Ayrıca ellerinde Rusya’dan satın aldıkları S-300’ler de vardı. Bu durumda Türkiye’ye F16, Yunanistan’a F35 satışı ABD için ‘’kazan kazan’’ bir durum olmuş görünüyordu. Türkiye açısından an itibari ile iyi bir gelişme sayılmazdı. Biden, 26 Ocak’ta Dış İlişkiler Komisyonuna mektup göndererek satış sürecini başlatmıştı. 9 Şubat’a kadar Türkiye aleyhinde bir karar tasarısı geçmediği taktirde F-16 satışı gerçekleşmiş olacaktı. Türkiye 40 adet yeni F-16 ile 79 adet F-16 modernizasyon kiti ve ekipmanlarına kavuşacak.

Bu arada Türkiye’nin ürettiği İHA, SİHA ve TUSAŞ’ın geliştirdiği insansız hava araçlarındaki gelişmelerde yakından takip ediliyordu. Türkiye kendi ayakları üzerinde durmak için çaba sarf etmek zorunda. Yıllar önce kendi ayakları üzerinde durmaya çalıştığında ABD, Marshall yardımı adı altında, antikomünist hedefleri olan, bir ekonomik yardım paketi göndermişti. Bu tarz yardımlar, kendi öz kaynakları ile ayakta durmaya çalışan bir yapıyı sekteye uğratabiliyor. Umarım F16 projesindeki gelişme böyle bir yolu açmaz.

Birçok ülke tarafından 5.nesil savaş uçakları tercih edilirken bizim 4. Nesil savaş uçağı almamızın mantığını da tam anlamış değilim. Özellikle F35, Eurofighter ve Rafale gibi F16’dan çok daha ileri seviyede yeni nesil uçaklar varken... Bu uçaklar, özellikle radara yakalanmayan, manevra kabiliyeti çok yüksek, havada kalma süresi uzun, son insanlı elektronik uçan akıllı aletler olarak nitelendiriliyorlar. Bundan sonraki süreç ise tamamen insansız savaş uçakları. ABD elinde bulunan F16’ları bize verirken, kendi askeri gücünü F35’lerle değiştiriyor.

Türk-ABD ilişkilerinde, İsveç’in NATO’ya katılımı ile yeniden F-16 ve F-35 projelerinin gündeme gelmesi enteresan. Biz F-16’ları tartışırken, ABD’nin F-35 projesine dönüş çağrıları yapması tesadüf değil. Bilinçli bir şekilde programlar, sırası ile ortaya konuyor. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Nuland “S-400 meselesini çözebilirsek, ABD, Türkiye’yi F-35 ailesine geri kabul etmekten memnuniyet duyacaktır” ifadesi yeniden tartışmanın fitilini ateşleyecek tarzda. Bu aslında bir yerde aba altından sopa göstermekle eş değer. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Kirby de S-400 konusundaki endişeler giderildiği taktirde Türkiye’nin F-35 projesine dönmesinin mümkün olabileceğini söylemesi de ayrıca çok ilginçti. ABD’nin birden aynı dili konuşması şaşılacak bir durum değildi. Çünkü ABD’nin gündeminde İsveç’ten sonra sırada S-400’ler var, istediğini de bir şekilde alacak gibi duruyor. İsveç halledildi, sıradaki gelsin mantığı ile.

Türkiye hava sahasını korumak ve NATO’nun güney kanadını savunmak adına Patriot almak istedi. Müttefiki olduğumuz NATO, Yunanistan’a Patriot verirken, Türkiye’ye vermedi. Bu gelişme sonrası Rusya’dan S-400’leri satın almak zorunda kaldık. NATO tarihinde ilk kez böyle bir olay yaşandı. Rusya’dan satın alınan S-400’lerin ilk partisi 2019 yılında Türkiye’ye teslim edilmiş, Doğu Akdeniz ile Güneydoğu Anadolu Bölgesine konuşlandırılmıştı. ABD ve NATO bu gelişmeden çok rahatsız oldular. O yüzden şimdi tekrardan S-400 meselesini F-35 ile diplomatik olarak değiş tokuş yapma gayretindeler.

QOSHE - NATO Analiz yazısı - 2 - Aytekin Coşkun
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

NATO Analiz yazısı - 2

8 1
03.03.2024

Ayrıca ellerinde Rusya’dan satın aldıkları S-300’ler de vardı. Bu durumda Türkiye’ye F16, Yunanistan’a F35 satışı ABD için ‘’kazan kazan’’ bir durum olmuş görünüyordu. Türkiye açısından an itibari ile iyi bir gelişme sayılmazdı. Biden, 26 Ocak’ta Dış İlişkiler Komisyonuna mektup göndererek satış sürecini başlatmıştı. 9 Şubat’a kadar Türkiye aleyhinde bir karar tasarısı geçmediği taktirde F-16 satışı gerçekleşmiş olacaktı. Türkiye 40 adet yeni F-16 ile 79 adet F-16 modernizasyon kiti ve ekipmanlarına kavuşacak.

Bu arada Türkiye’nin ürettiği İHA, SİHA ve TUSAŞ’ın geliştirdiği insansız hava araçlarındaki gelişmelerde yakından takip ediliyordu. Türkiye kendi ayakları üzerinde durmak için çaba sarf etmek zorunda. Yıllar önce kendi ayakları üzerinde durmaya çalıştığında ABD, Marshall yardımı adı altında, antikomünist hedefleri olan, bir ekonomik yardım paketi göndermişti. Bu tarz yardımlar, kendi öz kaynakları ile ayakta durmaya çalışan bir yapıyı sekteye uğratabiliyor. Umarım F16 projesindeki gelişme böyle bir yolu........

© Yeni Asya


Get it on Google Play