Barış Doster yazdı…

ABD’nin Irak ve Suriye’den, geniş ölçekte Ortadoğu’dan askerlerini çekeceğine ilişkin tartışmalar, son dönemde medyada daha sık yer buluyor. Peşinen söylemek gerekirse, ABD öylesine kolayca, kendiliğinden çekilmez. ABD’yi, bölge ülkelerinin birlikte çıkarmaları gerekir. Bunun nedenlerini tartışalım…

Öncelikle İsrail; ABD’nin bölgeden çekilmesini istemez. Dün de istemezdi. Bugün de istemiyor. Yarın da istemeyecektir. Çünkü ABD’nin varlığı, İsrail açısından büyük güvencedir. Hele de Gazze’deki İsrail vahşetinin sürdüğü şu günlerde, ABD’nin bölgeden askerlerini çekmesi düşünülemez. Belirtelim ki, İsrail’de, ABD’nin siyasetten bürokrasiye, ekonomiden akademiye etkisi ne kadar yüksekse, tersi de geçerlidir. Yani, İsrail’in de ABD’de büyük nüfuzu vardır. Yahudi lobisinin etkisi yüksektir.

ABD’nin Ortadoğu’dan çekilmesine karşı çıkan, sadece İsrail değildir. ABD müesses nizamı, devlet aygıtı, sivil – asker güvenlik bürokrasisi içinde de buna itiraz eden güçlü odaklar vardır. Cumhuriyetçi Parti’yle daha sık anılan fakat Demokratlar içinde de güçlü etkileri bulunan Neo Con’lar da çekilmeye karşı çıkarlar. ABD’de seçmenlerin kabaca üçte birini oluşturan evanjelistler (bunlara Hristiyan Siyonistler de denir) çekilmeye itiraz ederler.

Avrupa da ABD’nin Ortadoğu’dan asker çekmesine karşıdır. Çünkü ABD yapımı bir terör örgütü olan IŞİD, varlığını korudukça, coğrafi olarak Avrupa’ya daha yakın olan Ortadoğu’da terör eylemlerini sürdürdükçe, Avrupa kendisinin değil, ABD’nin bu konuda öne çıkmasını, önlem almasını ister. Kaldı ki IŞİD gibi terör örgütlerinin varlığı, ABD açısından bölgeye saldırmak, işgal etmek için çok kullanışlı bir gerekçedir, bahanedir, mazerettir, sebeptir. Günün birinde ABD; IŞİD terör örgütünü gözden çıkarır, tasfiye ederse, yerine hemen bir başkasını getirir.

PKK – PYD – YPG terör örgütü de ABD’nin Ortadoğu’dan çekilmesini istemez. Çünkü ABD; bu terör örgütünün en büyük destekçisidir. Bu terör örgütü de ABD emperyalizminin maşası, aparatıdır. ABD bu terör örgütüne binlerce kargo uçağı dolusu silah, onbinlerce tır dolusu mühimmat vererek, 70 bin dolayında teröristi eğiterek, donatarak adeta ordulaştırmıştır. Teröristlere uçaksavar, tanksavar silahları verdiğini bizzat ABD’nin kendisi açıklamıştır. ABD; kendi yapımı IŞİD terör örgütüne karşı, yine kendisinin desteklediği PKK – PYD – YPG terör örgütünü cepheye sürerek, bunları bir de “siyasal İslamcı IŞİD’e karşı mücadele eden özgürlük savaşçıları” olarak tanımlamaktadır. ABD emperyalizminin yancısı Avrupa emperyalizminin bu terör örgütüne bakışı da ABD’ninkiyle aynıdır.

Bu koşullar altında sorulması gereken soru şudur bizler için: ABD; Türkiye’ye açıkça düşmanlık ederken, bunu Türkiye’de siyasette, sivil – asker bürokraside, akademide, iş dünyasında, meslek odalarında, demokratik kitle örgütlerinde, sendikalarda halen görmek istemeyenler vardır. Halen, ABD emperyalizminin saldırı ve işgal aygıtı olan NATO’nun, Türkiye açısından vazgeçilmez olduğunu dillendirenler vardır. Oysa bu, tam bir Soğuk Savaş ezberidir.

Gerçek şudur: ABD ve Türkiye arasında ittifak yoktur. Ortaklık yoktur. İşbirliği yoktur. ABD; Türkiye’ye karşı düşmanca politikalar izlemekte, bölmeye çalışmaktadır. Türkiye’nin taraf olduğu tüm sorunlarda, ikili veya çok taraflı tüm meselelerde, ABD karşı saftadır.

Kaldı ki, iki devlet arasında ölçek farkı, hedef, öncelik, menfaat farkı vardır. Tehdit tanımları, tehdit algıları farklıdır. ABD; gelişmiş, sanayileşmiş bir ülkedir; küresel bir güçtür, emperyalist bir devlettir. Türkiye ise gelişmekte olan bir ülkedir, orta büyüklükte bir güçtür, bölgesel aktördür. Durum buyken hem uluslararası ilişkilerin, dış politikanın, jeopolitiğin doğası gereği hem de iki devlet arasındaki kapasite farkından dolayı, aralarında eşit bir ilişkiden de bahsedilemez.

ABD’nin bölgesine, dünyaya, müttefiklerine ve hasımlarına bakışıyla, Türkiye’nin bölgesine, dünyaya, müttefiklerine ve hasımlarına bakışı arasında büyük fark vardır.

Bu gerçekler dikkate alınmadan, ABD’nin Ortadoğu’ya ilişkin politikaları da Türkiye’ye bakışı da anlaşılamaz.

QOSHE - ABD Ortadoğu’dan çekilir mi? - Barış Doster
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

ABD Ortadoğu’dan çekilir mi?

18 7217
03.03.2024

Barış Doster yazdı…

ABD’nin Irak ve Suriye’den, geniş ölçekte Ortadoğu’dan askerlerini çekeceğine ilişkin tartışmalar, son dönemde medyada daha sık yer buluyor. Peşinen söylemek gerekirse, ABD öylesine kolayca, kendiliğinden çekilmez. ABD’yi, bölge ülkelerinin birlikte çıkarmaları gerekir. Bunun nedenlerini tartışalım…

Öncelikle İsrail; ABD’nin bölgeden çekilmesini istemez. Dün de istemezdi. Bugün de istemiyor. Yarın da istemeyecektir. Çünkü ABD’nin varlığı, İsrail açısından büyük güvencedir. Hele de Gazze’deki İsrail vahşetinin sürdüğü şu günlerde, ABD’nin bölgeden askerlerini çekmesi düşünülemez. Belirtelim ki, İsrail’de, ABD’nin siyasetten bürokrasiye, ekonomiden akademiye etkisi ne kadar yüksekse, tersi de geçerlidir. Yani, İsrail’in de ABD’de büyük nüfuzu vardır. Yahudi lobisinin etkisi yüksektir.

ABD’nin Ortadoğu’dan çekilmesine karşı çıkan, sadece İsrail değildir. ABD müesses nizamı, devlet aygıtı, sivil – asker güvenlik bürokrasisi içinde de buna itiraz eden güçlü odaklar vardır. Cumhuriyetçi Parti’yle daha sık anılan fakat Demokratlar içinde de güçlü etkileri bulunan Neo Con’lar da çekilmeye karşı çıkarlar. ABD’de seçmenlerin kabaca üçte birini oluşturan evanjelistler (bunlara Hristiyan Siyonistler de denir) çekilmeye itiraz ederler.

Avrupa da ABD’nin Ortadoğu’dan asker çekmesine karşıdır. Çünkü ABD yapımı bir terör........

© Veryansın TV


Get it on Google Play