Diğer

30 Ocak 2024

Bir yıl önce Ocak ayınız nasıl geçmişti? O ay sayı 115'ti.

Şubat kısaydı, değil mi? Sayı 261'e fırladı.

Martta 130 oldu. Sadece sayı olarak bakarsan, azaldı derdin valla!

Nisan, maşallah, 123'te kaldı!

Mayıs, bahar, başladı artmaya, 147 oldu, 1 Mayıs'tan 31'ine.

Haziran, yaz geliyor, yazlık belki, tatil bir ihtimal, lakin sayı 170'ti.

Temmuz nasıl geçmişti sizde? 184'tü sayı.

Ağustos, sıcak, kuru, sayı 206'yı buldu.

Eylül'de gel diye beklediğiniz var mıydı, 154 gelemedi, ekimi göremedi.

Eylülü gören 151 ise ekimden çıkamadı.

Kasımdaki 143'ün 143 umudu var mıydı 2024'ten?

Aralıkta 156, varsa umutlarını, kalmışsa hayallerini de alıp gitti.

"İyi yıllar" bize kaldı!

Buraya kadar okudunuzsa, bu sayılar, rakamlar, rakımlar birer insandı. İsimlerini yazabilseydim keşke. 12 ayda en az 1932 kişi.

12 ayda en az 1932 ölü.

12 ayda en az 1932 kurban.

12 ayda en az 1932 iş cinayeti.

Ekmek parası peşindeyken "kaza" denen iş cinayetlerinde, ki böyle bakınca hepsine aynı fotoğrafta, katliamdır işte, kaybettiğimiz canların sayısı 1932.

365 günde 1932 kişi. 52,177457 haftada küsuratıyla, en az 1932 can.

Çocuk da var, kadın da; kaçak da, yabancı da.

Sipariş verirken hatırlarsınız belki; 68'i motokurye. Hepsi Somali efendisinin oğlunun cinayeti gibi değil; öyle devlet ricali, diplomasi, yargıyı ayarlama, kan parası da yok!

Tabii motorlu işçiler de hatırlamalı bu kayıpları. Hatırlamak ve unutmamak insanın zihninde devrim ihtimali taşır. Bir ihtimal işte.

Bu ülkenin çok derin ama çok az konuşulan acısını, trajedisini yakından izleyen ve bize anlatmak için uğraşan İSİG Meclisi'nin elindeki "çocuk sayı"ya bakın bir de:

10 yılda iş-ekmek kurbanı 671 çocuk! Yılda 60-70 çocuk ey analar babalar!

Adeta köle emeği gibi, zorunlu staj şemsiyesi altında, çocukların etini de kemiğine de teslim eden MESEM uygulamasında 4 ayda 5 çocuk! Saçını makineye sıkıştırarak, küçük yüreğini bir kâr çarkına kaptırarak, çocuk hayallerini büyük işlere kurban vererek.

Bu ülkeyi dört mevsim ölüm ikliminde tutan iktidarların ve arsızlık piyasasının ve 21 yıldır bu tekçi, tekelci, dayatmacı, tahakkümcü, otoriter iktidarın ekmek peşinde koşanlara arz ettiği "Arzın merkezi" böyle.

O ölüm kapısından ithal IŞİD'li de sızıyor; Trabzon'da rahip öldürenlere, Malatya'da yayınevinde misyoner kesenlere, gazetesi önünde Hrant'ı yok edenlere, Sarıyer'deki kilisede, onca sessizliğimiz içinde itiraz eden engelli vatandaşı katledenler de ekleniyor!

Bir yandan "şehit cenazeleri"ni sırtlıyorsun; bir yandan "etkisiz hale getirilenleri duyuyorsun; bir yandan neredeyse her gün, öldürülmüş bir yazarı, akademisyeni, gazeteciyi anıyorsun; kimi günlere tarihinin büyük katliamları denk geliyor; kimi günler zaten kendi kayıpların ve acıların yaşıyor; kimi gün sayısını bile bilmiyorsun yollarda dökülenlerin; kimi gün, bir yakının olana kadar ekmek peşinde yok olan onca canın ne o anını, ne bir meslek hastalığıyla taksit taksit çürüyüp tükenmesini aklına getirebiliyorsun.

Oysa cennet ya bu ülke, cehenneme çevirenler, zebanileri, onları besleyen şartlar ve yüzleşebiliyorsak kendimizle, ezberlerimizin içindeki kan kokusu, nefret ve kin çok belli.

Bir yerden başlamak şart… Önce kendimiz belki ama ille de omuz omuzalık, farkındalık, itiraz, başka bir ülke ve dünyaya dair fikirlerin mücadeleye, mücadelelerin hakka, hukuka, özgürlüğe, ötekine saygıya, adalete, hakkaniyete dönüşmesi için, sessizliğe inat, seslerimizin bir ötekine ulaşması.

Geçen yıl Ocakta 115 iken mesela o sayı, nasıldınız?

Bir yıl sonra, bilgimizde, fikrimizde, aklımızda, kalbimizde ne değişti acaba?

Umur Talu, ilk, orta, liseyi Galatasaray Lisesi'nde yatılı okudu. 1980'de Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi'den mezun oldu.

Üniversite döneminde Demiryolu İşçileri Sendikası ve Marmara Boğazları Belediyeler Birliği'nde çalıştı. Günaydın gazetesinde başladığı gazeteciliği, Güneş, Cumhuriyet, Milliyet, Hürriyet, tekrar Milliyet, Star, Sabah, Habertürk'te sürdürdü. Muhabirlik, ekonomi servisi yönetmenliği, yazı işleri müdürlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı, kısa süre Paris temsilciliği yaptı.

Medyakronik başta olmak üzere, çok sayıda web sitesi ile dergide makaleleri yer aldı.

Birkaç dönem Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu'na seçildi, başkan yardımcılığında bulundu.

İstanbul Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi İletişim fakültelerinde ders verdi.

Türkiye medyasında ilk "ombudsman"lik kurumunun kurulmasını gerçekleştirdi. 1998'de Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'ni hazırladı.

Çalışmaları Türkiye Basın Özgürlüğü Ödülü, iki kez Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Köşe Yazısı Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Ödülü başta olmak üzere, çeşitli mesleki ödüllere değer görüldü. Aynı yıl, üç farklı gazetecilik örgütünden köşe yazarı ödülü aldı.

Bodrum: Yüzyıllık Yolculuk, Kadınımızın Hatıra Defteri gibi belgesellerde metin yazarlığını yaptı.

Sosyal Demokrasi, Fransa Bölümü (Turhan) Uçuran Bey Postanesi (Milliyet) , Dipsiz Medya (İletişim) , Bedelli Gazetecilik (Everest) , Senin Adın Corona Olsun (Literatür) kitapları yayımlandı. Keynes'in (O. E. Moggridge, Afa Yay.) çevirisini yaptı.

Siz, bunca insanın sessizliğinize son nefesini yolladığı sesiniz, aklınız, hafızanız… Size onca şey vaat edip yapmayanları, onca sözünün tam tersini yapanları ve darbecilerle "ne istedilerse veren" işbirliği için de, depremdeki gecikmeler üzerine de hep "Hakkınızı helal edin… helallik almaya geldim" diyen, ağzına geleni söyledikleri devletlere ülke varlıklarını sunan, "NATO'ya matoya giremez" dediklerini törenle oraya sokan, "Biz oldukça faiz çıkmaz" deyip ülkeyi batırdıktan sonra faizi katlayıp duranları, yalanları, dolanları, "helal soygunlar"ı nasıl hazmediyor bu sessizliğiniz!

Bu ülkenin ortak aklını, vicdanını, fikrini, umudunu gençleştirecek, gençlerle buluşturacak ve dini-etnik kimliklerinden bağımsız biçimde, o aklı ve vicdanı özgürleştirecek bir zihinsel-siyasi devrime ihtiyaç var belki de

İlk sözlerimiz, ilk duygularımız yok olursa, hakikat de tozlaşır, buharlaşır sanki

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - 1932! - Umur Talu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

1932!

51 1
30.01.2024

Diğer

30 Ocak 2024

Bir yıl önce Ocak ayınız nasıl geçmişti? O ay sayı 115'ti.

Şubat kısaydı, değil mi? Sayı 261'e fırladı.

Martta 130 oldu. Sadece sayı olarak bakarsan, azaldı derdin valla!

Nisan, maşallah, 123'te kaldı!

Mayıs, bahar, başladı artmaya, 147 oldu, 1 Mayıs'tan 31'ine.

Haziran, yaz geliyor, yazlık belki, tatil bir ihtimal, lakin sayı 170'ti.

Temmuz nasıl geçmişti sizde? 184'tü sayı.

Ağustos, sıcak, kuru, sayı 206'yı buldu.

Eylül'de gel diye beklediğiniz var mıydı, 154 gelemedi, ekimi göremedi.

Eylülü gören 151 ise ekimden çıkamadı.

Kasımdaki 143'ün 143 umudu var mıydı 2024'ten?

Aralıkta 156, varsa umutlarını, kalmışsa hayallerini de alıp gitti.

"İyi yıllar" bize kaldı!

Buraya kadar okudunuzsa, bu sayılar, rakamlar, rakımlar birer insandı. İsimlerini yazabilseydim keşke. 12 ayda en az 1932 kişi.

12 ayda en az 1932 ölü.

12 ayda en az 1932 kurban.

12 ayda en az 1932 iş cinayeti.

Ekmek parası peşindeyken "kaza" denen iş cinayetlerinde, ki böyle bakınca hepsine aynı fotoğrafta, katliamdır işte, kaybettiğimiz canların sayısı 1932.

365 günde 1932 kişi. 52,177457 haftada küsuratıyla, en az 1932 can.

Çocuk da var, kadın da; kaçak da, yabancı da.

Sipariş verirken hatırlarsınız belki; 68'i motokurye. Hepsi Somali efendisinin oğlunun cinayeti gibi değil; öyle devlet ricali, diplomasi, yargıyı ayarlama, kan parası da yok!

Tabii motorlu işçiler de hatırlamalı bu kayıpları. Hatırlamak ve unutmamak insanın zihninde devrim ihtimali taşır. Bir ihtimal işte.

Bu ülkenin çok derin ama çok az konuşulan acısını, trajedisini yakından izleyen ve bize anlatmak için uğraşan İSİG Meclisi'nin elindeki "çocuk sayı"ya bakın bir de:

10 yılda iş-ekmek kurbanı 671 çocuk! Yılda 60-70 çocuk ey analar babalar!

Adeta köle emeği gibi, zorunlu staj şemsiyesi altında, çocukların etini de kemiğine de teslim eden MESEM uygulamasında 4 ayda 5 çocuk! Saçını makineye sıkıştırarak, küçük yüreğini bir kâr........

© T24


Get it on Google Play