2001 senesinin Şubat ayıydı. Sanırım 16 Şubat. Evet evet, 16 Şubat. Akşam saatleriydi. Eskilerin “münevver” şimdikilerin “entelektüel” dediği, iyi yetişmiş, donanımlı köşe yazarı ağabeyimiz, ertesi gün için yazdığı makalesini gazeteye gönderdikten sonra, saatlerdir başında oturduğu bilgisayarı kapatarak, avuçlarıyla gözlerini ovuşturdu. Dolmuş ve yorulmuş kafasını dağıtmak için, karışık çalışma masasında televizyonun uzaktan kumanda aletini aradı. *** Kat kat dosya ve kitabın arasından çekip çıkardığı kumandaya dokununca “öteki Türkiye’nin” dertsiz insanlarının, coşkulu eğlencesi çıktı karşısına... Bir konser salonu, sahnede ünlü şarkıcı. Arkalardaki seyirciler de net görülebilsin diye sahnedeki gösteriyi yansıtan dev ekran… Hareketli figürleriyle şarkıcıya eşlik eden bir dans grubu.
Salonda ise insanlar ayağa kalkmış, toplu bir ayin gibi sağa sola sallanıyor. Eğlence için seçtikleri ve koro hâlinde, bilinenden daha hareketli şekilde söyledikleri şarkı ise rast bir eserdi: Unutulmuş bireer bireer Eski dostlaar, eski dostlaar… Ne bir selaam, ne bir habeer Eski dostlaar, eski dostlaar… Böyle hüzünlü bir şarkıyla insanlar nasıl eğlenip, tepiniyor diye düşündü yazar… Kanal değiştirdi. Ciddi bir kadın spiker, haberleri okuyordu. O an için denk geldiği haber şöyleydi: Sayın seyirciler, dramatik bir ölüm haberi var sırada… ‘Unutulmuş birer birer / Eski dostlar, eski dostlar’ şarkısının yazarı Hayri Mumcu, Side’deki evinde ölmüş olarak bulundu. Belediye yetkilileri, ünlü söz yazarının bir hafta önce öldüğünü, ancak geleni gideni olmadığı için, cesede geç ulaşıldığını bildirdi.

QOSHE - Eski dostlar - Sadık Söztutan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Eski dostlar

10 0
24.02.2024

2001 senesinin Şubat ayıydı. Sanırım 16 Şubat. Evet evet, 16 Şubat. Akşam saatleriydi. Eskilerin “münevver” şimdikilerin “entelektüel” dediği, iyi yetişmiş, donanımlı köşe yazarı ağabeyimiz, ertesi gün için yazdığı makalesini gazeteye gönderdikten sonra, saatlerdir başında oturduğu bilgisayarı kapatarak, avuçlarıyla gözlerini ovuşturdu. Dolmuş ve yorulmuş kafasını dağıtmak için, karışık çalışma masasında televizyonun uzaktan kumanda aletini aradı. *** Kat kat dosya ve kitabın arasından çekip çıkardığı kumandaya dokununca........

© Türkiye


Get it on Google Play