Memnuniyetle dedik. Yazalım ki muhatapları da okusun ve gereğini yapabilsin.

Yaşlıca misafiri Ankara’ya gelmek için İstanbul Halkalı’dan hızlandırılmış trene bindirilmiş. İzmit’e kadar trenin içi bir türlü ısınmamış. Bunun üzerine İzmit’te bir başka trene nakledilmişler. Ve dolayısıyla yolcular Ankara’ya yaklaşık bir saatlik gecikme ile varabilmişler.

“Olmasa iyiydi ama aksiliktir, olabilir” deyip geçilebilirdi. Ama mesele bundan ibaret değil.

Yolcu indikten sonra anlattıklarından anlaşılmış ki “business class”taki koltuk başlıkları dahi kirli, eski ve hatta bazıları “leş gibi”ymiş.

Hele bu sınıftaki yolculara biletleme ücretinin bir parçası olarak ve bir karton kutu içinde ikram edilen sandviç, çikolatalı pasta ve bilhassa meyve suyu mideyi bozacak ölçüde kalitesiz imiş.

Daha da önemlisi dostumuz yolcusunu karşılamaya zamanında gidip de gecikme sebebiyle Gar’da bir saat beklerken ne yolcu vasıtasıyla trenden ve ne de Ankara YHT Gar’daki görevlilerden, gecikmenin sebebi ve süresi ile ilgili olarak sağlıklı bir bilgi alamamış.

Zira tren içindeki bilgilendirme ekranlarında ve anonslarda yeni varma saatine dair sağlıklı bir bilgi verilmemiş.

Daha da önemlisi koskoca Ankara YHT Gar’daki gelen trenlere ait turuncu LED bilgilendirme ekranında bu trenle ilgili olarak ve gecikmesiyle ilgili hiçbir ek bilgilendirme yer almamış. Aksine sanki tren planlanan saatinde gelecekmiş, geliyormuş ve gelmiş gibi rutin bilgi akışı ile yetinildiğini görmüş.

Zaten trenin gelişi ve gecikmesi ile ilgili olarak Danışma görevlilerinden ancak uzun ve ısrarlı sorgulamalardan sonra az çok bilgi alabilmiş.

Bekleme sırasında Ankara YHT Gar’da görevlilerle sohbet ederken anlamış ki;

-Çok ciddi bir yönetim zafiyeti var.

-Görevini ihmal edenlerle ilgili olarak soruşturma açılması gerekirken açılmıyor.

-Denetim mekanizmaları neredeyse hiç işlemiyor.

-Şikayet sistemi de hemen hemen hiç işlemiyor ve dolayısıyla görevliler de yaptıklarının yanlarına kâr kalacağından eminler.

Demiryolu ve havayolu ulaştırması konusunda iddialı bir iktidarın bu gidişata dur demesi beklenir ve gerekir.

Üstelik DDY A.Ş.’nin önünde kanaatimizce iyi bir örnek olarak THY A.Ş. var.

THY için de bazı şikayetler söz konusu olabilir ama görebildiğimiz kadarıyla şikayetleri algılamak ve aksaklıkları gidermek konusunda daha pozitifler ve daha başarılılar.

Hatta THY’nin alt markası olarak başlayan ve şimdilerde ayrı şirkete devredilen Anadolu Jet uçuşları için dahi iyi bir standardın yakalandığı anlaşılıyor.

Yolcu aynı yolcu.

Devlet aynı devlet.

İktidar aynı iktidar.

Bu fark yakışmıyor.

Bizden söylemesi.

QOSHE - DDY A.Ş. ve YHT işletmeciliği - Ahmet Battal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

DDY A.Ş. ve YHT işletmeciliği

4 1
03.02.2024

Memnuniyetle dedik. Yazalım ki muhatapları da okusun ve gereğini yapabilsin.

Yaşlıca misafiri Ankara’ya gelmek için İstanbul Halkalı’dan hızlandırılmış trene bindirilmiş. İzmit’e kadar trenin içi bir türlü ısınmamış. Bunun üzerine İzmit’te bir başka trene nakledilmişler. Ve dolayısıyla yolcular Ankara’ya yaklaşık bir saatlik gecikme ile varabilmişler.

“Olmasa iyiydi ama aksiliktir, olabilir” deyip geçilebilirdi. Ama mesele bundan ibaret değil.

Yolcu indikten sonra anlattıklarından anlaşılmış ki “business class”taki koltuk başlıkları dahi kirli, eski ve hatta bazıları “leş gibi”ymiş.

Hele bu sınıftaki yolculara biletleme ücretinin bir parçası olarak ve bir karton kutu içinde ikram edilen sandviç, çikolatalı pasta ve bilhassa meyve suyu mideyi bozacak ölçüde kalitesiz imiş.

Daha da önemlisi dostumuz yolcusunu karşılamaya zamanında gidip de gecikme........

© Yeni Asya


Get it on Google Play