Diğer

20 Mart 2024

Yerel seçime günler kala, seçimin ağırlık merkezi İstanbul'daki propaganda gündemini metro yatırımları belirliyor. Önce AKP'nin adayı Murat Kurum, rakibi Ekrem İmamoğlu döneminde "Beş yılda 8 km metro açıldığını" söyledi. İBB Başkanı İmamoğlu sert yanıt verdi. Beş yılda 65 km metro ve 32 istasyonu İstanbul'a kazandırdıklarını söyleyerek "65 kilometre metroyu inşa etmek için yer altında ter döken binlerce emekçiden, mühendislerden, yöneticilerden özür dileyecekler" dedi. İmamoğlu"nun bu konuşmayı yaptığı açılışa konu Ataköy-İkitelli metrosunu ihalesinin AKP yönetimi döneminde 2015'de ve euro üzerinden yapıldığını not düşelim.

Bu sözlerin hemen ardında da Kurum'a destek için sahaya inen partili Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın yani merkez yönetimin yaptığı Arnavutköy-İstanbul Havalimanı Metrosu açılış törenine katıldı ve İmamoğlu'na atfen "Şu anki belediye başkanı bunu da sahiplenir. Bunu sahiplenmemesi için iyi anlatmak lazım. Murat, malınıza sahip çıkmazsanız bu adamlar sahip çıkar" dedi. Söz konusu hat, bir seçim jesti (!) olarak 31 Mart'a kadar ücretsiz olacakmış.

Ulaşım, İstanbul için temel ihtiyaçlar listesinin başında yer alıyor. Hâl böyle olunca toplu ulaşım, toplu ulaşım deyince de metro yatırımları büyük önem kazanıyor. AKP döneminde metro yatırımları konusunda kamu kaynakları ve kamu yararı açısından kötü bir sınav verildiğini, kamu kaynaklarının nasıl heba edildiğini, yapılan ihalelerde yaklaşık maliyetin üzerindeki tekliflerin kabul edildiğini, buna karşın finansman bulunamayıp yatırımların durdurulduğunu 2016-2021 dönemindeki beş yıl boyunca çok sayıda yazı ve habere konu ettim. Davalara muhatap oldum.

AKP, İBB'yi tekrar geri alabilmek için devletin bütün imkanlarını kullanmakla kalmayıp, gerçeğe aykırı propagandadan kaçınmıyor. Tam da bu nedenle metro yatırımları konusunda AKP'nin Kadir Topbaş, Mevlüt Uysal dönemlerinde nasıl bir sınav verdiğini verilerle, rakamlarla yeniden hatırlatmak elzem oldu:

Bugün tartışmaların odağında olan 5 metro hattının ihalesi bundan yedi sene önce 3 Mart 2017'de yani İBB yönetimi AKP'deyken yapıldı.

Yaklaşık maliyet ile kabul edilen teklif tutarları arasındaki farkların toplamı, beş metro hattı ihalesi için toplam 1 milyar 193 milyon TL'ydi. Kamu zararı aleyhine sözleşme yapmak anlamına gelen bu para, o günün döviz kuru üzerinden (3,7 TL) 530,4 milyon ABD dolarıydı.

Diğer yandan Mart 2017'de yapılmış bu beş ihaleden dört ay önce yani Kasım 2016'da Gayrettepe-3. Havalimanı Metro ihalesi yapılmış, Euro para birimi üzerinden açılan bu ihale 999 milyon 769 bin euroya Kolin-Şenbay ortaklığına verilmişti.

2017 yılında yapılan bu ihalelerin ardından İBB yönetimi 925 milyon Euro borçlanmaya ihtiyaç duyulduğunu duyurmuş ancak yaşanan finansman sorunu çözülemediği için başlayan inşaatlar durmuş, firmalar toplu işten çıkarmalara gitmişti. Metroların, ihale açıldığında verilen iki-üç yıllık takvimlerde tamamlanmasının imkansız olduğunu ortaya çıkmıştı.

Kısaca İBB'nin AKP'de olduğu dönemde bir başarı öyküsü değil, kamu zararı söz konusuydu.

2019 yerel seçimlerinde değişen yönetim, metro finansmanı ve yatırımlarına da yeniden bir bakışı zorunlu hale getirdi. İflas eden şirketler, borçlanma sorunu, İBB yönetimi CHP'ye geçince ortaya çıkan büyük merkezi yönetim-yerel yönetim ayrışması ve krizi, başlangıçta ciddi bir finansman krizine yol açarak metro yatırımlarını doğrudan etkiledi.

2019 sonrası ve bugüne kadarki gelişmeler ise önümüzdeki yazının konusu.

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990- 1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013- 2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti- TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası- (2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

İnsanların ekonominin geleceği konusunda tutum alırken geçmiş davranışlara bakmasından daha tabii bir şey olmayacağını herhalde Şimşek bizden çok daha iyi biliyordur

İhraç edilen akademisyenler hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararının değil, Can Atalay için verilmiş Anayasa Mahkemesi kararının tanınmaması üzerine "Anayasa'ya Saygı' adıyla bir miting yapacaktı CHP hatırlıyor musunuz?

Anaokuluna giden bütün çocuklara bir öğretim yılı boyunca çıkarılacak bir öğün ücretsiz yemeğin, devlete toplam bedeli 11 milyar 200 milyon TL. Bu nasıl bir tutar biliyor musunuz? Devleti soyan sahte fatura, paravan şirket çetesinin, kamuya verdiği zararın yarısı bile değil

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - Bir propaganda kavgası olarak İstanbul metroları - Çiğdem Toker
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bir propaganda kavgası olarak İstanbul metroları

114 1
20.03.2024

Diğer

20 Mart 2024

Yerel seçime günler kala, seçimin ağırlık merkezi İstanbul'daki propaganda gündemini metro yatırımları belirliyor. Önce AKP'nin adayı Murat Kurum, rakibi Ekrem İmamoğlu döneminde "Beş yılda 8 km metro açıldığını" söyledi. İBB Başkanı İmamoğlu sert yanıt verdi. Beş yılda 65 km metro ve 32 istasyonu İstanbul'a kazandırdıklarını söyleyerek "65 kilometre metroyu inşa etmek için yer altında ter döken binlerce emekçiden, mühendislerden, yöneticilerden özür dileyecekler" dedi. İmamoğlu"nun bu konuşmayı yaptığı açılışa konu Ataköy-İkitelli metrosunu ihalesinin AKP yönetimi döneminde 2015'de ve euro üzerinden yapıldığını not düşelim.

Bu sözlerin hemen ardında da Kurum'a destek için sahaya inen partili Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın yani merkez yönetimin yaptığı Arnavutköy-İstanbul Havalimanı Metrosu açılış törenine katıldı ve İmamoğlu'na atfen "Şu anki belediye başkanı bunu da sahiplenir. Bunu sahiplenmemesi için iyi anlatmak lazım. Murat, malınıza sahip çıkmazsanız bu adamlar sahip çıkar" dedi. Söz konusu hat, bir seçim jesti (!) olarak 31 Mart'a kadar ücretsiz olacakmış.

Ulaşım, İstanbul için temel ihtiyaçlar listesinin başında yer alıyor. Hâl böyle olunca toplu ulaşım, toplu ulaşım deyince de metro yatırımları büyük önem kazanıyor. AKP döneminde metro yatırımları konusunda kamu kaynakları ve kamu yararı açısından kötü bir sınav verildiğini, kamu kaynaklarının nasıl heba edildiğini, yapılan ihalelerde yaklaşık maliyetin üzerindeki tekliflerin kabul edildiğini, buna karşın finansman bulunamayıp yatırımların durdurulduğunu 2016-2021 dönemindeki beş yıl boyunca çok sayıda yazı ve habere konu ettim. Davalara muhatap oldum.

AKP, İBB'yi tekrar geri alabilmek için devletin bütün imkanlarını kullanmakla kalmayıp, gerçeğe aykırı propagandadan kaçınmıyor. Tam da bu nedenle metro yatırımları konusunda AKP'nin Kadir Topbaş, Mevlüt Uysal dönemlerinde nasıl bir sınav verdiğini verilerle, rakamlarla yeniden hatırlatmak elzem oldu:

Bugün tartışmaların odağında olan 5 metro hattının ihalesi bundan yedi sene önce 3 Mart 2017'de yani İBB yönetimi AKP'deyken yapıldı.

Yaklaşık maliyet ile kabul edilen teklif tutarları arasındaki farkların toplamı, beş metro hattı ihalesi için toplam 1 milyar 193 milyon TL'ydi. Kamu zararı aleyhine sözleşme yapmak anlamına gelen bu para, o günün döviz kuru üzerinden (3,7 TL) 530,4 milyon ABD dolarıydı.

Diğer yandan Mart 2017'de yapılmış bu beş ihaleden dört ay önce yani Kasım 2016'da Gayrettepe-3. Havalimanı Metro ihalesi yapılmış, Euro para birimi üzerinden açılan bu ihale 999 milyon 769 bin euroya Kolin-Şenbay ortaklığına verilmişti.

2017 yılında yapılan bu ihalelerin ardından İBB yönetimi 925 milyon Euro borçlanmaya ihtiyaç........

© T24


Get it on Google Play