Gürbüz Evren yazdı…

Geçtiğimiz 1 Nisan 2024’te İsrail, Suriye’deki İran konsolosluğuna ait bir binaya saldırı düzenledi.

Saldırıda, aralarında İranlı 2 generalin de bulunduğu 13 kişi hayatını kaybetti.

Ölenlerden birinin İran Devrim Muhafızları komutanlarından Tuğgeneral Zahedi olduğu açıklandı.

Böylelikle İsrail, doğrudan ruhani lider Hamaney’e bağlı Devrim Muhafızlarının ünlü komutanı Kasım Süleymani’den (3 Ocak 2020) sonra önemli bir generali daha etkisiz hale getirmiş oldu.

Bu saldırıya karşılığı 14 Nisan 2024’te veren İran, İsrail’e 170 Silahlı İnsansız Hava Aracı SİHA, 30 güdümlü füze ve 110 balistik füze gönderdi.

Bunların bir kısmı, İran yanlısı grupların bulunduğu Suriye, Irak, Lübnan ve Yemen üzerinden gönderildi.

İsrail’e göre, SİHA ve füzelerin çok azı İsrail’e ulaştı.

Bunların etkisiz hale getirilmesinde ABD, İngiltere, Fransa, Ürdün hatta Irak’ın da rol oynadığı açıklandı.

Evet İran’ın 4 askeri üssü hedef aldığı bu saldırıda İsrail’de herhangi bir yıkım olmadı.

Ama İran’ın saldırısı, İsrail’in ‘dokunulmaz ülke’ imajını yıktı.

Saldırı, İsrail’in kutsal tatil günü olan Cumartesi-Şabat’ta gerçekleştirildi.

Şabat’ta Yahudiler ellerine telefon dahil hiçbir şeye sürmezler, çalışmazlar, normal aktivitelerinden uzak dururlar.

İran saldırı için Şabat’ı seçerek, İsrail’e bir de dini değerleri üzerinden mesaj vermiş oldu.

Çünkü Şabat’ta Yahudiler en azından korunmak için bazı işleri yapmak zorunda bırakıldı.

İşin ilginç yanı, İran, İsrail’e saldıracağını 72 saat önce ABD’ye ardından İngiltere, Fransa, Almanya ve Türkiye’ye bildirmişti.

Bu ülkeler de İsrail, İran ve Lübnan’daki vatandaşlarını uyarmış, diplomat ailelerini ülkelerine tahliye etmiş, diplomatlara da büyükelçilik binalarında kalmaları talimatı verilmişti.

Görülüyor ki İran, İsrail’e kontrollü bir yanıt vermiş.

Herkes İsrail’in ABD ile birlikte İran’a saldırmasını beklerken, Washington ortak bir eyleme katılmayacağını bildirdi.

Çünkü ABD, İran ile uzun süredir Umman’da gizli görüşmeler yürütüyordu.

ABD’nin amacı, İran yanlısı grupların Irak, Suriye ve Ürdün’deki Amerikan üslerine yönelik saldırılarını durdurmaktı.

Ürdün’deki üsse yönelik 3 Ocak 2024’teki saldırıda 13 Amerikan askerinin ölmesinin ardından bu görüşmeler hızlanmıştı.

Görüşmelerde ele alınan ikinci konu ise İran petrolünü uluslararası piyasalara yeniden çıkarmaktı.

Çünkü ABD, petrol piyasalarındaki sıkıntıyı aşabilmenin yollarından biri olarak İran petrolünü görüyordu.

İsrail’i rahatsız eden bu müzakereleri, CİA Başkanının görevlendirdiği 4 kişilik bir ekip yürütüyordu.

Dolayısıyla İsrail’in, Suriye’deki İran konsolosluğuna saldırısının hedeflerinden biri de Umman’daki ABD-İran gizli görüşmelerini sabote etmekti.

İsrail, İran’a beklenen yanıtı 18 Nisan 2024’te verdi.

Sayıları konusunda çelişkili rakamların olduğu bir dron saldırısı düzenlendi.

Bu dronlar, İran’ın nükleer tesislerinin bulunduğu İsfahan kentini hedef aldı.

Açıklamalara göre 4 dronun kullanılabildiği ve hiçbir zarara yol açmayan saldırının günü yine sembolik oldu.

Saldırı, İran’ın ruhani lideri Hamaney’in doğum günü olan 18 Nisan’da yapıldı.

Böylelikle, yanındaki tüfekle İsrail’e yönelik tehdit içerikli konuşma yapan Hamaney’e yanıt verilmiş oldu.

Peki İsrail dronları İran’a nasıl gönderdi?

İsfahan kentine yönelik dron saldırısı, İran’ın Belucistan-Sistan eyaletinden düzenlendi.

İsrail uzunca süredir İran’ın sorunlu bölgesi Sistan-Belucistan eyaletindeki bazı isyancı gruplarla ilişki halinde.

Afganistan, Pakistan ve Umman Denizi ile komşu olan söz konusu eyalette, nüfusun büyük bir bölümünü oluşturan Beluciler, İran rejimi ile sorunlar yaşıyor.

Mossad’ın, Afganistan ve Pakistan sınırları üzerinden Taliban’ı ve IŞİD’i kullanarak Belucistan’a füze, dron ve silah soktuğunu İran istihbaratı da biliyor.

18 Nisan’daki saldırıdan 1 hafta önce İran güvenlik güçleri, Belucistan’da düzenledikleri operasyonlarda 120 dron ve önemli miktarda silah ele geçirdi.

Aralarında İran vatandaşı olmayanların da bulunduğu 70 kişi de tutuklandı.

Hatırlatalım, İran 12 Ocak 2024’te, Belucilerin ‘Ceyş el Adl’ adlı örgütünün Pakistan’daki karargahına füze yağdırdığını duyurmuştu.

Aslında İran, bu örgütü değil MOSSAD’ın yönlendirdiği Taliban ve IŞİD unsurlarını vurmuştu.

İsrail’in, İran’a karşı Taliban’ı ve ABD tarafından Suriye’den askeri nakliye uçaklarıyla 5 yıl önce Afganistan’a taşıdığı IŞİD’lileri kullanması artık somut bir gerçek.

Dolayısıyla sadece İran’ın değil İsrail’in de vekil güçleri var.

İsrail ile İran’ın karşılıklı saldırılarında ortaya çıkan sonucu değerlendirmek gerekiyor.

İran’dan İsrail’e en kısa mesafe Irak, Suriye ve Ürdün üzerinden 1000 kilometre.

Yani cephe savaşı olması mümkün değil.

Bu durumda vekalet savaşları yani kendilerine bağlı bölgesel aktörler üzerinden devam etmek tarafların çıkarına.

İki ülke bu karşılıklı saldırılarla ne kazandılar?

İran Hamas, Hizbullah, Husiler ve diğer vekil güçlerine, İsrail’i doğrudan hedef alabileceğini kanıtlamış oldu.

Böylelikle gücünü sorgulamaya başlayan bu gruplardaki olumsuz düşüncelerin önünü kesti.

Başka bir deyişle, vekil güçler ve kendi kamuoyu nezdinde itibarını kurtardı.

İsrail de tarihinde ilk kez uzaktaki bir düşmanı tarafından doğrudan topraklarının hedef alınmasına sessiz kalmayacağını gösterdi.

Kısacası her iki ülke de büyük bir çatışmaya girmeden durumu idare etti.

Eski İsrail Başbakanı Ehud Barak’ın, İran ile savaşı değerlendiren MOSSAD ve ordu istihbarat servisi AMAN’ın raporuna giren uyarısıyla bitirelim.

Barak, “Biz daha güçlüyüz, ama İran ile uzun süreli bir savaşa girmek İsrail’i zor duruma düşürür. Bu sürdürülebilir olmaz” yorumunu yapıyordu.

QOSHE - İsrail ile İran savaşmış gibi yaptı - Gürbüz Evren
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İsrail ile İran savaşmış gibi yaptı

35 6
04.05.2024

Gürbüz Evren yazdı…

Geçtiğimiz 1 Nisan 2024’te İsrail, Suriye’deki İran konsolosluğuna ait bir binaya saldırı düzenledi.

Saldırıda, aralarında İranlı 2 generalin de bulunduğu 13 kişi hayatını kaybetti.

Ölenlerden birinin İran Devrim Muhafızları komutanlarından Tuğgeneral Zahedi olduğu açıklandı.

Böylelikle İsrail, doğrudan ruhani lider Hamaney’e bağlı Devrim Muhafızlarının ünlü komutanı Kasım Süleymani’den (3 Ocak 2020) sonra önemli bir generali daha etkisiz hale getirmiş oldu.

Bu saldırıya karşılığı 14 Nisan 2024’te veren İran, İsrail’e 170 Silahlı İnsansız Hava Aracı SİHA, 30 güdümlü füze ve 110 balistik füze gönderdi.

Bunların bir kısmı, İran yanlısı grupların bulunduğu Suriye, Irak, Lübnan ve Yemen üzerinden gönderildi.

İsrail’e göre, SİHA ve füzelerin çok azı İsrail’e ulaştı.

Bunların etkisiz hale getirilmesinde ABD, İngiltere, Fransa, Ürdün hatta Irak’ın da rol oynadığı açıklandı.

Evet İran’ın 4 askeri üssü hedef aldığı bu saldırıda İsrail’de herhangi bir yıkım olmadı.

Ama İran’ın saldırısı, İsrail’in ‘dokunulmaz ülke’ imajını yıktı.

Saldırı, İsrail’in kutsal tatil günü olan Cumartesi-Şabat’ta gerçekleştirildi.

Şabat’ta Yahudiler ellerine telefon dahil hiçbir şeye sürmezler, çalışmazlar, normal aktivitelerinden uzak dururlar.

İran saldırı için Şabat’ı seçerek, İsrail’e bir de dini değerleri üzerinden mesaj vermiş oldu.

Çünkü Şabat’ta Yahudiler en azından korunmak için bazı işleri yapmak zorunda bırakıldı.

İşin ilginç yanı, İran, İsrail’e saldıracağını 72 saat önce ABD’ye ardından İngiltere, Fransa, Almanya ve Türkiye’ye bildirmişti.

Bu ülkeler de İsrail, İran ve Lübnan’daki vatandaşlarını uyarmış, diplomat ailelerini ülkelerine tahliye etmiş, diplomatlara da büyükelçilik binalarında kalmaları talimatı verilmişti.

Görülüyor ki İran, İsrail’e kontrollü bir yanıt vermiş.

Herkes İsrail’in ABD ile........

© Veryansın TV


Get it on Google Play