Türkiye’nin Tayyip Erdoğan liderliğindeki Cumhur İttifakı iktidarına karşı başta uzak batı ve Avrupa Birliği ülkeleri olmakla kendi bölgesinde, Ortadoğu’da, Balkanlar’da, Afrika’nın birçok ülkesinde, Türk dünyasında ve Güney Asya’da nüfuz alanı oluşturabilen bir uluslararası oyuncu haline gelmiş olmasıdır.

Türkiye’de yaşanabilecek bir siyasi değişim, daha birçok bölgede referans niteliğinde algılanacaktır. Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenlilerin yanı sıra Avrupa’da yaşayan Müslüman azınlıklar da Erdoğan döneminde Türkiye’ye yoğun bir sempati duyar hale geldiler. Türkiye’den bir siyasetçinin, Avrupa’da bu denli bir nüfuz alanı elde etmesi ve belirli çevrelerde popüler hale gelmesi, Avrupa’da siyasi çevreleri rahatsız etmektedir.

Erdoğan, Türkiye’yi Batı yörüngesinden çıkararak daha müstakil, daha özgün politikalar benimseyen bir oyuncu haline getirmiştir. Bu oyuncu, dünya siyasetine Batı perspektifinden bakmayı reddetmektedir. Bu bakış açısı, Türkiye sınırları ötesinde de bir karşılık bulmaktadır…!

Avrupa Medyasının Türkiye Yaklaşımı

Avrupa medyası, düşünce kuruluşları ve siyasetçileri, Türkiye’de yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda çok net bir pozisyon almış durumdalar.

Küresel sermayenin elindeki medya gücü ve dergilerle son aylarda ve günlerde giderek artan bir ivme de Türkiye‘deki seçimler, Cumhur İttifakı ve Recep Tayyip Erdoğan’la ilgili spekülatif pek çok medya organının kapak mesajları yanında pek çok başlıkta yorumlarıyla Türkiye’nin hak etmediği, zaman zaman haddi aşan ve etik olmayan pek çok mesaj vererek “aba altından sopa gösterilerek” bir takım uyarılarda bulunmaktadır..!

Bilhassa Batı dünyasının siyasi elitleri, ana akım medya organları eliyle, seçime doğrudan taraf olma ve nüfuz etme konusunda yine heveskâr.

Dünya çapında etkin İngiliz dergisi The Economist’in, kapağını ve ana dosya konusunu bütünüyle Türkiye’deki seçime ayırarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı doğrudan hedef alan haberi yanında;

Amerikan Bloomberg ve Alman Der Spiegel’deki editöryal başyazılarla, bunların öncülerini ise ABD’nin ünlü Washington Post ve Wall Street Journal ile İngiltere’nin Financial Times gazetelerinde yayımlanan analiz ve makaleler, Almanya’nın haftalık etkili haber dergisi Stern de seçime gidilen süreçte bu yolun bundan sonraki rotasına ilişkin yönlendirmeleri hız kazanmıştır..!

Avrupa’nın hayali “Erdoğan’sız Türkiye”dir. Ancak bu hayalin kendileri açısından ne gibi sonuçlar doğurabileceğini de tam olarak öngöremiyorlar.

Türkiye ile işbirliğine hayır diyemiyorlar..!

Bu duruma örnek olarak da öncelikle AB’yi temsil eden siyasi aktörler ve Avrupalı liderlerin, Türkiye’ye kapıları haksız bir şekilde kapamış olmalarından kaynaklansa da Türkiye ile birçok alanda ortak çıkarlarının olduğunun da farkında olmalarının en önemli göstergelerinden biri de 6 Şubat depremleri sonrasında Türkiye’ye maddi ve manevi destek olacak yapıcı adımları atmaktan ve Türkiye ile güçlü bir dayanışma sergilemekten kaçınmadılar.

AB’nin ve Avrupa ülkelerinin bu tavrı, Türkiye kamuoyunda olumlu şekilde değerlendirilmiştir!

Avrupa’nın Türkiye ile ilgili kısa vadede beklentisi, İsveç’in NATO üyeliğine kabulü ve Türkiye’nin Ukrayna krizinde dengeli pozisyonu bırakarak, Rusya’ya karşı daha açıktan tavır alması yanında Türkiye’de azınlıklara karşı daha demokratik davranışlarında beklenmesi gibi tek taraflı temenniler yanında;

Türkiye’nin göç konusunda ve bundan sonra oluşabilecek göçler konusunda nasıl bir tavır takınacağı da Avrupalılarca Türkiye ile ilişkilerde önemli bir bağlayıcı unsur oluşmaktadır..!

Avrupa’nın Türkiye’deki muhalefete bakışı!

Muhalefetin Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılara dair söylemleri, Avrupa’da bir risk olarak değerlendiriliyor. Avrupa, Türkiye üzerinden gelebilecek bir göç dalgasına da hazırlıklı değil. Bu nedenle de Türkiye’de mevcut yönetim anlayışının devamını savunan dar bir kesim de bulunuyor.

Türkiye ile AB arasında enerji, tarım, ulaşım, sanayi ve teknoloji başta olmak üzere birçok alanda iki tarafın da kazançlı çıkabileceği iş birliği imkânları bulunurken, bu potansiyeli harekete geçirme konusunda bir siyasi irade ise mevcut değil.

Avrupalı analistler, Millet İttifakı’nın sonrasında oluşan muhalefetin ideolojik olarak dağınık ve kırılgan bir siyasi yapı olduğunun farkında olmalarına rağmen; bugünkü CHP -DEM ve diğer eski millet İttifakı ortaklarının “güçlü bir Erdoğan yönetimine göre daha fazla tercih edilebilir” bir alternatif olduğu konusunda hemfikir olduklarını açık olarak her alanda deklere etmektedirler..!

Türkiye’deki muhalefet yanında Avrupa’nın ve uzak batının Türkiye’ye bakışının bu minvaldeki göstergeleri doğrultusunda Türkiye’de 31 Mart seçimlerinde milletin tercihleri Türkiye’nin geleceği açısından önemli rol oynayacaktır..!

Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği açısından milli ve yerli olan her partiye ve Cumhur İttifakının “demokrasi adına beş yılda bir kendilerine hak tanınan seçmen; önüne konulan liyakatli ve ehliyetli başkan adaylarına” tercihini sandıkta yapacaktır..!

WhatsApp bilgi ve ihbar hattı: 502 00 00 96

QOSHE - 31 Mart seçimleri ve Avrupa’ya yansıyan Türkiye tablosu..! - Ahmet Maranki
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

31 Mart seçimleri ve Avrupa’ya yansıyan Türkiye tablosu..!

13 7
23.01.2024

Türkiye’nin Tayyip Erdoğan liderliğindeki Cumhur İttifakı iktidarına karşı başta uzak batı ve Avrupa Birliği ülkeleri olmakla kendi bölgesinde, Ortadoğu’da, Balkanlar’da, Afrika’nın birçok ülkesinde, Türk dünyasında ve Güney Asya’da nüfuz alanı oluşturabilen bir uluslararası oyuncu haline gelmiş olmasıdır.

Türkiye’de yaşanabilecek bir siyasi değişim, daha birçok bölgede referans niteliğinde algılanacaktır. Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenlilerin yanı sıra Avrupa’da yaşayan Müslüman azınlıklar da Erdoğan döneminde Türkiye’ye yoğun bir sempati duyar hale geldiler. Türkiye’den bir siyasetçinin, Avrupa’da bu denli bir nüfuz alanı elde etmesi ve belirli çevrelerde popüler hale gelmesi, Avrupa’da siyasi çevreleri rahatsız etmektedir.

Erdoğan, Türkiye’yi Batı yörüngesinden çıkararak daha müstakil, daha özgün politikalar benimseyen bir oyuncu haline getirmiştir. Bu oyuncu, dünya siyasetine Batı perspektifinden bakmayı reddetmektedir. Bu bakış açısı, Türkiye sınırları ötesinde de bir karşılık bulmaktadır…!

Avrupa Medyasının Türkiye Yaklaşımı

Avrupa medyası, düşünce kuruluşları ve siyasetçileri, Türkiye’de yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda çok net bir pozisyon almış durumdalar.

Küresel sermayenin elindeki medya gücü ve dergilerle son aylarda ve günlerde giderek artan bir ivme de Türkiye‘deki seçimler, Cumhur İttifakı ve Recep Tayyip Erdoğan’la ilgili spekülatif pek çok medya organının kapak mesajları yanında pek çok başlıkta yorumlarıyla Türkiye’nin hak etmediği, zaman zaman haddi aşan ve etik olmayan pek çok mesaj vererek “aba altından sopa gösterilerek” bir takım uyarılarda bulunmaktadır..!

Bilhassa Batı dünyasının siyasi elitleri, ana akım medya organları eliyle, seçime........

© Yeni Akit


Get it on Google Play