Washington’un liderliğinde oluşturulan, sözde DEAŞ, yani diğer adıyla Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) karşıtı koalisyon güçlerinin Irak’tan çekilmesine yönelik takvimin belirlenmesi için ABD ve Irak askeri yetkilileri ilk kez Bağdat’ta bir araya gelmiş olması hem Irak hem de bölge adına olumlu bir gelişmedir.

Dünya başkentlerinde ise “ABD, Irak’tan neden çekiliyor?” sorusuna cevap aranıyor.

ABD, Afganistan’da düşman ilan ettiği ve yok edilene kadar mücadele edileceğini ilan ettiği Taliban’a ülke yönetimini teslim ederek çekilmek zorunda kaldığı gibi şimdi de Irak’tan çekilmek zorunda kaldığı bir gerçektir.

Yani ABD yönetimi, istediği için değil, mecbur kaldığı için çekilme müzakerelerin başlatılmasını kabul etmek zorunda kaldı.

Zira, bir yandan direnişçi silahlı örgütlerin ABD askeri güçlerine yönelik saldırıları artarken, diğer yandan Irak merkezi hükümeti ve tüm siyasi partiler, DEAŞ yani IŞİD’in bölgede etki gücünü kaybetmesinden bu yana ABD önderliğindeki askeri koalisyonun kademeli olarak ülke topraklarını tek etmesini istiyor.

Tüm bu gelişmeler, Başkan Joe Biden yönetiminin Irak Merkezi hükümetiyle müzakereleri başlatma kararı almasında etkili olduğu açıktır.

Irak halkının tam bağımsızlığa kavuşma iradesinin önünde duramayacağını anlayan Washington, şimdi Irak’ta kalan 2 bin 500 askeri gücünü çekme karşılığı bazı siyasi ve ekonomik tavizler koparma peşinde.

Irak’ta işgalci ABD birliklerinin varlığı konusunda ise farklı görüşler var.

Iraklı Kürtlerin bir kısmı, Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY)’nin ABD güçlerinin tamamen çekilmesiyle bağımsız devlet olma hedefine ulaşamayacakları gibi Kürt bölgesi üzerinde Irak merkezi hükümetinin baskılarının artacağından konusunda endişeli.

Irak’taki Sünni Araplar, Kürtler ve Türkmenler ise sadece ABD değil, aynı zamanda ülkedeki Şii çoğunluğun gücünü kullanarak Irak’ta hakimiyeti oluşturmayı amaçlayan İran’ın da çekilmesini istiyorlar.

Türkiye, Irak’ın bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünü desteklerken, Irak’taki Türkmen soydaşlarımızın haklarının korunmasına ise ayrı bir önem vermektedir.

Türkmenler, bin yılı aşkın bir süredir Irak topraklarında yaşamaktadırlar.

Türkmenler, Irak’ın 3. asli unsuru olmalarına rağmen, günümüze kadar Irak hükümetlerinin Araplaştırma, Kürt grupların ise özellikle 1990’dan sonra Kürtleştirme baskılarına maruz kalmışlardır.

Irak Türkmenleri, ABD’nin işgali sonrasında Irak’tan dışlanarak asimile edilmek istenmiş, Türk şehri Kerkük, Barzani ve Talabani’ye bağlı kuvvetlerce işgal edilerek bölgeye önemli miktarda Kürt nüfusu kaydırılmıştır.

Türkmenler, Irak toplumunun yaklaşık yüzde 10’unu teşkil etmelerine rağmen 2005 Anayasası hazırlanırken diğer azınlıklar ile yani Irak toplumunun yalnızca yüzde 1’ini oluşturan gruplar ile eşit tutulmuştur. Türkmen siyasetçilerinin aynı görüşte olmamaları, anayasa hazırlanmasında Türkmenlerin konumlarını zayıflatmıştır.

Şimdi asıl soru şu:

ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin çekilmesi Irak, “merkezi idarenin üstünlüğüne dayalı ve idari birimlerin sadece merkezi yönetimin devretmeyi uygun gördüğü yetkileri kullanabildiği, tek bir birim olarak yönetilen yapıda devlet mi?, yoksa, üç ayrı parçaya bölünmüş bir Irak mı ortaya çıkacak?”

Çünkü, Irak’ın geleceğinde Kürt, Şii ve Sünnilerden oluşan üç ayrı devlete bölünme planı son zamanlarda daha yüksek sesle dile getiriliyor.

2003’te kimyasal silahların varlığı bahane edilerek ABD’nin Irak’ta gerçekleştirdiği işgal ve büyük yıkım nedeniyle bugün ülke, Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY), Sünni ve Şii Araplar olmak üzere fiili olarak üçe bölünmüş durumdadır.

Türk hükümeti, gelişmeleri yakından takip etmeli ve Türkmen soydaşlarımızın haklarını elde etmeleri konusundaki desteğini artırarak sürdürmelidir.

QOSHE - ABD’nin çekilmesi sonrası Irak’taki Araplar, Kürtler ve Türkmenler - Mehmet Koçak
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

ABD’nin çekilmesi sonrası Irak’taki Araplar, Kürtler ve Türkmenler

40 34
16.03.2024

Washington’un liderliğinde oluşturulan, sözde DEAŞ, yani diğer adıyla Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) karşıtı koalisyon güçlerinin Irak’tan çekilmesine yönelik takvimin belirlenmesi için ABD ve Irak askeri yetkilileri ilk kez Bağdat’ta bir araya gelmiş olması hem Irak hem de bölge adına olumlu bir gelişmedir.

Dünya başkentlerinde ise “ABD, Irak’tan neden çekiliyor?” sorusuna cevap aranıyor.

ABD, Afganistan’da düşman ilan ettiği ve yok edilene kadar mücadele edileceğini ilan ettiği Taliban’a ülke yönetimini teslim ederek çekilmek zorunda kaldığı gibi şimdi de Irak’tan çekilmek zorunda kaldığı bir gerçektir.

Yani ABD yönetimi, istediği için değil, mecbur kaldığı için çekilme müzakerelerin başlatılmasını kabul etmek zorunda kaldı.

Zira, bir yandan direnişçi silahlı örgütlerin ABD askeri güçlerine yönelik saldırıları artarken, diğer yandan Irak merkezi hükümeti ve tüm siyasi partiler, DEAŞ yani IŞİD’in bölgede etki gücünü kaybetmesinden bu yana ABD önderliğindeki askeri koalisyonun kademeli olarak ülke topraklarını tek etmesini istiyor.

Tüm bu gelişmeler, Başkan Joe Biden yönetiminin Irak Merkezi hükümetiyle müzakereleri başlatma kararı almasında etkili olduğu açıktır.

Irak halkının tam bağımsızlığa kavuşma iradesinin önünde duramayacağını anlayan Washington,........

© Yeni Akit


Get it on Google Play