Hristiyan bir ülke ve de geçmişte Batı ırkçılığından çok çekmiş Güney Afrika Cumhuriyeti şu anda İsrail’i Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılatıyor. Yargılamanın ne kadar süreceği ve sonucunun ne olacağı belli değil ama bu kadar Arap ve Müslüman ülke dururken bir Afrika ülkesinin İsrail’i hukuken köşeye sıkıştırması bir samimiyet testi oldu ve bu testten birçok ülke geçemedi. Aslında Güney Afrika’nın davasına destek veren Müslüman ve gayri Müslim ülkeler de testi geçti diyebiliriz. Neticede bir ülkenin dava açması yeterli oluyor. Eğer siz davaya destek verirseniz tarafınızı belli etmiş olursunuz.

Peki destek vermeyenleri nasıl değerlendirmeli? Sessiz kalan gerek Müslüman gerekse de Hristiyan ülkelerde halkı ve devleti ayırmak gerek. Evet devlet bazında davaya müdahil olmadılar. Mesela hiçbir Batı ülkesi Güney Afrika’nın arkasında durmadı. Ancak devletlerin tutumları ile halklarınki aynı olmayabiliyor. Biliyoruz ki birçok batılı ülkede Filistin yanlısı gösteriler yapıldı. Bazı ülkelerde hükümetin engellemelerine ve ceza ile tehdit etmesine rağmen mitingler yapıldı. Dolayısıyla halk tarafını belli etti ve İsrail’in soykırımına sessiz kalmadı.

Müslüman toplumlar da Filistin’deki zulme sessiz kalmadılar. Ancak onları yönetenler Filistin’e açıkça destek vermek yerine kendi iktidarlarını korumak için sessiz kalmayı tercih ettiler. Çünkü Gazze’deki katliam bir süre sonra biterse İsrail, ABD ve diğer batılı ülkelerle aralarının bozulmasından ve ansızın iktidarı kaybetmekten korkuyorlar. Halkın tepkisinin farkındalar ama halkı bastıracaklarından emin oldukları için tepkiyi görmezden geliyorlar. Bu halk-devlet ayrımını sorumsuzca Müslüman dünyayı suçlayanlara cevaben yapıyoruz. Onların iddia ettiği gibi “din kardeşliği de bir yere kadar” değil. Müslüman toplumlar Filistin’deki zulme hem din hem de insani bir pencereden bakıyorlar ve karşı çıkıyorlar. Şayet ülkelerinde karar verme sürecine katılabilselerdi durum çok farklı olurdu ama bulundukları pozisyon itibariyle yapacakları pek az şey var.

Aslında Arap dünyası Arap baharıyla iktidarı zorla kontrol eden yöneticilerine dur dedi ama güçleri yetmedi. Bugün İslam dünyasını eleştirenler o günlerde diktatörlerden yana tavır almışlardı. Bugün yeni isyanlar başlasa yine halkın karşısında, diktatörlerden yana olacaklardır. Ayrıca eleştiride bulunanların çoğunun İsrail’in katliamını sessiz kalarak veya açıktan desteklediği herkesin malumu.

Eleştirileri biraz da İsrail’e olan desteklerini örtbas etmek içindir. Bazı insanlar yanlış yapınca başkasının yanlışını işaret ederek dikkati üzerlerinden aldırmaya çalışır. Bu meselede de birilerini Filistin’i desteklememekle suçladılar ama asıl amaç kendilerinin İsrail’e olan tarafgirliklerini gizlemekti. Çünkü diyelim ki gerçekten de Müslüman dünya Filistin’i yalnız bıraktı. Müslümanların bu tavrı onların İsrail’i desteklemesini meşrulaştırır mı? İnsan olan insanları katledenlere karşı çıkar. Eğer zulmü destekliyorsa katillerle bir bağı (ticari, ideolojik, dini, etnik, mental vs.) vardır denilebilir.

Bazen olur bir bağa da gerek kalmaz. İnsanoğlu doğru ile yanlışı ve iyi ile kötüyü ayırt edecek zekaya sahiptir. Ancak ayrıştırma kapasitesi onu doğru tarafta tutmak için yeterli değildir. Evet, katliam kötüdür ama kötülükten haz alanlar için değildir. Katliamı sadece aptallar destekler diye bir kaide de yok. Tam tersi, en büyük zulmü eğitimli ve gelişmiş kişiler ve toplumlar yapmışlardır. Onların diğer bir özelliği de onları durduracak bir ahlaki değerlerinin olmamasıdır. Mesela hemen her dinde masumlara dokunulmaması gerektiği emredilir. Yine de dokunuluyorsa dokunanın ve destekçilerinin dini veya din benzeri bir inancı yoktur. Belki de asıl sorun budur. Yani aklına yön veren ve kalbine merhamet sokan bir inancın olmayışıdır.

QOSHE - Güney Afrika, Filistin’e sahip çıkıyor da diğerleri yalnız mı bırakıyor? - İbrahim Karataş
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Güney Afrika, Filistin’e sahip çıkıyor da diğerleri yalnız mı bırakıyor?

11 1
15.01.2024

Hristiyan bir ülke ve de geçmişte Batı ırkçılığından çok çekmiş Güney Afrika Cumhuriyeti şu anda İsrail’i Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılatıyor. Yargılamanın ne kadar süreceği ve sonucunun ne olacağı belli değil ama bu kadar Arap ve Müslüman ülke dururken bir Afrika ülkesinin İsrail’i hukuken köşeye sıkıştırması bir samimiyet testi oldu ve bu testten birçok ülke geçemedi. Aslında Güney Afrika’nın davasına destek veren Müslüman ve gayri Müslim ülkeler de testi geçti diyebiliriz. Neticede bir ülkenin dava açması yeterli oluyor. Eğer siz davaya destek verirseniz tarafınızı belli etmiş olursunuz.

Peki destek vermeyenleri nasıl değerlendirmeli? Sessiz kalan gerek Müslüman gerekse de Hristiyan ülkelerde halkı ve devleti ayırmak gerek. Evet devlet bazında davaya müdahil olmadılar. Mesela hiçbir Batı ülkesi Güney Afrika’nın arkasında durmadı. Ancak devletlerin tutumları ile halklarınki aynı olmayabiliyor. Biliyoruz ki birçok batılı ülkede Filistin yanlısı gösteriler yapıldı. Bazı ülkelerde hükümetin engellemelerine ve ceza ile tehdit etmesine rağmen mitingler yapıldı. Dolayısıyla halk tarafını belli etti ve İsrail’in soykırımına sessiz kalmadı.

Müslüman toplumlar da Filistin’deki zulme sessiz kalmadılar. Ancak onları yönetenler........

© Yeni Akit


Get it on Google Play