Katılımın gerçekleşmesine birkaç adım kaldı, süreç işliyor. Başkan Erdoğan’ın onaylayarak komisyona sevk ettiği İsveç’in NATO’ya katılım protokolü, TBMM Dış İşleri Komisyonu’nda görüşüldü ve yasa teklifi şeklinde, AKP, CHP ve MHP’nin oyları ile kabul edilirken, İYİ Parti ve Saadet Partisi ret oyu kullandı.

Böylelikle, İsveç’in NATO’ya üyeliğinin ilk adımı atılmış oldu, nihayetinde TBMM genel kurulunda kabul edilmesi olacak. Komisyondan yansıyan izlenime göre TBMM’de tasarı kabul edilecek gibi. Türkiye oylamayı uzatarak zaman kazanırken, süreçte her iki tarafta kazanımlar peşinde. Türkiye’nin bu tavrı ABD Dış İşleri Bakanı Antony Blinken ve NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’e iletildi. Türkiye için hayati önem taşıyan F35 Savaş uçağı programından tek taraflı olarak uzaklaştırılması, F16 projesinde ABD Kongresi’ni geçememesi, Patriot alma isteğinin kabul görmemesi, NATO müttefiki olmamıza rağmen bu konularda direnç gösterilmesi, İsveç’in üyeliğini çok daha değerli kılıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Temmuz ayında Litvanya’nın başkenti Vilnius’taki NATO Liderler Zirvesi’nde İsveç’in kabul edileceğini açıklamasına rağmen, TBMM’nin yaz tatili gerekçe gösterilerek 1 Ekim sonrasına işaret edilmişti. TBMM’nin 1 Ekim açılış gününde İçişleri Bakanlığı’nı hedef alan terör saldırısı yaşanması üzerine, gündem değişmiş ve İsveç’in NATO üyeliğine onay verilmesi sürecinin askıya alınabileceği görüşü ağırlık kazanmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç’in katılım protokolünü Ekim ayının sonuna doğru TBMM’ye sevk etmişti. AKP’den gelen açıklamada ise, Aralık ayında bütçe görüşmeleri sebebi ile İsveç’in NATO üyeliği konusunun yeni yıla kalacağı, Başkan Erdoğan’ın da süreci hızlandırmaya yönelik bir yaklaşım içinde olmadığı ifade edildi. Bu konuda Türkiye bir kazanım olmadan asla evet dememeli.

Türkiye garantör devlet vasfını kullanarak Enosis’i uygulayan ve Kıbrıs’ta kıyım yapan Makarios’a karşı, Kıbrıs Barış harekâtını başlatarak vatandaşlarımızı korumaya almıştı. Yunanistan, Kıbrıs Barış Harekâtına müdahale etmediği gerekçesiyle NATO’dan ayrılmıştı. 1980 ihtilali sonrası Kenan Evren’in, zamanın ABD başkanının hatırını kırmamak adına ve hiçbir diplomatik teamülde olmayan şekilde Yunanistan’ın NATO’ya geri dönmesine onay vermişti. Bu tavır, diplomaside kullanılabilecek büyük bir kozun uçup gitmesine sebep olmuştu. Bu tarihi olay bize, yazılı olmayan hiçbir diplomasi notunun geçerli olmadığını öğretti. ABD Başkanı Biden’in sık sık Erdoğan’ı araması bir şey ifade etmemeli. Hele “söz verdiler” gibi bir cümlenin arkasına sığınmadan, şeffaf bir şekilde ve Türkiye’nin kazançlı olacağı bir noktada buluşulması gerekli.

NATO üyesi herhangi bir devlet yeni üye için, olur vermezse NATO’ya üye olamıyor. Bunu unutmayalım. Gelelim, İsveç’in zayıflarla dolu karnesine. Kur’an’a yapılan saldırılar, hakaretler, yakma olayları, PKK üyelerinin serbest dolaşımı gibi yaklaşımlar, süreci etkiliyor. Türkiye veto hakkını yumuşatırken kazanımları da olsun istiyor. Türkiye kasasına en azından F16 projesini koyarken, İsveç’inde bazı şartları yapması bekleniyor. Makedonya’nın NATO ve AB’ye girişini yıllarca bloke eden Yunanistan örneği önümüzde. Kuzey Makedonya olarak isim değişikliği sonrası ancak NATO’ya girmesine izin vermiştir. Veto hakkı kutsaldır, o yüzden tarih tekerrür etmemelidir.

QOSHE - İsveç’in NATO üyeliği - Aytekin Coşkun
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İsveç’in NATO üyeliği

3 1
16.01.2024

Katılımın gerçekleşmesine birkaç adım kaldı, süreç işliyor. Başkan Erdoğan’ın onaylayarak komisyona sevk ettiği İsveç’in NATO’ya katılım protokolü, TBMM Dış İşleri Komisyonu’nda görüşüldü ve yasa teklifi şeklinde, AKP, CHP ve MHP’nin oyları ile kabul edilirken, İYİ Parti ve Saadet Partisi ret oyu kullandı.

Böylelikle, İsveç’in NATO’ya üyeliğinin ilk adımı atılmış oldu, nihayetinde TBMM genel kurulunda kabul edilmesi olacak. Komisyondan yansıyan izlenime göre TBMM’de tasarı kabul edilecek gibi. Türkiye oylamayı uzatarak zaman kazanırken, süreçte her iki tarafta kazanımlar peşinde. Türkiye’nin bu tavrı ABD Dış İşleri Bakanı Antony Blinken ve NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’e iletildi. Türkiye için hayati önem taşıyan F35 Savaş uçağı programından tek taraflı olarak uzaklaştırılması, F16 projesinde ABD Kongresi’ni geçememesi, Patriot alma isteğinin kabul görmemesi, NATO müttefiki olmamıza rağmen bu konularda direnç gösterilmesi, İsveç’in üyeliğini çok daha değerli kılıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Temmuz ayında Litvanya’nın başkenti Vilnius’taki NATO Liderler Zirvesi’nde İsveç’in kabul........

© Yeni Asya


Get it on Google Play