Diğer

26 Ocak 2024

Millet Bahçesi kavramını ve bu bahçelerin ne işe yaradığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı partili Cumhurbaşkanı haline getiren 2018 seçim sürecinde önce bir seçim vaadi olarak öğrenmiştik.

"Bütün aileler gelsinler Millet Bahçelerine, yatsınlar yuvarlansınlar" diyen Erdoğan bu sözünü de "Onlar orada yuvarlandıkça bizi hatırlayacaklar" diye bağlamıştı.

Millet Bahçeleri, oralarda yuvarlanmaya davet edilen aileler kadar, müteahhitlik şirketlerinin de hatıraları ve gözdeleri arasına girdi. Ve iktidarın Ankara Millet Bahçesi, kapatılan Atatürk Havalimanı gibi özel önem verilen bazı Millet Bahçeleri için açık ihale değil, davet usulü olarak anılan 21/b usulü tercih edildi. Her ikisini de aynı firma kazandı…

Ankara Millet Bahçesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin iktidar partisi adayı olan Murat Kurum'un Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olduğu dönemde bakanlığa bağlı TOKİ tarafından yapılmıştı.

Bundan beş yıl önce yapılan ihaleyi, 398,5 milyon TL teklifle, Erdoğan'a özel yakınlığı bulunan Yapı ve Yapı İnşaat üstlendi.

Yapı ve Yapı, kapatılan Atatürk Havalimanı pistinin kırılarak projelendirilen oradaki Millet Bahçesi ihalesini de yine 21/b ile üstlenmişti.

Anlatacağım asıl güncel gelişmeye geçmeden küçük bir ara vererek bağlantılı bir hatırlatma yapmak gerekiyor: Millet Bahçesi ihalesini de alan Yapı ve Yapı, sadece iktidarın yönettiği kurumlar ile yapmıyor. Söz konusu şirketin Astaş firması ile birlikte eski Etiler Polis Okulu arazisi olarak bilinen alana lüks rezidans projesini yapmak üzere İBB iştiraki KİPTAŞ ile protokol imzaladığını, KİPTAŞ'ın bu sahadaki payını satarak devrettiğini daha önce (Sözcü'de gündeme taşımıştım.) O dönem KİPTAŞ'ın tarafıma ilettiği açıklamada (8 Haziran 2022/Sözcü) İmamoğlu ve ekibinin devraldığı, yarım bırakılan siyasi, teknik ve ekonomik olarak en zorlu işlerden biriydi" denilerek, devir gerekçesi şöyle anlatılmıştı: "Yeni dönem İBB ve KİPTAŞ vizyonunun şehircilik bakışı ve anlayışı ile taban tabana zıt ancak protokoller ve sözleşmeler ile hukuki açıdan eli kolu bağlı, sahası kazılmış, çevreye verdiği risk günden güne artan bir projeydi. 2019 yılında; üstelik şantiyenin etrafındaki komşu yapılarda ve yollarda belirgin çatlaklar için yapılan şikayetler; İTÜ raporu ile belgelenmişti. Rapora göre; en kısa zamanda inşaat ilerletilmeliydi ki kazılan zemin nedeniyle yaşanan hareketler durdurulsun."

Gelelim bugüne…

Ankara Millet Bahçesi faaliyete açıldı açılmasına ama o projenin yapılmasını mümkün kılan imar planı için açılan iptal davası, idari yargıda devam ediyordu. İşte o dava yeni sonuçlandı.

TMMOB Ankara Mimarlar Odası, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı aleyhine açtığı, TOKİ'nin de müdahil olduğu davada özetle şöyle dedi:

Ankara 13. İdare Mahkemesi, işte bu tespitlerle açılan davada iptal kararı verdi. Mahkeme, Ankara Millet Bahçesi ihalesine de dayanak oluşturan Bakanlığın iki imar planının:

- Yargı kararlarının gerekçelerine,

- İmar mevzuatına,

- Şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına,

- Plan tekniklerine,

- Plan hiyerarşisi ve kamu yararına uygun olmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davaya konu işlemlerin iptaline karar verdi.

Başlıktaki "bir iptal daha" ifadesi ise aynı konuda daha önce verilmiş ilk iptal kararını anlatıyor. Ankara 14. İdare Mahkemesi Bakanlığın imar planlarını iptal etmişti. Gelin görün ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı o iptal kararının gerekçelerine uymayarak aynı imar planlarını tekrar onaylamış. (Mahkeme kararını uygulayarak, yani hukuka uyarak Yapı ve Yapı'nın kazandığı ihaleyi iptal ettiğini bir düşünelim. Ne büyük sürpriz olurdu değil mi!)

İşte 11 Ocak 2024 tarihli son mahkeme kararındaki ilk gerekçe olarak yazılan "yargı kararlarının gerekçesine uymamak" da bunu anlatıyor. Özetle mahkeme, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na hukuka aykırı davrandığını söylemiş oluyor.

Normal bir hukuk devletinde yapılması gereken, mahkeme kararına uymaktır. Bilin bakalım ne olacak?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990-1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013-2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti-TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası-(2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

Bir itibar kurumu olan Merkez Bankası'nda başkanların çok rahat görevden alınabildiği, süre teminatının, bağımsızlık güvencesinin olmadığı bir bürokratik atmosferde bugün yaşadığımız tablo sürpriz değildir

“Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır”

Ağustos ayından itibaren yılsonuna gelinceye kadar altıya yediye katlanan kırtasiye harcamalarına dikkatinizi çekmek istedim. Tasarruf Genelgesi'nin yayımlandığı Haziran ayında, yaklaşık 235 milyon TL olan devletin kırtasiye harcaması, Aralık ayına gelindiğinde yaklaşık 7 kat artarak 1 milyar 607 milyon TL'yi geçmiş

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - Ankara Millet Bahçesi'ne bir iptal daha - Çiğdem Toker
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ankara Millet Bahçesi'ne bir iptal daha

151 29
26.01.2024

Diğer

26 Ocak 2024

Millet Bahçesi kavramını ve bu bahçelerin ne işe yaradığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı partili Cumhurbaşkanı haline getiren 2018 seçim sürecinde önce bir seçim vaadi olarak öğrenmiştik.

"Bütün aileler gelsinler Millet Bahçelerine, yatsınlar yuvarlansınlar" diyen Erdoğan bu sözünü de "Onlar orada yuvarlandıkça bizi hatırlayacaklar" diye bağlamıştı.

Millet Bahçeleri, oralarda yuvarlanmaya davet edilen aileler kadar, müteahhitlik şirketlerinin de hatıraları ve gözdeleri arasına girdi. Ve iktidarın Ankara Millet Bahçesi, kapatılan Atatürk Havalimanı gibi özel önem verilen bazı Millet Bahçeleri için açık ihale değil, davet usulü olarak anılan 21/b usulü tercih edildi. Her ikisini de aynı firma kazandı…

Ankara Millet Bahçesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin iktidar partisi adayı olan Murat Kurum'un Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olduğu dönemde bakanlığa bağlı TOKİ tarafından yapılmıştı.

Bundan beş yıl önce yapılan ihaleyi, 398,5 milyon TL teklifle, Erdoğan'a özel yakınlığı bulunan Yapı ve Yapı İnşaat üstlendi.

Yapı ve Yapı, kapatılan Atatürk Havalimanı pistinin kırılarak projelendirilen oradaki Millet Bahçesi ihalesini de yine 21/b ile üstlenmişti.

Anlatacağım asıl güncel gelişmeye geçmeden küçük bir ara vererek bağlantılı bir hatırlatma yapmak gerekiyor: Millet Bahçesi ihalesini de alan Yapı ve Yapı, sadece iktidarın yönettiği kurumlar ile yapmıyor. Söz konusu şirketin Astaş firması ile birlikte eski Etiler Polis Okulu arazisi olarak bilinen alana lüks rezidans projesini yapmak üzere İBB iştiraki KİPTAŞ ile protokol imzaladığını, KİPTAŞ'ın bu sahadaki payını satarak devrettiğini daha önce (Sözcü'de gündeme taşımıştım.) O dönem KİPTAŞ'ın tarafıma ilettiği açıklamada (8 Haziran 2022/Sözcü) İmamoğlu ve ekibinin devraldığı, yarım bırakılan siyasi, teknik ve ekonomik olarak en zorlu işlerden biriydi" denilerek, devir gerekçesi şöyle anlatılmıştı: "Yeni dönem İBB ve KİPTAŞ vizyonunun şehircilik bakışı ve anlayışı ile taban tabana zıt ancak protokoller ve sözleşmeler ile hukuki açıdan eli kolu bağlı, sahası kazılmış, çevreye verdiği risk günden güne artan bir projeydi. 2019 yılında; üstelik şantiyenin etrafındaki komşu yapılarda ve yollarda belirgin çatlaklar için yapılan şikayetler; İTÜ raporu ile belgelenmişti. Rapora göre; en kısa zamanda inşaat ilerletilmeliydi ki kazılan zemin nedeniyle yaşanan hareketler durdurulsun."

Gelelim bugüne…

Ankara Millet Bahçesi faaliyete açıldı açılmasına ama o projenin yapılmasını mümkün kılan imar planı için açılan iptal davası, idari yargıda devam ediyordu. İşte o dava yeni sonuçlandı.

TMMOB Ankara Mimarlar Odası, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı aleyhine açtığı, TOKİ'nin de müdahil olduğu davada özetle şöyle dedi:

Ankara 13. İdare Mahkemesi, işte bu tespitlerle açılan davada iptal kararı verdi. Mahkeme, Ankara Millet Bahçesi........

© T24


Get it on Google Play