Aslında müslümanların kaybettikleri değerlerin her biri olmazsa olmaz ilkedir. Esasında büyük Kitap Kur’an’ın karşısında özellikle yetkili herkes sorgulanacaktır.

Yeteri düzeyde dava şuuru olmayan her problemin kendi zaviyesinde çözüme kavuşturulacağını zanneden, her meselede Kur’an’a müracaat etmekten yüksünen herkes, hem Allah Teâlâ karşısında hem de mahşeri vicdan karşısında sorumludur. Sonunda da sorgulanacaktır. Yüksek hedef belirleme azmi, ideal birliği heyecanı, kısa, orta ve uzun vade planları olmayanlar müslüman da olsa boşuna debelenir dururlar.

Buradaki ilgili maddeler ümmet olma vasıflarındandır. İslam ümmetinin kurduğu büyük devletlerin sonuncusu Osmanlı İmparatorluğudur. Bu devleti, etkinlik, güç ve iradesi ile zirveye yükselten Fatih Sultan Mehmet henüz yirmi bir yaşında idi.

O yaşta iken “Ey Kostantiniyye! Ya sen beni alırsın ya ben seni” dedi ve yüksek hedefini güçlü azmi ile kullandı “Kostantiniyye’yi” fethetti. Böyle bir evladı dünyaya getirmek için ona göre ebeveyn gerekirdi. Ona göre devlet gerekirdi. Ona göre de yüksek hedef belirleme azmi gerekirdi. Bütün bunlar “büyük dava” ile gelir.

Elbette bunların tamamı için ideal devlet, devletin gücünü kazanması için değişmez ulvi kanunlardan başlamak üzere haram yemeyecek kadar gelişmiş imanlı ve itinalı bir toplum gerekir. Yoksa “haramın çocukları” haramla beslenen nesillerin töremesi bugünki gibi her değerden yoksun, haysiyetsiz ve kimliksiz nesil yetiştirir.

Bugün Filistin’de kadınların ve tamamen masûm bebeklerin ve çocukların hunharca öldürülmesi, önce bütün insanlığın sonra özellikle müslümanların ayıbıdır, yüzkarasıdır ve zulmüdür. Çünkü vampir gibi kan emmekten doymayan İsrail yönetimi kudurmuş zâlimdir. O zâlimlerin zulümlerini destekleyen aşağılık Batı haçlı hıristiyanları ve sesini çıkarmayan insanlıktan nasiplenememiş toplumlar zâlimdirler.

Diyelim ki, Filistin’de öldürülen masûm bebekler ve çocuklar belki cennetin ğılmanları olacaklar. Dünya amelleriyle kazanamayacakları ilâhî taltife nâil olacaklar. Ya Türkiye’deki çocukların halleri ve gelecekleri ne olacaktır? Bugünki durumdan fazlasıyla daha çok hüsrana sürüklenecekler. Bugünki genç nesiller ve büyükleri, “haramın çocukları” niteliğinde gezer ölülerdir, iflah olmazlar. Bunların töremesi olan nesiller telafisi mümkün olmayan çirkin bataklığın kurbanı olacaklardır.

Bugün orta yaş ve genç bayanlardan niceleri evlilik bereketi ve fazileti çerçevesinden çıktılar. Mahremiyet ve namus şerefsizi erkeklerden birinin kucağından bir diğerinin kucağına atıla atıla zelil ve perişan kalıyorlar. Artık kimsenin yüzlerine bakmayacağı kadar değer kaybına maruz kalıyorlar. İşlediği fuhşu inadına soyunmaya yelteniyorlar. Daha nice negatif gelişme beraberinde dünyanın en azılı şeytanlarının oyun ve fuhuş kokulu çizgi filmlerle çocuklarını bloke ediyor ve köleleştiriyorlar.

Pekiyi biz bugün yaşayan sorumlular, neden, niçin çocuklarımıza ve gelecek nesillerimize kendi davamızın en güzel ve verimli taraflarıyla görevlerimizi yapmıyoruz? YOKSA; Kendilerine peygamber gönderilenlere mutlaka soracağız, onlara gönderilen peygamberlere de mutlaka soracağız. (A’raf: (7/6)

NEDEN sorgulanacağız? İ’tikadi, ahlâkî ve kültürel erozyona kapılmış sürükleniyoruz. Üretim ve ticaret hortlamış saldırıya geçmiş önlenemiyor. Yönetim çıkar sağlama ile sarhoş olmuş, aile çökmüş can çekiştiriyor, gençlik ve çocuklarımız şeytanın vesayeti altına alınmış, bizden koparılmış. İşte bunlardan sorgulanacağız!!!

Filistinli çocuklara yanarız! Ya ülkemizdekilere?!! Esselamualeykum.

QOSHE - Filistinli çocuklar öldürülüyorlar ya Türkiye’deki çocuklar!? - İlhan Oral
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Filistinli çocuklar öldürülüyorlar ya Türkiye’deki çocuklar!?

20 0
12.11.2023

Aslında müslümanların kaybettikleri değerlerin her biri olmazsa olmaz ilkedir. Esasında büyük Kitap Kur’an’ın karşısında özellikle yetkili herkes sorgulanacaktır.

Yeteri düzeyde dava şuuru olmayan her problemin kendi zaviyesinde çözüme kavuşturulacağını zanneden, her meselede Kur’an’a müracaat etmekten yüksünen herkes, hem Allah Teâlâ karşısında hem de mahşeri vicdan karşısında sorumludur. Sonunda da sorgulanacaktır. Yüksek hedef belirleme azmi, ideal birliği heyecanı, kısa, orta ve uzun vade planları olmayanlar müslüman da olsa boşuna debelenir dururlar.

Buradaki ilgili maddeler ümmet olma vasıflarındandır. İslam ümmetinin kurduğu büyük devletlerin sonuncusu Osmanlı İmparatorluğudur. Bu devleti, etkinlik, güç ve iradesi ile zirveye yükselten Fatih Sultan Mehmet henüz yirmi bir yaşında idi.

O yaşta iken “Ey Kostantiniyye! Ya sen beni alırsın ya ben seni” dedi ve yüksek hedefini güçlü azmi ile kullandı “Kostantiniyye’yi” fethetti. Böyle bir evladı dünyaya getirmek için ona göre ebeveyn gerekirdi. Ona göre devlet gerekirdi. Ona göre de yüksek hedef belirleme azmi gerekirdi. Bütün bunlar “büyük dava” ile gelir.

Elbette bunların tamamı için ideal devlet, devletin........

© Yeni Akit


Get it on Google Play