Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş’ı 90’lı yılların başından, bir bakıma kendilerini Türkiye’ye tanıtan Beypazarı tecrübesinden tanıyorum. Yayınlanmış ilk kitabımın (Yaşarken’in) çekirdeğinde kendileriyle yaptığım uzun bir röportaj yer alıyor. O röportajı yaptığım Mansur Yavaş, çevresine tıpkı Anafartalar’da Mustafa Kemal’in yaydığına benzer bir ülkü ve cesaret ışığı yayıyordu. Benzetmeyi mazur görün; ama öyle!

O gün, bu gerçeği görmemek için kör olmak gerekirdi. Görmeyenler oldu tabii...

Keza; belediye başkanlığından toplum liderliğine adım adım yükseldiği yerlerde adeta canlı tanığı olarak yaşarken; onun olağanüstü çözüm bulucu yaratıcılığına, farklı kutupları uzlaştırmacılığına, aksiyoner ve proaktif kişiliğine, gözüpekliğine, iyi bir fikir yakaladığında sergilediği komplekssiz ve engel tanımaz ilgi haline, toplum yararına olabilecek her fikre ve öneriye -aslında saf insana- riyasız, samimi biçimde değer verişine, kucak açışına, Anadolu insanına özgü içten, dürüst samimiyetine; hasılı toplumlarda çok nadir karşılaşılan lider karakterine o kadar çok olay ve o kadar çeşitli durumlar içinde tanık oldum ki hepsini yazsam herhalde bir biyografik belgesel olur.

Belki ileride yazarım...

★★

Toplumun ve medyanın teveccühü açıkça gösteriyor ki Mansur Başkan’ın saydığım özellikleri sadece benim görüşüm veya saptamam değil. Bu konuda net bir konsensüs var. Halk indinde o, sağla solu, liberalle radikali, köylüyle kentliyi, doğuluyla batılıyı, zenginle yoksulu, kadınla erkeği, gençle yaşlıyı aynı odakta birleştirebilen büyük bir değer.

İşte bu değerden ve artan teveccühten ötürü, aynı zamanda bu samimi şükranın en üst ifadesi olarak daha bugünden 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimi için halkın gönlünden doğan aday olarak öne çıkıyor.

CHP’nin iç dengeleri ve uzun vade stratejisi, belli çevrelerce sivriltilen İmamoğlu etkeni vesaire, bunlar siyasetin içinde olmadığım için yorumlayamayacağım ayrıntılar; ama halkın içinde olduğum için az evvel de altını çizdiğim üzere -kendileri böyle bir kompozisyon içinde konumlandırılmayı isteseler de istemeseler de- sağla solu, kırsalla metropolü birleştiren bir konsensüs içinde Sayın Yavaş’ın adı her mecliste öne çıkıyor.

Olaya sadece AKP iktidarına son vermek olarak bakmıyor halk. İlginçtir; Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkeyi tek egemen olarak yönettiği dönemde doğru yapılan, sonuç alınan her ne icraat veya yaklaşım varsa onların ve yani doğruların sürdürülmesi bakımından da Sayın Yavaş bir teminat olarak görülüyor.

★★

Ve muhtemel yeni konsensüsler ya da ittifaklar...

Yarı-ütopik bir öngörü çerçevesinde, hani belki biraz da temenniyle karışık dile getirdiğim bu ihtimal; değerleri tartışmasız çok yüksek, geniş ufuklu ve fakat biraz da liderlerini rahatsız eden ‘yükselme’ potansiyellerinden ötürü lider tandanslı mevcut siyasi parti yapıları içerisinde öne çıkma, ülke yönetiminde söz sahibi olma şansı yakalaması pek de mümkün gözükmeyen bazı çok değerli siyasetçiler için de açık bir yol, bir alternatif rota olabilir. Ama tabii Mansur Yavaş yolunu -olası ittifak veya konsensüsleri, hatta halkın tercihinden doğacak tümüyle yeni siyasi oluşumları- onlar için patika değil, tam bir otoban olarak gördüğümü de yine bir dip not olarak düşmeliyim.

Kimler onlar?

Merkez sağa yakın İYİ Partili ve MHP’li politikacılar başta olmak üzere AKP’den, YRP’den, CHP’den veya henüz siyaset arenasına çıkmamış ama fikirleriyle bilinen parlak potansiyellerden çokça isim bu bağlamda sayılabilir. Kendilerinden izin almadığım için isimlerini ben sıralamayacağım ama siz zaten onların kimler olabileceğini az çok tahmin edersiniz.

Diğer yandan Sayın Mansur Yavaş’ın da bu yazıyı kaleme aldığım için bana biraz kızacağını biliyorum. Onun her zamanki engin hoşgörüsüne ve affediciliğine sığınıyorum.

★★

Çok iyi biliyorum; 31 Mart seçimlerinde ikinci kez, üstelik bu kez ‘sağını solunu, yanını yöresini’ de çok güçlendirerek Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Sayın Yavaş, şimdi tüm gücüyle, aklının ve gönlünün her zerresiyle Ankara’yı en iyi yere taşımaya odaklandı. Halkın büyük teveccühüne son dirhemine kadar en iyi karşılığı verme duygusudur bu...

Vefa ve asalet ile ikisini çevreleyen harikulade sağduyu ve kanaatkârlık...

Ve tabii adanmış, mükemmel bir de takımı var.

Dolayısıyla şimdi Sayın Yavaş’ın aklında, kendilerinin her fırsatta ifade ettikleri gibi ‘Atatürk’ün Emaneti Dünya Başkenti Ankara’ ve bu bağlamda da Ankaralıların huzuru, refahı, konforlu yaşamı dışında hiçbir şey olmadığından emin olabilirsiniz.

Onun içindir ki bu yazı ve yazının içerdiği öngörü, daha doğrusu tercüman olmaya çalıştığım temenni, hem 31 Mart’tan zaferle çıkmış bir partinin en kritik iki belediye başkanını kağıt üzerinde de olsa siyesi rekabet içindeymiş gibi gösterme riski taşıdığı için hem de az evvel Mansur Yavaş özelinde vurgu yaptığım o çok yüksek vefa ve asalet vasıflarından ötürü Mansur Başkan’ın asla hoşuna gitmeyecektir.

Öyleyse bunu bile bile, çok değer verdiğim bir siyaset ve devlet adamını memnun etmeyecek, aksine belki kızdırabilecek bir yazıyı niye yazıyorum?

Yanıtı çok basit: Halk istiyor diye!

Nasıl ki insanlar bir otobüse bindiklerinde onun nerede mola vereceğini, yolculuğun ne kadar süreceğini ve ne zaman varış yerine gelineceğini merak ediyorlarsa; yerel yönetimler seçiminin ısıttığı siyaset ortamında bizim gibi sıradan insanlar da yolun sonunu, daha doğrusu ‘yolun sonrasını’ merak ediyor ve şimdiden konuşuyor.

Ve hayal kuruyor. Mantıklı, gerçekçi hayaller...

İnsanın içini ferahlatan güzel rüyalar gibi...

★★

Şu sözü illaki bir yerden duymuşsunuzdur: “Uyurken herkes güzel rüyalar görebilir; ama dünyayı değiştirenler, uyandıklarında da o güzel rüyayı sürdürebilenler ve onu gerçeğe dönüştürebilenlerdir...”

Dört yılın bitiminde ve eğer bu arada erken seçim olmazsa 2028 baharında nasıl bir siyaset tablosuyla karşılaşacağımızı bugünden kim bilebilir ki?

QOSHE - Mansur Yavaş'ın Cumhurbaşkanlığı yolculuğu - Savaşkan İlmak
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Mansur Yavaş'ın Cumhurbaşkanlığı yolculuğu

5 1
08.04.2024

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş’ı 90’lı yılların başından, bir bakıma kendilerini Türkiye’ye tanıtan Beypazarı tecrübesinden tanıyorum. Yayınlanmış ilk kitabımın (Yaşarken’in) çekirdeğinde kendileriyle yaptığım uzun bir röportaj yer alıyor. O röportajı yaptığım Mansur Yavaş, çevresine tıpkı Anafartalar’da Mustafa Kemal’in yaydığına benzer bir ülkü ve cesaret ışığı yayıyordu. Benzetmeyi mazur görün; ama öyle!

O gün, bu gerçeği görmemek için kör olmak gerekirdi. Görmeyenler oldu tabii...

Keza; belediye başkanlığından toplum liderliğine adım adım yükseldiği yerlerde adeta canlı tanığı olarak yaşarken; onun olağanüstü çözüm bulucu yaratıcılığına, farklı kutupları uzlaştırmacılığına, aksiyoner ve proaktif kişiliğine, gözüpekliğine, iyi bir fikir yakaladığında sergilediği komplekssiz ve engel tanımaz ilgi haline, toplum yararına olabilecek her fikre ve öneriye -aslında saf insana- riyasız, samimi biçimde değer verişine, kucak açışına, Anadolu insanına özgü içten, dürüst samimiyetine; hasılı toplumlarda çok nadir karşılaşılan lider karakterine o kadar çok olay ve o kadar çeşitli durumlar içinde tanık oldum ki hepsini yazsam herhalde bir biyografik belgesel olur.

Belki ileride yazarım...

★★

Toplumun ve medyanın teveccühü açıkça gösteriyor ki Mansur Başkan’ın saydığım özellikleri sadece benim görüşüm veya saptamam değil. Bu konuda net bir konsensüs var. Halk indinde o, sağla solu, liberalle radikali, köylüyle kentliyi, doğuluyla batılıyı, zenginle yoksulu, kadınla erkeği, gençle yaşlıyı aynı odakta birleştirebilen büyük bir değer.

İşte bu değerden ve artan teveccühten ötürü, aynı zamanda bu samimi şükranın en üst ifadesi olarak daha bugünden 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimi için halkın gönlünden doğan aday olarak öne çıkıyor.

CHP’nin iç dengeleri ve uzun vade stratejisi, belli çevrelerce sivriltilen İmamoğlu etkeni vesaire, bunlar siyasetin içinde olmadığım için yorumlayamayacağım ayrıntılar; ama halkın içinde........

© Pusula Gazetesi


Get it on Google Play