Barış Doster yazdı…

Ukrayna – Rusya savaşı, iki yılı geride bıraktı. Geçen iki yılda, savaşın sadece iki ülkede değil, bölgesel ve küresel ölçekte de etkileri oldu. Sıralayalım…

Birincisi, Avrupa’da tarihsel kökleri bulunan Rusya korkusu, savaşla birlikte, ABD’nin de kaşımasıyla depreşti. Avrupa ülkeleri, aralarındaki çelişkileri unutmasalar bile, geri plana çekip dayanışmayı artırdılar. Bunu yaparken, Rusya’yı daha da kızdıracak adımlar attılar üstelik. Avrupa Birliği’nin Moldova, Ukrayna, Bosna – Hersek ve Gürcistan’a resmi adaylık statüsü vermesi, bunun kanıtı.

İkincisi, ABD; savaşı, NATO’yu genişletmek adına, kendince iyi kullandı. ABD emperyalizminin saldırı ve işgal aygıtı olan NATO; önce Finlandiya’yı üye yaptı, Rusya’yı sınırlarından çevrelemek adına. İsveç de ittifaka katılmak için gün sayıyor. ABD’nin NATO’da zaten çok yüksek olan etkisi, daha da yükseldi.

Üçüncüsü, harp tarihi açısından değişmez bir tunç yasası bu savaşta da işledi. Güzel Türkçemizde sık kullandığımız, “taşıma suyla değirmen dönmez” atasözünün anlattığı üzere, Ukrayna’nın ABD ve Avrupa’nın silahıyla, mühimmatıyla, ekonomik, politik, diplomatik desteğiyle, verdiği istihbaratla, paralı askerleri ve özel askeri şirketleriyle başarıya ulaşamayacağı görüldü. Başarısız taarruz girişimi bunu kanıtladı ve sonuçta cephedeki gerçeklik, bu gerçekliğe dikkat çeken genelkurmay başkanının başını yedi. Geçtiğimiz günlerde Ukrayna Genelkurmay Başkanı Zalujni, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski tarafından görevden alındı. Çünkü uzun süredir Zelenski; savaşa, siyasi açıdan bakıp, kendi konumunu düşünüp, üzerindeki kamuoyu baskısını ve batı desteğinin devamını öne çıkarırken, Zalujni askeri başarının mümkün olmadığını, savaşın çıkmaza girdiğini söylüyordu.

Dördüncüsü, ABD ve Avrupa; Rusya’ya karşı devreye sokulan ekonomik yaptırımların beklendiği kadar işe yaramadığını gördüler. Rus ekonomisi, tahminlerden daha dirençli çıktı. Rusya; batıda kaybettiği müşterilerin, pazarların yerine, hemen, doğuda Çin ve İran başta olmak üzere, başka müşteriler ve pazarlar buldu. Buna rağmen ABD; Rus ekonomisinin hırpalanmasından, Rusya – Avrupa ilişkilerinin bozulmasından, Rus ordusunun kayıp vermesinden memnun. ABD; savaşın mümkün olduğunca uzamasını istiyor. Çünkü ne kadar uzarsa, Rusya o kadar yıpranacak, ABD’nin NATO ve Avrupa üzerindeki etkisi o kadar artacak, Avrupa’nın Rusya’yla ilişkileri o kadar zayıflayacak.

Beşincisi, ABD; Avrupa’ya yaptığı LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) satışını da silah satışını da katladı. ABD’deki enerji ve silah şirketlerinin yüzü gülüyor. Borsadaki değerleri yükseldi.

Altıncısı, Ukrayna topraklarının kabaca beşte birini işgal etmiş olan Rusya’nın, bu aşamadan sonra geri adım atacağını, büyük bir kazanım elde etmeden Ukrayna’yla anlaşacağını beklemek gerçekçi değil. Ukrayna’nın da taarruza kalkıp, başarı kazanıp, topraklarını Ruslardan geri alacağını düşünmek hayalcilik olur.

Yedincisi, ABD’de ve Avrupa’da, sokaktaki insanın, sıradan yurttaşın, Ukrayna’daki savaşa yönelik ilgisi, duyarlılığı hayli azaldı. Azalmanın da ötesinde Ukrayna’ya verilen büyük desteğin, kendi ödediği vergilerle karşılanmasına, Ukrayna nam ve hesabına Rusya’yla gerilim yaşanmasına tepki gösteren geniş bir kesim var ABD ve Avrupa’da.

Sekizincisi, Avrupa; Rusya’dan yaptığı enerji ithalini büyük ölçüde kıstı, başka tedarikçilere yöneldi. ABD’den LNG ithalini artırdı. Doğu Akdeniz’deki, Ortadoğu’daki, Orta Asya’daki enerji kaynaklarıyla, savaş öncesine nazaran daha fazla ilgilenmeye başladı. Ukrayna’ya odaklanan Rusya’nın, Orta Asya üzerindeki nüfuzunun, dikkatinin azalacağını, Orta Asya devletlerinin, Rusya’dan eskisine oranla daha az çekineceğini düşünüyor. Bu bölgeyle ilişkilerini güçlendirmek için de, Türkiye ve Güney Kafkasya’yla ilişkilerine eskiye göre başka bir açıdan bakıyor.

Dokuzuncusu, Ukrayna halkı da, geride kalan iki yılda, yaşadığı onca acıya, gösterdiği büyük özveriye karşın, savaşı kazanamayacağını biliyor. Bu da umutsuzluğu artırıyor. Batıya fazla güvenmenin nedenleri, Zeleskki’nin tutmayan hesapları, bugün, düne oranla daha fazla sorgulanıyor. Mevcut tabloda, Ukrayna lehine bir çıkış bulmanın olanaksız olduğu, daha geniş bir kesim tarafından kabul ediliyor.

Kısacası, bugün için görünen şu; ABD kazançlı, Rusya dirençli, Avrupa kaygılı, Ukrayna mağlup.

QOSHE - Ukrayna’daki savaş, iki yılda neleri gösterdi? - Barış Doster
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ukrayna’daki savaş, iki yılda neleri gösterdi?

34 3
24.02.2024

Barış Doster yazdı…

Ukrayna – Rusya savaşı, iki yılı geride bıraktı. Geçen iki yılda, savaşın sadece iki ülkede değil, bölgesel ve küresel ölçekte de etkileri oldu. Sıralayalım…

Birincisi, Avrupa’da tarihsel kökleri bulunan Rusya korkusu, savaşla birlikte, ABD’nin de kaşımasıyla depreşti. Avrupa ülkeleri, aralarındaki çelişkileri unutmasalar bile, geri plana çekip dayanışmayı artırdılar. Bunu yaparken, Rusya’yı daha da kızdıracak adımlar attılar üstelik. Avrupa Birliği’nin Moldova, Ukrayna, Bosna – Hersek ve Gürcistan’a resmi adaylık statüsü vermesi, bunun kanıtı.

İkincisi, ABD; savaşı, NATO’yu genişletmek adına, kendince iyi kullandı. ABD emperyalizminin saldırı ve işgal aygıtı olan NATO; önce Finlandiya’yı üye yaptı, Rusya’yı sınırlarından çevrelemek adına. İsveç de ittifaka katılmak için gün sayıyor. ABD’nin NATO’da zaten çok yüksek olan etkisi, daha da yükseldi.

Üçüncüsü, harp tarihi açısından değişmez bir tunç yasası bu savaşta da işledi. Güzel Türkçemizde sık kullandığımız, “taşıma suyla değirmen dönmez” atasözünün anlattığı üzere, Ukrayna’nın ABD ve Avrupa’nın silahıyla, mühimmatıyla, ekonomik, politik, diplomatik desteğiyle, verdiği istihbaratla, paralı askerleri ve özel askeri şirketleriyle başarıya ulaşamayacağı görüldü. Başarısız taarruz girişimi bunu kanıtladı ve sonuçta cephedeki gerçeklik, bu gerçekliğe dikkat çeken genelkurmay başkanının başını yedi. Geçtiğimiz........

© Veryansın TV


Get it on Google Play