Diğer

28 Şubat 2024

Aralarında Agrobay Seracılık şirketinin de yer aldığı çok sayıda şirketi bünyesinde bulunduran ve özellikle son 10 yıldır devletten ulaştırma alanında milyarlık ihaleler alan Bayburt Grubu'nun patronu Abdurrahman Şentürk, nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlamasıyla yargılandığı davada, toplam 7 yıl hapis cezasına mahkûm oldu.

Şentürk'ün cezaları Türk Ceza Yasası uyarınca indirime tabi tutularak toplam 6 yıla düşürüldü. Ancak kamu görevi, seçilme ve vakıf dernek yöneticiliği gibi belli haklardan yoksun bırakılmasına ilişkin madde de uygulandı.

Abdurrahman Şentürk'ün, Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Güngör Şentürk, Mehmet Sait Yıldız ile birlikte yargılandığı kamu davasında, gerekçeli karar geçtiğimiz günlerde çıktı.

Mahkeme Abdurrahman Şentürk'ün resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin mahkemece sabit görüldüğü belirtilerek, sosyal durumu, suç konusunun önem ve değeri ile suç işleme saiki dikkate alınarak 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bu ceza, sanığın geleceği üzerindeki olası etkisi dikkate alınarak takdiren 2 yıl 6 aya indirildi.

Mahkeme, Şentürk'ü, suçu kasten işlediği için de TCK'nın 'belli hakları yoksun bırakma' başlıklı 53. Maddesinde sıralanan haklardan yoksun bırakılmasına karar verdi.

Bayburt Grubu patronu Abdurrahman Şentürk, bu davanın müdahili olan Mustafa Öztaş'a karşı işlendiği belirlenen ve "kamu kurum ve kuruluşların, vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık" olarak tanımlanan nitelikli dolandırıcılık suçundan da 4 yıl hapis, 4300 gün de adli para cezasına çarptırıldı. Mahkeme bu cezada da aynı gerekçeyle indirim yaparak hapis cezasını 3 yıla, adli para cezasını da 3500 güne düşürdü. Sanığın ekonomik ve diğer şahsi hallerine göre 50 TL'den 175 bin TL adli para cezasına dönüştürdü. Karara göre Abdurrahman Şentürk'ün bu para cezasını aylık taksitler halinde 20 eşit taksitte ödemesi gerekiyor.

Abdurrahman Şentürk ile birlikte iştirak halinde suçu işlemekten yargılanan (Bayburt Grubu Yönetim Kurulu üyesi) Güngör Şentürk de resmi belgede sahtecilik suçundan 3 yıla hapis cezasına mahkûm oldu. Bu ceza TCK uyarınca 2 yıl 6 aya indirildi. Güngör Şentürk için de belli haklardan yoksun bırakma maddesi uygulandı. Güngör Şentürk de Abdurrahman Şentürk gibi, davaya katılan Mustafa Öztaş'a karşı üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçundan c(Kamu Kurum ve Kuruluşların vb. Tüzel Kişiliklerin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık) 4 yıl hapis ve 4300 gün adli para cezasına mahkûm oldu. Hapis cezası 3 yıl 4 aya, para cezası da 3500 güne indirildi.

Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesi bu davada Şentürk ile iştirak halinde suçtan yargılanan Mehmet Sait Yıldız'ın da resmi belgede sahtecilikten 3 yıl, nitelikli dolandırıcılık suçundan 4 yıl hapisle cezalandırılmasına karar verdi. (K: 2024/68)

Bu cezalar da aynı şekilde indirime tabi tutuldu. Davada yargılanan Ahmet Şentürk, her iki suçtan da inandırıcı delil elde edilemediğinden beraat etti.

Dosyaya yansıyan bilgi ve anlatımlara göre Bayburt Grubu şirketlerinden birinde bir süre çalışmış olan Mustafa Öztaş, parasının ödenmediği gerekçesiyle bundan 10 yıl önce alacakları için yargı yoluna başvurdu. İcraya gitti.

Ancak bu başvuru daha sonra kendisine senetle icra takibi olarak geri döndü. Şirketten alacaklı olan Öztaş'ı, şirkete 30 milyon TL borçlu olarak gösteren senetin Mustafa Öztaş elinden çıktığı iddia edildi. Buna ilişkin bilirkişi raporunda imzası bulunan Ali Arabacı'nın, daha önce Ergenekon Islak İmza kumpasında Dursun Ali Çiçek'e kumpas kuran kişi olduğu saptandı. Bu kişi daha sonra tutuklandı. Alacakları için yargıya başvuran Mustafa Öztaş'ın senedin sahte olduğuna, üzerindeki yazının "kendi el ürünü olmadığı"na dair itirazı ise kabul edildi. Böylece davaya konu olan 10 Haziran 2014 vadeli 30 milyon bedelli senetin sahte bir şekilde hazırlandığı tescillendi.

Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesi sahte resmi belgeyi kullanma eylemini sanıklar Abdurrahman Şentürk, Güngör Şentürk ve Mehmet Sait Yıldız'ın iştirak halinde gerçekleştirdikleri, sonuç ve kanaatine vardı.

Dava dosyasına senetle ilgili olarak giren anlatımların bir kısmı şöyle:

"Gölbaşı İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/117 Esas sayılı dosyasında itiraz ve ödeme emrinin iptaline ilişkin dava açtığını, soruşturmaya konu bononun tamamen sahte bir şekilde düzenlendiğini, bono üzerindeki imza ve yazıların katılanın Mustafa Öztaş';ın el ürünü olmadığını, katılanın Özgün Yapı Sanayi ve Tic. A.Ş ve yetkilisi Güngör Şentürk'ten 15 milyon TL alacaklı olduğunu ve katılanın bu alacağı ile ilgili Ankara 27. İcra Müdürlüğü'nün 2013/16728 Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, sanıkların sahte bir senetle takip yaparak, katılanın Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2013/16728 Esas sayılı dosyasında yer alan alacağına haciz koyarak tahsilatı engellemeye çalıştıklarını, sahte bono üzerinde düzenleyen adresi olarak İncek Mahallesi 1061 Konut Küme Evleri No:4/9 Gölbaşı/ANKARA; yazdığını, bu konutların 2014 yılının 3. ayında teslim edildiğini, senedin düzenleme tarihi olan 10/10/2013 tarihinde böyle bir konut projesinin dahi olmadığını, 10/10/2013 tarihinde henüz başlamamış ve varlığından haberdar olunmayan bir projeden katılan Mustafa Öztaş'ın daire alacağı ve bu dairede ikamet edeceğinin bilinmesinin imkan dışı olduğunu, bu ayrıntının senedin 2014 yılının 3. ayından sonra ve sahte olarak düzenlendiğini gösterdiğini, katılanın senette alacaklı görünen Mehmet Sait Yıldız isimli kişiyi hiç tanımadığını, aralarında hiçbir şahsi veya ticari ilişki olmadığını, 30 milyon TL bedelli fahiş bir borç ilişkisinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, katılanın Ankara 27. İcra Müdürlüğü'nün 2013/16728 Esas sayılı dosyasındaki alacağının tahsilini engellemek amacıyla sanık Güngör Şentürk tarafından sahte senet işinin organize edildiğini düşündüklerini beyan ederek şikayetçi olduğu..."

Bayburt Grubu'nun adı son zamanlarda iki önemli konuyla gündeme taşındı: İlki, holding bünyesindeki Agrobay Seracılık şirketinde sendikalı oldukları gerekçesiyle işten çıkarılan kadın işçilerin beş aydır süren direnişi.

İkinci konu ise Next Level satışı. T24'te haber olarak yer alan gelişmeye göre Pasifik İnşaat"ın Ziraat Bankası'na 412 milyon TL'lik kredi borcuna karşılık Ziraat Bankası'nın el koyduğu Next Level AVM, 1.4 milyar TL'ye AKP'ye yakınlığıyla bilinen Bayburt Group'a satılmıştı. Habere göre Satış tutarının 667 milyon TL'si peşin ödenirken 746 milyon TL'lik tutar ise 12 ay vadelendirildi. Ziraat Bankası'nın 2019 yılında sildiği borcun kur karşılığı 73 milyon doları bulurken, Bayburt Group'a yapılan satışın tutarı ise bugünkü döviz kuruyla 48 milyon dolarda kaldı.

Bayburt Grup patronu Abdurrahman Şentürk'ün nitelikli dolandırıcılık ve senet sahteciliği suçlarından aldığı hapis cezaları için elbette istinaf ve temyiz yolları açık. Ancak Şentürk'ün şirketlerinin bu kararın ardından yeni kamu ihaleler alıp alamayacağını izleyip göreceğiz.

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990- 1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013- 2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti- TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası- (2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

Oldukça kapsamlı ve ayrıntılı bir şekilde hazırlanan 138 sayfalık rapor, içinde kamu bankaları, kamu enerji şirketleri ve daha bir çok önemli kamusal şirketin bulunduğu TVF'nin her bir vatandaşı doğrudan ilgilendiren hakiki bir denetimden nasıl ve hangi yöntemlerle kaçındığını ortaya koyuyor

Rüşveti bu kadar ayrıntılı tanımlayıp yasaklayan bu taahhütname, şirketin sadece Kanada ve ABD'deki madencilik faaliyetlerini ilgilendiriyor olamaz. SSR Mining'in İliç'te ve şirketin ortak olduğu Türkiye'deki diğer maden işletmelerini de bağlamaktadır

Ceza etkili olsa, Bakanlığın açıkladığı gibi denetimler, takipler titizlikle sürse, İliç'te uzun vadeli etkilerini daha bilemediğimiz, henüz ölçemediğimiz bu facia ortaya çıkar mıydı?

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - Bayburt Grubu patronuna nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilikten 7 yıl hapis - Çiğdem Toker
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bayburt Grubu patronuna nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilikten 7 yıl hapis

118 9
28.02.2024

Diğer

28 Şubat 2024

Aralarında Agrobay Seracılık şirketinin de yer aldığı çok sayıda şirketi bünyesinde bulunduran ve özellikle son 10 yıldır devletten ulaştırma alanında milyarlık ihaleler alan Bayburt Grubu'nun patronu Abdurrahman Şentürk, nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlamasıyla yargılandığı davada, toplam 7 yıl hapis cezasına mahkûm oldu.

Şentürk'ün cezaları Türk Ceza Yasası uyarınca indirime tabi tutularak toplam 6 yıla düşürüldü. Ancak kamu görevi, seçilme ve vakıf dernek yöneticiliği gibi belli haklardan yoksun bırakılmasına ilişkin madde de uygulandı.

Abdurrahman Şentürk'ün, Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Güngör Şentürk, Mehmet Sait Yıldız ile birlikte yargılandığı kamu davasında, gerekçeli karar geçtiğimiz günlerde çıktı.

Mahkeme Abdurrahman Şentürk'ün resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin mahkemece sabit görüldüğü belirtilerek, sosyal durumu, suç konusunun önem ve değeri ile suç işleme saiki dikkate alınarak 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bu ceza, sanığın geleceği üzerindeki olası etkisi dikkate alınarak takdiren 2 yıl 6 aya indirildi.

Mahkeme, Şentürk'ü, suçu kasten işlediği için de TCK'nın 'belli hakları yoksun bırakma' başlıklı 53. Maddesinde sıralanan haklardan yoksun bırakılmasına karar verdi.

Bayburt Grubu patronu Abdurrahman Şentürk, bu davanın müdahili olan Mustafa Öztaş'a karşı işlendiği belirlenen ve "kamu kurum ve kuruluşların, vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık" olarak tanımlanan nitelikli dolandırıcılık suçundan da 4 yıl hapis, 4300 gün de adli para cezasına çarptırıldı. Mahkeme bu cezada da aynı gerekçeyle indirim yaparak hapis cezasını 3 yıla, adli para cezasını da 3500 güne düşürdü. Sanığın ekonomik ve diğer şahsi hallerine göre 50 TL'den 175 bin TL adli para cezasına dönüştürdü. Karara göre Abdurrahman Şentürk'ün bu para cezasını aylık taksitler halinde 20 eşit taksitte ödemesi gerekiyor.

Abdurrahman Şentürk ile birlikte iştirak halinde suçu işlemekten yargılanan (Bayburt Grubu Yönetim Kurulu üyesi) Güngör Şentürk de resmi belgede sahtecilik suçundan 3 yıla hapis cezasına mahkûm oldu. Bu ceza TCK uyarınca 2 yıl 6 aya indirildi. Güngör Şentürk için de belli haklardan yoksun bırakma maddesi uygulandı. Güngör Şentürk de Abdurrahman Şentürk gibi, davaya katılan Mustafa Öztaş'a karşı üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçundan c(Kamu Kurum ve Kuruluşların vb. Tüzel Kişiliklerin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık) 4 yıl hapis ve 4300 gün adli para cezasına mahkûm oldu. Hapis cezası 3 yıl 4 aya, para cezası da 3500 güne indirildi.

Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesi bu davada Şentürk ile iştirak halinde suçtan yargılanan Mehmet Sait Yıldız'ın da resmi belgede sahtecilikten 3 yıl, nitelikli dolandırıcılık suçundan 4 yıl hapisle cezalandırılmasına karar verdi. (K: 2024/68)

Bu cezalar da aynı şekilde indirime tabi tutuldu. Davada yargılanan Ahmet Şentürk, her iki suçtan da inandırıcı delil elde edilemediğinden beraat etti.

Dosyaya yansıyan bilgi ve anlatımlara göre Bayburt Grubu şirketlerinden birinde bir süre çalışmış olan Mustafa Öztaş, parasının ödenmediği gerekçesiyle bundan 10 yıl önce alacakları için yargı yoluna başvurdu. İcraya gitti.

Ancak bu başvuru daha sonra kendisine senetle icra takibi olarak geri döndü. Şirketten alacaklı olan Öztaş'ı, şirkete 30 milyon TL borçlu olarak gösteren senetin Mustafa Öztaş elinden çıktığı iddia edildi. Buna ilişkin bilirkişi raporunda imzası bulunan Ali Arabacı'nın, daha önce Ergenekon Islak İmza kumpasında Dursun Ali Çiçek'e kumpas kuran kişi olduğu saptandı. Bu kişi daha sonra tutuklandı. Alacakları için yargıya başvuran Mustafa Öztaş'ın senedin sahte olduğuna, üzerindeki yazının "kendi el ürünü olmadığı"na dair itirazı ise kabul edildi. Böylece davaya konu olan 10 Haziran 2014 vadeli 30 milyon bedelli senetin sahte bir şekilde hazırlandığı tescillendi.

Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesi sahte resmi........

© T24


Get it on Google Play