Ben, insanların ufak tefek aşırılıklarına müsamaha gösterilmesi, hatta teşvik edilmesi gerektiğini düşünenlerdenim.

Hele de siyasette...

Yapılan işin bir ayağı yere bastığı müddetçe, öbür ayağına isterseniz Samanyolu galaksisini gezdirin.

Müsamaha ne demek, hoşa bile gider.

Ama her şeyin bir sınırı vardır.

Ne zaman ki gerçekle bağınızı koparırsınız, orada işler değişir.

Bundan on ay kadar önce ne konuşuyorduk, hatırlıyor musunuz?

Hırsızları korkutmak için ateş açan güvenlik görevlisinin silahından çıkan mermi, gitmiş İyi Parti’nin camını kırmıştı...

Neler dendi?

Kimler, nelerle suçlandı?

Aradan az bir zaman geçmişken, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın önünden geçen yolda üç maganda, havaya birkaç el ateş etti...

Sonra ortaya çıktı, uyuşturucu ve alkolün etkisindeydi ateş açanlar, orada CHP İl Başkanlığı olduğunun farkında bile değillerdi...

Ne tezviratlar yapıldı?

İstanbul’da her gün maalesef onlarcası yaşanan basit bir olaydan, nasıl bir mağduriyet devşirilmeye kalkıldı?

“Unutalım” diyoruz, unutturmuyorlar...

Cumartesi günü, AK Parti Küçükçekmece Belediye Başkan Adayı Aziz Yeniay’ın seçim çalışmaları sırasında bulunduğu sokağa, uzun namlulu silahlar ve tabancalarla ateş açıldı.

Bu yukarıda saydığımız “mağduriyet” türkülerinin mugannisi ne yaptı peki?

Daha ortada tek açıklama yokken, olayın üzerinden birkaç saat bile geçmemişken Ekrem İmamoğlu, yani baş mağdurumuz, yani en mağdurumuz, yani tek mağdurumuz, yani o hırsızı kovalayan bekçinin de, o üç dört esrarkeşin de asıl hedefinde olduğunu iddia eden adam çıktı, “Bu olayın siyasi bir yanı yok, saldırı AK Parti’nin adayına değil” dedi...

Olamaz mı?

Olabilir...

Ben bu yazıyı yazarken, henüz zanlılar yakalanamamış, olay aydınlatılmamıştı...

Yani, kesin olan bir şey yok...

Aziz Yeniay ve ekibine yönelik de olabilir bu saldırı, o sokaktaki herhangi bir kişiye de...

Fakat, ortada bir iddia var...

“Saldırı, Aziz Yeniay’a yönelik değil” diyor...

Ve bu iddianın an itibariyle tek kaynağı, Ekrem İmamoğlu...

İddiasının üzerinden, şu satırları yazdığım sırada 5 saatten fazla geçmişti...

Henüz hiçbir ayrıntı vermedi...

Saldırının kime yönelik olduğuna dair bilgiyi nereden edinmiştir, açıklamadı...

Büyük ihtimalle bekliyor.

Ajansı bekliyor...

Korkuyla bir açıklama yaptı, taşı kuyudan çıkarmak işi de yine ajansa kaldı...

İyi ama bu kadar paniğe ne gerek var?

Bu “En mağdur benim” tiyatrosunun işe yaramadığını, seçmenin bu şaklabanlıklara sandıkta yüz vermediğini geçen seçim yaşadığınız hezimetle tecrübe etmediniz mi?

Ne olur zannediyorsunuz?

CHP’liler “Bak, AK Parti’nin adayı daha mağdur oldu” der de size mi oy vermezler?

Bu mu korktuğunuz şey?

Bu gerçekten sizi bu kadar mı panikletiyor?

Bir sene önce sizinle alakasız olaylardan mağduriyet çıkarırken, bugün bu telaşe niye?

Sizin iddialarınıza gülüp geçiyordum. Şaka değil, ciddi ciddi eğleniyordum...

Neticede, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir projesisiniz. Tabii ki ustanızı aşacaksınız, yoksa ne anlamı var devam etmenin?..

Fakat şu son açıklamanız, beni ciddi endişelendirdi.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kar maskeli adamlar gelip bana video izletti” demesi kadar endişelendirdi.

Nasıl ki insanların buna inanacağını zannetmesi, Kılıçdaroğlu’nun ruh sağlığından endişe etmeme yol açtıysa...

Bugün de sizin ruh sağlığınızdan endişeliyim Ekrem Bey...

QOSHE - Panik yapma, sakin, hâlâ en mağdur sensin! - Halil Kışlacık
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Panik yapma, sakin, hâlâ en mağdur sensin!

22 1
12.02.2024

Ben, insanların ufak tefek aşırılıklarına müsamaha gösterilmesi, hatta teşvik edilmesi gerektiğini düşünenlerdenim.

Hele de siyasette...

Yapılan işin bir ayağı yere bastığı müddetçe, öbür ayağına isterseniz Samanyolu galaksisini gezdirin.

Müsamaha ne demek, hoşa bile gider.

Ama her şeyin bir sınırı vardır.

Ne zaman ki gerçekle bağınızı koparırsınız, orada işler değişir.

Bundan on ay kadar önce ne konuşuyorduk, hatırlıyor musunuz?

Hırsızları korkutmak için ateş açan güvenlik görevlisinin silahından çıkan mermi, gitmiş İyi Parti’nin camını kırmıştı...

Neler dendi?

Kimler, nelerle suçlandı?

Aradan az bir zaman geçmişken, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın önünden geçen yolda üç maganda, havaya birkaç el ateş etti...

Sonra ortaya çıktı, uyuşturucu ve alkolün etkisindeydi ateş açanlar, orada CHP İl Başkanlığı olduğunun farkında bile değillerdi...

Ne tezviratlar yapıldı?

İstanbul’da her gün maalesef onlarcası yaşanan basit bir olaydan, nasıl bir mağduriyet devşirilmeye kalkıldı?

“Unutalım” diyoruz, unutturmuyorlar...

Cumartesi günü, AK Parti Küçükçekmece Belediye Başkan........

© Yeni Akit


Get it on Google Play