Beyin ve ruhu etkileyici maddeler yüklenerek, mübarek bir hediye olarak gönderilen gül, Müslüman hekimlerin reçetelerinde en etkili ilaçların başında değerlendiriliyordu. 9. Yüzyılda yaşamış olan hekim ve botanikçi Dinaverî gülün önemini belirtirken: “Gül bütün ağaçların nurudur. BÜTÜN ÇİÇEKLERİN ŞAHIDIR.” demektedir.

Gülün tıptaki yerini çok iyi tarif eden bir başka otorite de “Tıbbın Prensi” diye anılan İbn-i Sinâ’dır. Onun kitaplarında, gül ve gülsuyu tedavide yer alır. Öncelikle gülsuyu ve gülyağı kokusunun etkisini yazar. “Hoş kokusundan dolayı, ruha hitap eder. Onun rahatlatma etkisi vardır, bayılmalarda ve hızlı atan kalplerde çok yararlıdır.” Gülsuyunun hem ruha hem de akla olan etkisini vurgular ve beynin çalışma ve algılama gücüne faydalı olduğunu yazar. “Anlayış gücünü arttırıp, BELLEĞİ GÜÇLENDİRİR.” der. Gülyağının müshil olarak da kullanılmasını tavsiye eder; içilince boşaltılması gereken maddeleri boşaltır.” (1)

Gülün şifa hazinesini ve ihtiva ettiği cevherleri el-Müfredat adlı eserinde detaylarıyla yazan Endülüslü İbn-i Baytar: “Gülsuyu aklı, beyni kuvvetlendirir ve duyuları keskinleştirir, yaşam kuvvetini arttırır, heyecandan dolayı aşırı kalp atışında faydalıdır, güzel kokulu kuvvetiyle bedeni güçlendirir. Gülsuyu içilirse, mide bulantısına faydalıdır. Mideyi güçlendirir.” (2) demektedir. İslâm medeniyetinin devamı sürecinde, Osmanlı hekimleri de tıp ilmi ve tedavi sanatını geliştirmek amacıyla, rıza-ı ilâhî namına gayretli çalışmalar ve eserler bırakmışlardır. Gül ve gülden yapılan şifa kaynağı karışımların faydalarını “Kemâliye” adlı eserinde belirten Şirvan’lı Mahmud: “Gül kokusu RUHANİYETİ KUVVETLENDİRİR ve kalbi pek safi eyler. Gül kokusunun meleklerin sevdiği koku” olduğunu yazar.

Gül nimetinden çeşitli hastalıkların korunma ve tedavisinde geniş çapta faydalar sağlanmaktadır. Gülde bulunan etkili maddelerin BAL, ZEYTİNYAĞI, SİRKE, süt ve su gibi eriticilerin içine aktarılması yollarıyla, çok faydalı ilaç ve iksirler elde edilebilmektedir. Tıp sanatının eski üstadları, eskimeyen tedavi reçetelerini miras bırakmışlardır. Elde edilişi ve kullanma şekilleri pratik olan bu reçetelerden bazı örnekler sunmamız, fayda sağlayacağı gibi, hayırlara da vesile olacağını Şafi-i Hakiki’nin (cc) şifa hazinelerinden ümit ediyoruz.

Gül ile hazırlanan devaların başında gelen, GÛLENGUBİN (Gül bi hûnguwin), taze gül yaprakları bir cam kavanoz içinde, yeterli miktarda balla karıştırılır. Üç günde bir karıştırılarak, 50 gün bekletilir. Hazırlanan bu macundan sağlanan faydalar, kaynaklarda şöyle özetlenmiştir. “Mide için faydalı, sindirimi kolaylaştıran ve KARACİĞERE KUVVET veren ilaçlardandır. Yaşlılıkta yenilmesi çok faydalı olduğundan, önemle tavsiye edilmiştir. Uzun süre yenirse, iç organları güçlendirir. Mide yanmalarına iyi geldiği, tabiatı yumuşattığı, yüreğe ve gönüle ferahlık verdiği, karaciğere kuvvet verdiği, safrayı arttırarak vücuttan zararlı nesneleri attığı” (3) tespit edilmiştir. Bu şifa hazinesi karışıma, birçok hastalığın tedavisinde kullanılan TARÇIN, KAKULE, ZENCEFİL, ZERDEÇAL, kekik, çörekotu veya havlıcan gibi Eczahane-i Rahman’ın nimetlerinden olan baharatlar karıştırıldığında, etkileri daha da güçlenebilir.

SAĞLICAKLA KALIN.

Dipnotlar:

1) Prof. Dr. Ayten Altıntaş, Gül-Gülsuyu, s.91 Maestro Yayınevi 2010

2) Age. s.93

3) Age. s.107

QOSHE - Şifa hazinesi: Gül -2 - Feyzullah Ergün
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Şifa hazinesi: Gül -2

33 11
16.12.2023

Beyin ve ruhu etkileyici maddeler yüklenerek, mübarek bir hediye olarak gönderilen gül, Müslüman hekimlerin reçetelerinde en etkili ilaçların başında değerlendiriliyordu. 9. Yüzyılda yaşamış olan hekim ve botanikçi Dinaverî gülün önemini belirtirken: “Gül bütün ağaçların nurudur. BÜTÜN ÇİÇEKLERİN ŞAHIDIR.” demektedir.

Gülün tıptaki yerini çok iyi tarif eden bir başka otorite de “Tıbbın Prensi” diye anılan İbn-i Sinâ’dır. Onun kitaplarında, gül ve gülsuyu tedavide yer alır. Öncelikle gülsuyu ve gülyağı kokusunun etkisini yazar. “Hoş kokusundan dolayı, ruha hitap eder. Onun rahatlatma etkisi vardır, bayılmalarda ve hızlı atan kalplerde çok yararlıdır.” Gülsuyunun hem ruha hem de akla olan etkisini vurgular ve beynin çalışma ve algılama gücüne faydalı olduğunu yazar. “Anlayış gücünü arttırıp, BELLEĞİ GÜÇLENDİRİR.” der. Gülyağının müshil olarak da kullanılmasını tavsiye eder; içilince boşaltılması gereken maddeleri boşaltır.” (1)

Gülün şifa hazinesini ve ihtiva ettiği cevherleri el-Müfredat adlı eserinde detaylarıyla yazan Endülüslü İbn-i Baytar: “Gülsuyu aklı, beyni kuvvetlendirir ve........

© Yeni Asya


Get it on Google Play