bulunabilecek bir durumda değillerdir.

Gerçek durumunu Allah bilir, belki de bir psikolojik sıkıntısı vardı, bu yüzden şehit de olamaz mı? İşin bu yönü de var!

Öyleyse onlar için biz mağfiret isteyelim, Allah’a sığınalım, Allah’ın onları affetmesini dileyelim, duâ edelim, sadaka verelim. Bu yol açıktır. Peygamber Efendimiz (asm) kendisini görmek üzere Medîne’ye gelen ve fakat bir ağrının sancısına dayanamayarak bileklerini keserek intihar eden bir kişiye mağfiret duasında bulunmuştur.2

Biz intiharla ölenlere neden dua etmeyelim ki? Cenab-ı Allah bizden dua istemektedir. Bizim duamızı belki kabul eder ve onları günahlarından kurtarır inşallah. Neden olmasın? İntihar edenin affı neden mümkün olmasın? Takdir Allah’ın değil mi? İşi kadere verip elimizi kolumuzu bağlayıp oturmak, dua da etmemek, dinimizin bizden istediği şeyler değildir.

İnsanın rızkının, ecelinin, amelinin, mutlu mu mutsuz mu olacağının kendisi ana rahmindeyken yazıldığı, insanın ömrü boyunca bu kaderini yaşadığı3, tamam. Fakat;

1-Bu yazı Allah’ın ilmi nevindendir. Yani yazgı denilen “kader”, esas itibariyle Allah’ın bizimle ilgili bilgilere önceden sahip olması demektir.

2- Öyleyse bu bilgilerden hareketle biz, daha çok dua etmeliyiz. Daha çok rahmet ummalıyız. Allaha daha çok güvenmeliyiz. Allah’tan daha çok hayrı ummalıyız. Çünkü elimiz kolumuz bağlıdır.

Hiç vakit geçirmeden dua edelim ve ölenimiz için rahmet dileyelim. Allah rahmet eylesin. Âmin.

Dipnotlar:

1- Sözler, s. 427 2- Müslim, Îmân, 49

3- Riyâzu’s-Sâlihîn, 395

QOSHE - İntihar edenin affı ve ahireti - Süleyman Kösmene
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İntihar edenin affı ve ahireti

7 1
20.02.2024

İman Bilinci

Önce, taziye dilerim. Rabbim mağfiret buyursun. Âmin. Biz beşer olarak, Allah’a teslim olmuş kimseleriz. Kullanımı bize bağlı bir cüz’î irâdeye sahip olmamıza rağmen. Her ne kadar tercih gücü bulunan insanlar olsak da, biz bu sıfatımızla birlikte, eksiksiz Allah’ın takdîrine bire bir bağlı varlıklarız.

Ne ki, biz bu bağlılığımızı bilirsek ve bizim için yapılan İlâhî taksime râzı olursak, “îmân etmiş” oluyoruz ki, bu iman bağlılığımızı bilinçli hâle getiriyor. Bu bilinç ise beşer olarak bizi ebedî Cennet hayatına, ebedî saadete ve Allah’ın rızasına ulaştırıyor.

Allah’ın Affı Her Zaman Mümkündür

İntihar eden kişi bir tercihte bulunmuştur. Sorumluluk kendisine aittir. Fakat sorumluluk üstlenmek, Allah’ın merhametine ve rahmetine sığınamayacağımız manasına gelmez. Tüm sorumluluklarımız için bu böyledir.

Günah işleyen biziz, tamam. Cüz’î irademizin talebini biz fiiliyatımızla gerçekleştirmişiz. Günah bizimdir; günahkâr olan biziz. Fakat öte yandan Allah’ın merhamet kucağı açık durmaktadır. Allah’ın mağfireti,........

© Yeni Asya


Get it on Google Play