Diğer

23 Ocak 2024

ABD Başkanlığı'na yeniden aday olan Donald Trump'ın hedefine iyice yaklaşmış görünmesi, dünyamızın içine sürüklenmiş olduğu çıkmazı daha da derinleştirecek bir gelişme gibi görünüyor. Trump, Cumhuriyetçi Parti'nin 24 Ocak Salı günü yapılacak olan New Hampshire yoklamasında da beklendiği gibi ezici bir zafer kazanırsa Kasım ayında yapılacak olan Başkanlık seçiminin kesin favorisi haline gelecek.

İktidardaki Demokrat Parti'nin Trump'ın karşısına, ABD seçmenine ve dünyaya umut verecek bir başkan adayı çıkartamamış olması Trump'ın kazanma şansını artırıyor ve dünyanın gidişatını kaygıyla izleyen herkesi fazlasıyla tedirgin ediyor.

Benim özel bir konumum var bu tedirgin grup içinde. 2017 yılında Trump'ın iktidar koltuğuna oturmasından üç ay sonra Mart ayında yayımlanan kitabımın adı "Dünya Trump'a mı Kalacak" idi. Kitabın alt başlığı ise "Tek Adam Çıkmazı" idi. ABD gibi liberal demokrasinin kökleşmiş olduğu Batı ülkelerinde, eski güzel günleri özleyen kitlenin iktidara taşıdığı Trump gibi popülist liderlerin, seçmenlerin somut taleplerine kalıcı çözümler getiremeyecekleri için uzun süre iktidarda kalmalarının zor olduğunu yazmıştım o kitapta.

Bu beklentime uygun davranan tek lider Trump oldu. Özellikle pandemi döneminde ABD'de yaşanan büyük fiyasko Trump'ın yeniden seçilmesini engelledi.

Trump yenilgiyi kabul etmeyerek Kongre binasına baskın düzenletti, hakkında çoğu henüz sonuçlanmamış bir sürü dava var ama şimdi gelinen noktada gelecek yıl yapılacak seçimin kesin favorisi olarak görünüyor. Salı günü New Hampshire'de kesin bir zafer kazanırsa Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı olacağı kesin görünüyor.

Trump'ın yeniden ABD Başkanı olması halinde bu gelişmenin dünyanın şu an içinde bulunduğu kargaşayı daha da artırmasından korkuluyor. Orta Doğu büyük bir kargaşanın içindeyken, Rusya-Ukrayna savaşı sürerken, demokrasinin beşiği olan ülkelerde bile liberal demokrasiyi küçümseyen siyasi partiler güç kazanırken ABD'nin başına Trump'ın gelmesinin çok daha vahim bir tablo ortaya çıkarmasından kaygı duyuluyor.

Trump'ın yeniden ABD Başkanı olması halinde gündeme gelebilecek gelişmeler arasında ilk olarak Trump'ın Putin'e vermiş olduğu söz geliyor akla. "Ben iktidara gelirsem Rusya-Ukrayna savaşını bir günde bitiririm" demişti Trump.

Trump'ın NATO'yu aşağılayan sözleri hâlâ hatırlarda. Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarını artırarak kendi başlarının çaresine bakmaları gerektiğini vurgulayan sözleri de unutulmuş değil.

Trump'ın korumacılığa önem veren bir dış ticaret rejimi uygulamaya kararlı olduğu biliniyor. Bunun uzantısında ABD'nin başta Çin olmak üzere yükselen ülkelerle ilişkilerinde sorunlar yaşaması da olası görünüyor.

Başkan Biden'ın Kasım'da yapılacak olan seçimde seçilme şansının çok düşük olduğu ortadayken Demokrat Parti'nin Trump'ın karşısına kazanma şansı olan bir aday çıkartamamasını ise ABD'nin çok farklı bir ülke olmasına bağlamak gerekiyor herhalde.

Osman Ulagay kimdir?

Osman Ulagay, İstanbul'da sanayici bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Robert Kolej Lisesi'ni ve daha sonra Boğaziçi Üniversitesi'ne dönüşen Robert Kolej Yüksek Okulu'nun ekonomi bölümünü bitirdi.

İngiltere'de, Manchester Üniversitesi'nde "Kemalizm ve Ulusal Kalkınma" konulu tez çalışmasıyla siyasal bilimler dalında master derecesini aldı. İngiltere'de bulunduğu dönemde Cumhuriyet gazetesine gönderdiği "İngiltere Mektupları" ile gazeteciliğe ilk adımını atan Ulagay, Türkiye'ye döndüğünde Cumhuriyet gazetesiyle ilişkisini sürdürdü. 1981'de Ekonomi Servisi Şefi olarak Cumhuriyet'te çalışmaya başladı, ekonomi sayfasını yönetmenin yanı sıra, haftalık söyleşilerle ve köşe yazılarıyla ekonomi gazeteciliğinin gelişme sürecine katkıda bulundu.

1992 yılında Cumhuriyet'ten ayrıldıktan sonra köşe yazarı olarak Sabah gazetesine geçti. Köşe yazarlığını 1993'ten itibaren Milliyet gazetesinde sürdürdü.

2013 yılında Dünya gazetesinde ekonomi yazılarına başladı. Bir dönem T24'te de yazdıktan sonra Mayıs 2016'da, 24 yıl aradan sonra Cumhuriyet gazetesine döndü, ancak kısa bir süre sonra ayrıldı. Bu süreçte Dünya gazetesindeki yazılarına devam etti.

Osman Ulagay, gazete yazılarının yanı sıra çok sayıda kitap çalışmasına imza attı. "Küreselleşme Korkusu ve 2001 Krizi" adlı kitabıyla 2001 yılında Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü'nü kazandı.

Kitapları

- Küreselleşme Korkusu ve 2001 Krizi

- 24 Ocak Deneyimi Üzerine

- Özal Ekonomisinde Paramız Pul Olurken Kim Kazandı Kim Kaybetti?

- Özal'ı Aşmak İçin

- Enflasyonu Aşmak İçin

- Krize Adım Adım / Günah Sayılan Kehanet

- Aklınla Uçur Beni

- Küreselleşme Korkusu

- Quo Vadis? Küreselleşmenin İki Yüzü

- Küresel Çöküş ve Kapitalizmin Geleceği

- Hedefteki Amerika / 11 Eylül Şoku

- Tepki Cephesi / Piyasa İmparatorluğuna Karşı AB-Türkiye Yol Ayrımı

- AKP Gerçeği ve Laik Darbe Fiyaskosu

- Türkiye Eskisi Gibi Olmayacak

- Türkiye Kime Kalacak / Başbakan'ın Yazdırdığı Kitap

- Dünya Trump'a mı Kalacak?

Meral o gün oturumu izlerken salondan çıkmak istediğinde Erdoğan'a yakın olan bir tanıdığı onu durduruyor ve "Bir yere gitme Meral, şimdi büyük olay var" diyor

Hamas'ın İsrail'e saldırısından bu yana yaşananlar Netanyahu'nun iktidarda kalabilmek için her şeyi göze aldığını gösteriyor

"Gelecek yıl ABD'de seçim var. Her şey olabilir 2024'te. Yeni bir savaş da çıkabilir. Hatta nükleer savaş da çıkabilir. Yeni bir pandemi de yaşanabilir. Avrupa Birliği'nin dağıldığını bile görebiliriz."

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - Trump korkusu erken başladı - Osman Ulagay
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Trump korkusu erken başladı

38 0
23.01.2024

Diğer

23 Ocak 2024

ABD Başkanlığı'na yeniden aday olan Donald Trump'ın hedefine iyice yaklaşmış görünmesi, dünyamızın içine sürüklenmiş olduğu çıkmazı daha da derinleştirecek bir gelişme gibi görünüyor. Trump, Cumhuriyetçi Parti'nin 24 Ocak Salı günü yapılacak olan New Hampshire yoklamasında da beklendiği gibi ezici bir zafer kazanırsa Kasım ayında yapılacak olan Başkanlık seçiminin kesin favorisi haline gelecek.

İktidardaki Demokrat Parti'nin Trump'ın karşısına, ABD seçmenine ve dünyaya umut verecek bir başkan adayı çıkartamamış olması Trump'ın kazanma şansını artırıyor ve dünyanın gidişatını kaygıyla izleyen herkesi fazlasıyla tedirgin ediyor.

Benim özel bir konumum var bu tedirgin grup içinde. 2017 yılında Trump'ın iktidar koltuğuna oturmasından üç ay sonra Mart ayında yayımlanan kitabımın adı "Dünya Trump'a mı Kalacak" idi. Kitabın alt başlığı ise "Tek Adam Çıkmazı" idi. ABD gibi liberal demokrasinin kökleşmiş olduğu Batı ülkelerinde, eski güzel günleri özleyen kitlenin iktidara taşıdığı Trump gibi popülist liderlerin, seçmenlerin somut taleplerine kalıcı çözümler getiremeyecekleri için uzun süre iktidarda kalmalarının zor olduğunu yazmıştım o kitapta.

Bu beklentime uygun davranan tek lider Trump oldu. Özellikle pandemi döneminde ABD'de yaşanan büyük fiyasko Trump'ın yeniden seçilmesini engelledi.

Trump yenilgiyi kabul etmeyerek Kongre binasına baskın düzenletti, hakkında çoğu henüz sonuçlanmamış bir sürü dava var ama şimdi gelinen noktada gelecek yıl yapılacak seçimin kesin favorisi olarak görünüyor. Salı günü New Hampshire'de kesin bir zafer kazanırsa Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı olacağı kesin görünüyor.

Trump'ın yeniden ABD Başkanı olması halinde bu gelişmenin dünyanın şu an içinde bulunduğu kargaşayı daha da artırmasından korkuluyor. Orta Doğu büyük bir kargaşanın içindeyken, Rusya-Ukrayna savaşı sürerken, demokrasinin beşiği olan ülkelerde bile liberal........

© T24


Get it on Google Play